Sürekli betonlaşmaya konu olan bir vadide yaşama çabası içindeyiz.
Mimarlık adına ortada övünülecek bir görüntü yok.
Ticari kazanç düşüncesiyle yapılan yapılarda kimlik yerine daire sayısında artış var.
Geleceğe mimari açıdan miras bırakacak bir yapıtımız kalmamış.
Aklıma şöyle bir soru takıldı…
Mimari açıdan bu kentin silueti nedir.?
Kardemir’in bacaları mı?
Olur mu öyle şey demeyin.
İstanbul’da bunun yanıtı selatin camileridir.
Yani padişah adına yapılmış olan o muhteşem mabetlerdir.
Bu yapıları gökdelenlerle ezmeye kalktığınızda şehri yağmacılara terk etmişsiniz demektir.
ABD’de Newyork kenti için bu yapılar AVM ve ticaret merkezleridir.
2001’de saldırıya uğrayan ve yıkılan ikiz kuleler mesela…
Amerikan kapitalizminin gücünün simgeleridir.
Güç göstergeleridir.
Evet…
Soru sormaya kaldığımız yerden devam edelim.
Karabük’ün simgesi nedir.?
Haddehaneler midir.?
Gerçi şimdilerde onlardan da geriye pek fazla bir şey kalmadı.
Tek-tük çalışma gayreti içindeler.
Haddehanelerin bir zamanlar kentin ortasında çıkardığı siyahi duman ve gürültü ekonomik verimliliği ve iş hacmini bizlere anlatırdı.
İstasyon ve Plevne caddesinin canlılığı görülmeye değerdi.
Evet…
Konumuz olmamasına karşın geçmiş her şeye rağmen bizi meşgul etmeye devam ediyor.
Daha doğrusu zihnimizde ağırlık yaparak bizleri yeni düşünceler üretmeye zorluyor.
Tekrar buradan sormak zorunda kalıyoruz.
Karabük’ün mimari açıdan simgesi nedir.?
Bakımsızlıktan kendi geçmişini arayan Yenişehir lojmanları mı?
1960’ların ünlü karizmatik apartmanları olan ve Küba krizini bağrında saklayan Kübanalar diye bilinen apartmanlar mı?
Atıl durumda olan
Sosyal tesisler mi?
Yenişehir Sineması mı?
Havuzlu Bahçe mi?
Mühendisler Kulübü mü?
Eskiye göre…
Yeni yapılarımız olan…
Kares mi?
Onel mi?
Terminal binamız mı?
Karabük’ün siluetini sorguladığınızda buna yanıt verecek estetik yapının olmadığını siz de görmektesiniz.!
Diyecek bir şey bulamıyorsunuz.
Külçe gibi oturtulmuş güzellik bezgini yapılar her tarafımızı sarmış durumda.
Buna bilinçsizce yapılan yenileri ekleniyor.
Kentin ısınmasına yaz mevsiminde bunalmasına ortam hazırlıyorlar.
Arıcak vadisi de bu tehlikenin emarelerini hissetmeye başladı.
Eğer DDY ait arazisi de değinildiği gibi yapılaşmaya açılırsa siz düşünün bir kere Karabük’ün halini…
Evet…
Gelinen noktada şimdi buradan sizlere esas olan soruyu yöneltiyorum.!
Bir kenti yaşanılır kılan nedir.?
Bunu
Hiç düşündünüz mü?
KARABUK
Sayın üstad esas soru bu kenti yaşanılmaz kılan nedir? Onu bulmalıyız, kentin sorunlarını tespit etmeliyiz, kenti yönetenleri bu sorunları çözmek için göreve davet etmeliyiz.tabii bu davete icabet edeceklermi,etselerdi şimdiye kadar Karabük,ün sorunları çoktan çözülmüş olurdu. Bundan sonra da Karabük, te yaşanılmaz