Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
16 Kasım, 2020 20:25 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yenice Ormanlarının Yaban Hayatını Müzede Keşfediyorlar

Sahip olduğu yaban hayat ve bitki çeşitliliği ile insanların ilgisini çeken ve Türkiye'nin en büyük blok ormanlarını içinde barındıran Karabük'ün Yenice ilçesinde yapılan "Doğa ve Hayvan Müzesi"ne yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından acil olarak korunması gereken 100 sıcak noktadan biri olarak gösterilen, Tarım ve Orman Bakanlığının korumasında bulunan kendine has bir mikro klimaya sahip olan Yenice ormanlarında doğal şekilde telef olan kuş ve yaban hayvanları tahnit yöntemi ile doldurularak müzede sergileniyor. Ihlamur Teras’ın ardından Şeker Kanyonu'nda yer alan mesire alanında 20 gün önce BAKKA desteği ile hizmete giren müzede yaban hayatının yanı sıra genetik özelliklerinin devamlılığının sağlanması ve eğitim amaçlı çalışmalar için kurutulan bitki ve ağaç türlerini doğa severler yakından inceleme şansı buluyor. Çevreleri iki ila yedi metre, boyları ise 18 ila 30 metre arasında değişen Istıranca meşesi, Türk fındığı, porsuk, Kafkas ıhlamuru, dağ karaağacı ve akçaağaçlarıyla açık hava müzesi konumunda olan Yenice ormanları, Kavaklı, Şimşirdere, Çitdere, Kızılkaya, Karakaya ve Göktepe bölgelerinde yürüyüş ve bisiklet parkurları ile doğa severlerin vazgeçilmez rotalarından biri. Şeker Kanyonu'na gelen yerli ve yabancı turistler bir taraftan doğa yürüyüşleri ve kanyonun derinliğinde kamp ortamının tadını çıkarırken, bir taraftan da müzeye gelerek içlerinde nesli tükenmeye yüz tutmuş türlerin de bulunduğu yaban hayatını yakından tanıyor. Müze işletmecilerinden Hayrettin karayel, Yenice ormanlarının Türkiye’nin en büyük blok ormanlarından ve dünyanın korunması gerekli 100 sıcak bölgeden birisi olması nedeniyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisinin fazla olduğunu söyledi. Karayel, müzenin içerisindeki hayvanların Milli Parklar’dan alındığını ve tamamen kendi doğallığında telef olmuş yaban hayvanlar olduğunu kaydederek, “İlçe genelinde çok fazla hayvan çeşitliliği var. Kaymakamlık ve BAKKA desteği ile yapılan proje ile bölgede yaşayan hayvanları yerli ve yabancı turist misafirlerimiz için sergiliyoruz. Bunun yanı sıra burada yürüyüş ve bisiklet parkuru, kamp, mesire ve restoran alanlarının olması ilgiyi de çok arttırıyor. Hafta sonu özellikle yoğun ilgi var. Bu hafta Rus grubumuz vardı. Yenice ormanları dünyaca biliniyor ve buradaki yürüyüş parkurları da bu bakımdan yoğunluk oluyor” dedi. Karayel, müzenin 20 gün önce hizmete girdiğini ve hafta sonları binin üzerinde ziyaretçinin bölgeye geldiğini kaydederek, Yenice ormanlarına renk değişimini görmek isteyen doğa severleri beklediklerini dile getirdi.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.