Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
18 Kasım, 2020 22:27 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yenice’de Sonbahar Güzelliği

Türkiye’nin en büyük blok ormanlarını içinde barındıran ve 1999 yılında Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından acil korunması gereken 100 sıcak noktadan biri ilan edilen Yenice ormanlarında sonbaharın gelmesiyle renk cümbüşü yaşanıyor. Sahip olduğu yaban hayat ve bitki çeşitliliği ile insanların ilgisini çeken Yenice ormanlarında sonbaharın gelmesiyle birlikte ortaya çıkan renk cümbüşü görenleri cezbediyor. İlkbahar ve yaz boyunca dağların üzerini kaplayan yeşil örtü, sonbaharın gelmesiyle yerini sarının ve kırmızının tonlarına bıraktı. Endemik bitki türü bakımında ve kendine has bir mikro klimaya sahip olan Yenice ormanlarının en önemli bölümünü ise anıt ağaçların bulunduğu Arboretum alanı oluşturuyor. Suyun ve nemin oluşturduğu zengin bitki çeşitliliğinin ürünü olan anıt ağaçlar, tabiat harikasının en değerli hazineleri arasında yer alıyor. Türlerinin diğer örneklerine göre olağanüstü çap ve boya ulaşan bu nadir ağaçlar, ‘Tabiat Anıtı’ olarak tescil edilerek koruma altına alındı. Çevreleri 2 ila 7 metre, boyları ise 18 ila 30 metre arasında değişen Istranca meşesi, Türk fındığı, porsuk, Kafkas ıhlamuru, dağ karaağacı ve akça ağaçlarıyla Yenice ormanları sonbaharın gelişiyle birlikte oluşturduğu birbirinden güzel renk cümbüşü ile adeta bir açık hava müzesi haline gelirken, konuklarını bu etkileyici doğa parçasının hemen hemen tüm güzelliklerinin sergilendiği müthiş bir maceraya davet ediyor. Tropik bölgeler dışında dünyanın ender coğrafyalarında rastlanan anıtsal ağaçları, yemyeşil vadileri, yükseklikleri iki bin metrelere ulaşan dağları, derin kanyonları, her daim çağıltılı dereleri, sürpriz şelaleleri, yaban hayatı ve değişik bitki çeşitliliğiyle Yenice ormanları, farklı outdoor aktiviteleri için gerçek bir ekoturizm merkezi olarak da dikkat çekiyor. Uçsuz bucaksız bir ağaç müzesine benzeyen ormanda yaşadığınızı yeniden duyumsayabilmek, yaprakların yeşilden sarıya, kahveden kızıla dönüşen renk cümbüşünü yaşamak isteyenlerin uğrak bölgelerinden biri olan Yenice ormanları günübirlik veya kamplı yürüyüş güzergâhları ile bisiklet rotaları dışında; kanyoning, kaya tırmanışı, kuş gözlemi, foto safari, botanik yürüyüşlerine de ev sahipliği yapıyor.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.