Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Dua Taşı Neden Sahipsiz?

Haber Merkezi tarafından
03 Mayıs, 2016 10:21 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:15
A+ A-

Dua Taşı Neden Sahipsiz?

Safranbolu’da Hacı Memişzade Hamdi’nin evinin önünde bir dua taşı var… Benim burada söz konusu ettiğim dua taşı ya da kıble taşından haberdar olmam 1999 yılında oldu. Karabük’ün ilk valisi olan Sayın Cemal Ayman İl Yıllığı hazırlama komitesinde bana da görev vermişti… Sayın Aytekin Kuş ve rahmetli Hulusi Yazıcoğlu’nun da destekleriyle 1999 Karabük İl Yıllığında tarih ve kültür bölümlerini hazırlama işi tarafımdan gerçekleştirildi. Şimdi bunun Safranbolu’da ki dua taşı ile ilişkisi ne diyeceksiniz. Çok doğru… Anlatayım… Bana gösterilen bir fotoğrafta evin önünde bir mezar taşı duruyordu. Biz de evlerin önünde mezarlık olması görülen bir şey değildi. O nedenle merakımı gizlemeden rahmetli Hulusi Yazıcıoğlu’na sordum. Bu ne anlama geliyor diye… O da bana rahmetli Prof.Dr. Abdülkerim Abdülkadiroğlu’nun 1997’de yayımladığı Güncel Yazılar adını taşıyan kitabını verdi. Kitap da mezar taşı gibi görünen bu yapının dua taşı olduğunu ve Anadolu’da ikinci bir örneğinin olmadığı yazılıydı… Prof.Dr Abdülkadiroğlu şöyle diyordu: “İnsanlar evlerinden çıktıklarında mezarlık istikametinde olan bu taşın önünde ölüleri için birer Fatiha okurlar,işlerine hayır duasıyla başlarlardı…” Safranbolu şehir hayatında bence insanları manevi bakımdan güçlü tutan ve ilişkilere yön veren temel felsefe bu idi. Kapitalizmin bireyci ve tekçi anlayışı günümüzde bizi biz yapan toplum olmamızı sağlayan manevi değerlerimizi sildi,süpürdü. Bizi bugünkü manevi açlığa mahkum etti. Toplumumuzun kirlenme sebeplerini bu duygulardan yoksun olarak yaşamamızda aranmalıdır. Pekala Safranbolu’da bu yozlaşmanın kanıtı ne olmuştur.? Bugün Dışkale Altı Sokakta Dua Taşı’nın terk edilmiş hali bize gelinen noktada içler acısı halimizi yüzümüze vurmaktadır. Uzun zamandır Safranbolu’nun Çarşı kesimini gezmemiştim. Keşke gezmez olaydım. Safranbolu Belediye Başkanı Sayın Dr.Necdet Aksoy’un bu gezi sırasında yanımda olmasını çok isterdim. Kıranköy’de Ulu Cami’nin yanındaki patika yoldan aşağıya indik. Her taraf yollara atılmış çöplerlerle dolu… Derenin aktığı Kanyon’da kirletilmiş… Bizi bu konularda kim eğitecek… Unesco şehri diyoruz ama bunun anlamını bilmiyoruz. Ne vurdumduymaz anlaşılmaz bir durum değil mi?

Bizi sosyal medyadan takip edin