Sizce Hiçleşmiyor Muyuz?

Sizce Hiçleşmiyor Muyuz?

Yayın: 12.05.2016 08:32
Paylaş:
A+ A-

Dün Karabük’e yağmur yağdı.
Kent yine sele/suya teslim oldu.
Geçen sene de Haziran ayının başlarında yağan yağmur caddeleri teslim almış,insanlarımızı korkutmuştu…!
Bundan sonra her benzer olumsuzlukta aynı korku etrafı saracaktır.
Şiddetli yağışlar bana 21 Mayıs 1998’i hatırlatır.
O günlerde Karabük gerçekten sele teslim olmuş,Milliyet gazetesi haberi Karabük’te Sel Nino felaketi biçiminde kamuoyu ile paylaşmıştı….
Sel felaketinin Karabük için anlamını bilmeyenler ya da kavrayamayanlar benim KARDEMİR sponsorluğunda çıkardığım Mekan,Zaman ve Anılarla Karabük ile ilgili kitabıma bakabilirler.
1942 ve 1998 yağışlarının Karabük’ü ne hale getirdiği bu kitabımızda fotoğraflarla ayrıntılarıyla anlatılıyor.
Karabük’te imar faaliyetleri ile uğraşanlara çok anlamlı dersler veriyor.
Şimdi bütün bu olanlara bakıp ne demek gerek…
Ben diyorum ki…
Duyarlılık ve değer bilme…
Kent yaşamının olmazsa olmazıdır.
Kentler bu iki sözcükle var olurlar…
Anlam kazanırlar…
Kendilerini belli ederler.
Ön plana çıkarlar.
Bunları önemsendikleri ölçüde geleceğe kucak açarlar.
Bu iki sözcüğü içselleştiremeyen ve gelecek kuşaklara aktaramayan kentlerin atılım yapmaları mümkün olmaz.

Toprak güzelleşmek için ilgi ister.
Kentler de gelişebilmek için sahiplenilmeyi önemser…
Bir kent ürettiği ölçüde değer kazanır.
Çevresini sevindirir.
İnsanlarını mutlu kılar.
Yaşama daha güvenle bakar…
Gelecekten kaygı duymaz.

Kentler bakım ister.
Titiz olmayı sever.
Yaşam tarzını kendisi şekillendirir.
İnsanların gelişmesine ön ayak olur.
Huzur dolu bir kentte kim yaşamak istemez.
Zorunlu olan doğal bir istektir bu…

Ne verirseniz onu alırsınız…
Ne ekerseniz onu biçersiniz…
Yaşamın bir ilkesidir bu.
Bunları yapmazsak ne mi olur?
Düşünmeye başlayın bir kere…
Kent, kimliğini ortaya koyamaz.
Gelişme gösteremez.
Yağmur sularına bir anda teslim olur.
Beton göletlerine teslim olur.
Bu noktada sorumlular aranmaya başlanır.
İstenmeyen durumlar yaşanır.
Sorumsuzluk duygusu kenti köreltir.
Gelişmeyi engeller.
İnsanlara hüzünden başka bir şey veremez.
Eli/kolu bağlanır.
Her olumsuzluğa teslim olmanın hüznünü yaşar.

Kentler birer yaşam alanlarıdır.
Onlara gelişigüzel sıralanmış bina topluluğu olarak bakamazsınız.
Bize düşen görev ;onu anlamaya yönelik çaba göstermektir.
Yaşama tarzını ona göre düzene sokmaktır.
Bunlara uymasak ne mi olur.?
Yabancılaşmaya başlarız.
Maddeleşiriz.
Manayı kaybederiz.
O mekanda hiçleşiriz.

Sizce hiçleşmiyor muyuz?

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kaspersky’den 2023 kritik siber olay raporu

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.05.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Kaspersky Yönetilen Tespit ve Müdahale (MDR) ekibine göre, doğrudan insan müdahalesi içeren yüksek ciddiyetli olayların sıklığı 2023'te günde 2'nin üzerine çıktı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Yıllık olarak yayınlanan rapor, raporda yer alan olaylar hakkında, niteliklerine, sektörlere ve coğrafi bölgelere göre dağılımlarıyla ilgili bilgi sağlıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Güvenlik Operasyonları Merkezi Başkanı Sergey Soldatov, şirketin geçen yıl daha az sayıda yüksek önem derecesine sahip olay tespit ettiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

“Ancak orta ve düşük önem derecesine sahip olayların sayısında eş zamanlı bir artış gözlemlendi. Olayların bu şekilde yeniden dağılımı, saldırılara aktif insan katılımının görünür izleri olmadan kötü amaçlı yazılımların tespit edilmesiyle ilişkilendiriliyor. Bu durum 'araçların metalaşması' ile açıklanabilir. Bununla birlikte, yüksek nitelikli olayların sayısının düşük olmasının mutlaka düşük hasar anlamına gelmediğini anlamak önemlidir. Hedefli saldırılar artık daha dikkatli planlanıyor ve daha tehlikeli hale geliyor. Bu nedenle, deneyimli SOC analistlerinin yardımıyla yönetilen etkili otomatik siber güvenlik çözümlerinin kullanılmasını öneriyoruz.”

Rapor saldırganların geçen yıl kullandıkları en yaygın taktik, teknik ve araçları da vurguluyor. Bu sonuçlar, Kaspersky Güvenlik Operasyonları Merkezi (SOC) tarafından tespit edilen MDR olaylarının analizine dayanıyor.

Rapora göre tespit edilen tüm ciddi olayların yüzde 22,9'u kamu sektöründe kaydedildi. İkinci sırada BT şirketleri yüzde 15,4 ile yer alırken, onları sırasıyla %14,9 ve %11,8 oranında finans ve sanayi şirketleri takip etti.

– “Saldırıların metalaşması”

Raporda yer alan olayların niteliğine bakıldığında, yaklaşık yüzde 25'inin bireyler tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Bunların yüzde 20'den biraz fazlası, Kaspersky tarafından daha önce hedefli saldırılar olarak sınıflandırılan, ancak müşterinin açık onayı üzerine 'siber tatbikat' olarak belirlenen çeşitli “siber tatbikat” türlerini içeriyordu.

Ciddi sonuçlara yol açan kötü amaçlı yazılım saldırılarının oranı 2023'te önceki yıllara kıyasla biraz düşmüş ve rapor edilen toplam kritik olayların yüzde 12'sinden fazlasını oluşturdu. Bu düşüş, son yıllarda yüksek ciddiyete sahip olayların en küçük payını temsil ediyor ve bu durum “saldırıların metalaşmasına” bağlanıyor.

Bu eğilim, kasıtlı veya kazara sızıntılar nedeniyle yaygın hale gelen hedefli kampanyalar yürütmek için önceden geliştirilmiş araçların yaygın olarak benimsendiğini gösteriyor. Söz konusu araçlar otomatik saldırı senaryoları uygulama girişimlerinde tekrar tekrar kullanılıyor.

2023 MDR'nin raporu ayrıca hedefli saldırı kalıntılarının, kamuya açık kritik güvenlik açıklarının ve sosyal mühendislik kullanımının tespit edildiği olayların yüzde 4-5 oranında olduğunu ortaya koydu.

Gelişmiş saldırılara karşı korumayı artırmak için şirketlere etkili siber güvenlik çözümleri uygulamaları, bunları yönetmek için nitelikli uygulayıcılar tutmaları veya MDR ve Olay Müdahalesi gibi yönetilen güvenlik hizmetlerini benimsemeleri tavsiye ediliyor.

Hizmetler, tehdit tanımlamasından sürekli koruma ve düzeltmeye kadar tüm olay yönetimi döngüsünü kapsıyor. Ayrıca bu hizmetler, kaçamak siber saldırılara karşı korunmaya, olayları araştırmaya ve bir şirketin güvenlik çalışanı olmasa bile ek uzmanlık sağlamaya yardımcı oluyor.