Türkiye’nin ilk entegre sanayi kuruluşu Karabük Demir ve Çelik Fabrikalarında (KARDEMİR), 4 numaralı fırın yenileme çalışmalarının ardından ateşleme töreni gerçekleştirildi.
3 Nisan 1937’de temeli atılarak kurulan Kardemir’le birlikte Türkiye’de demir çeliğin ve sanayinin temellerinin atıldı. Zaman içinde çeşitli sıkıntılı süreçler atlatarak bugün sadece Karabük için değil bir Türkiye markası ve uluslararası rekabet koşullarında sektöründe önemli bir marka değer olma durumuna erişti.
1989’da 137 gün süren grev dönemi , 1994’te dönemin hükümetinin kararıyla kapatılmayla karşı karşıya kalınan süreçte ‘8 Kasım’ Eylemleriyle Karabüklüler tüm Türkiye’yi salladı. En son 2002’de, Ak Parti Hükümetinin kurulmasının ardından şimdiki Cumhurbaşkanımızın ve dönemin Başbakan Yardımcısı Karabük’ün siyasi büyüğü Mehmet Ali Şahin’in gayretleri sonucu yeniden toparlandı , ayağa kalktı.
Tabi önemli iki isminde hakkını vermemiz şart. Allah rahmet eylesin Mutullah Yolbulan ve Allah sağlıklı ömürler nasip etsin yöremizin sanayicisi Kamil Güleç’in Kardemir’in bugünkü hale gelmesinde unutulmayacak, büyük emek ve gayretleri var.
Bütün o sıkıntılı süreçler de Karabüklüler tüm katmanlarıyla birlik olarak , kenetlenerek büyük mücadeleler verdiler. Fabrikalarına sahip çıktılar, adeta destan yazdılar…
Bugün iş başında olan yönetim zamanında da kar rekorları kıran, sürekli büyüyen ve her Karabüklünün gurur duyduğu , Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında, çok şükür Kardemir’imiz, göz bebeğimiz…
Ama nedense 4 nolu fırının ateşleme töreninde; tüm sıkıntılı zamanlar da fabrikalarına sahip çıkan Karabük bürokratları- Karabük siyasetçileri- Karabük Milletvekilleri – Karabük Parti Başkanları ve Karabük Basını yoktu.
O gururu yaşamaları, o mutluluğu paylaşmaları gereken Karabük’ün yerli ve milli unsurları orada yoktu yani.
Karabük’ün sahibi var mı sorusu düşüyor insanın aklına nedense. Ne dersiniz var mı acaba ?
İyi Parti Merkez İlçe Kongresi
İyi Parti Karabük Merkez İlçe Kongresi Pazar günü yapılacak. Yorum haberin yayımlanacağı bugün başkan seçilmiş olacak. ‘Muhalif” olarak etiketlenenlerin adayı Yasemin Kocakaya ve Başkan Aygün’ün adayı olarak etiketlenen Ferhat Ateş başkanlık için yarışmış ve biri kazanmış olacak.
Şimdiden kim kazanırsa hayırlı olsun diliyorum.
Ama son aylarda İyi Parti’nin yaşadığı süreçlere bakacak olursak kim kazanırsa kazansın birlik – beraberlik kazanacak diyemeyeceğiz gibime geliyor.
Kim kazanırsa kazansın dostluk kazanacak diyemeceğiz gibime geliyor. Yani bir herhangi bir kongre sonuç oluşturmayacak da sanki yeni tartışmaları beraberinde getirecek gibime geliyor.
Müneccim değilim tabi, ama Perşembenin gelişi Çarşamba’dan belli olur diye boşuna dememiş Atalarımız.
Delege seçimlerinin ardından daha da çok gün yüzüne çıkan tartışmalara bakıldığında kongre seçiminden sonra bazı söylemlerin artacağını ön görmek ortalama zeka düzeyinde olan herkesin yapabileceği bir tespit.
Aslında başka bir açıdan bakıldığında delege seçimleri söylenildiği gibi tek taraflı yapıldı ise Yasemin Kocakaya’nın kazanma ihtimali çok düşük.
Delege seçimlerinden sonra yapılan söylemlerinde bir turnusol kağıdı olacak bu seçim. Çözeltilerdeki asit ve bazın ayırt edildiği gibi, delege seçimi sonrasın söylemlerdeki doğruluk- yanlışlık da net olarak ayrılmış olacak sanki.
Kim kazanırsa tekraren hayırlı olmasını diliyorum.
Yazarın önceki yazıları için, BURAYI TIKLAYINIZ