Yazının başlığına bakacak olursak aslında neler olmadı ki demek daha doğru olur sanırım. Bölgenin Sesi gazetesinde en son “Bayram Şekeri” adlı yazımla 8 Temmuz’la tatile girdiğimi sanıyordum… Yanılmışım… Yaşanan 15 Temmuz şokuyla tatilimiz farklı bir hal aldı. Sonra meydanlarda şölen haline dönüşen demokrasi nöbetleri … Gerçekten yaşanan olayların bir özeti gibiydi… Türkiye Cumhuriyeti ne kadar büyük bir iç tehditle karşı karşıya olduğunu 15 Temmuz “işgal “ hadisesiyle anlamış oldu… Buna gerçekten darbeci bir kalkışma demek gerçekten yanlış olur. Çünkü Cumhuriyet tarihimizin tanıklık ettiği iki darbe girişiminde halka böyle kolay ateş eden ya da milleti temsil eden TBMM’ni hedef alan hain bir girişim olmamıştır. Darbe ve kalkışma sözcükleriyle bu olayı geçiştirmeye çalışmak gerçekten bir kolaycılık olacak. Sinop/Gerze’de olmam münasebetiyle ve 15 Temmuz’da yaşanan bu şok hadise münasebetiyle nutkum tutuldu desem yeridir. Ben her zaman bu ülkede istihbaratın sağlamlığına çok inanan ve değer veren bir kişiyim. O nedenle haber almada yaşanan zafiyet bence 15 Temmuz hadisesinin en düşündürücü olayı olmalıdır. Ve bundan da dersler alınmalıdır… Buradan nereye gelmek istiyorum. Türkiye Ortadoğu ve Yakındoğu coğrafyasında çok önemli bir jeopolitiğe sahip ülke… Bu belirttiğim coğrafya özellikle enerji koridoru olarak dikkat çekici önemli bir cazibe merkezi konumunda. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin doğu –batı,kuzey-güney yönünde enerji koridorları üzerinde olması ve bu hususu kendi ekonomisi açısından değerlendirmesi bugün dünyadaki bir çok devleti rahatsız etmekte ve düşmanlık oluşturmaktadır. O nedenle büyük güçler küresel terör ve yerel terör örgütlerini kullanarak Türkiye’nin milli bütünlüğüne darbe indirmek istemektedir. Bugün için terörizm ,küresel kapitalizmin milli devletleri yok etmek için oluşturduğu bir güçtür. Bu yaşadığımız anın çok önemli bir gerçeğidir. O nedenle ülke yöneticilerimizin,hükümetimizin bu gerçekten yola çıkarak stratejiler oluşturmaları ve ülke içinde istihbaratı sıkı tutmalarında yarar vardır. 15 Temmuzda yaşanan haber almadaki zafiyete bir daha geçit vermemelidir. Tabi burada ülkede yaşayan bizlere de çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Evet… Kendi kendimize şimdi şu soruyu sormak zorundayız. Gün nasıl bir gündür.? Yanıtını biz verelim. Düşmanla dostu ayırt etme günüdür. Yaşananlardan ders çıkarma zamanıdır. Artık Türkiye’de popülizme dayalı siyasetin yapılamayacağı anlaşılmıştır. Popülizm ;siyaseti bataklığa sürükleyen bir anlayıştır. 15 Temmuz gecesi yaşananlar, popülist siyasetin yol açtığı sorunların dramatik özetidir. Herkes bu durumdan kendine göre mutlaka bir ders çıkarmalıdır.