Bugün sizlerle tarihin ne olup olmadığına dair bir sohbet yapmak istiyoruz. Dünyanın ideolojik çıkarlara mahkum edildiği günümüzde bu hususun tartışılması önem arzediyor. Söylemek gerekirse… Herkes tarihten kendine göre beslenmek istiyor. Tarih popüler kültürün ana kaynağı durumunda. “Harca harca bitmez “ denilerek market kültürüne kurban ediliyor. Yazık… Hem de çok yazık. Manevi değerlerimizi maddi çıkarlarımız uğruna yok ediyoruz. Bir gün bunun acısını çekeceğiz. Toplum olarak çok ağır faturasını ödeyeceğiz. Şu anda zaten ödemekteyiz. Hemen yazının başlığına atıfta bulunarak söyleyelim. Tarih ideolojik bir kurgu değildir. Siyasi çıkarlar uğruna ya da ideolojileri savunmak amacıyla kullanılamaz. Kullanılmamalıdır. Tarih bilimsel gerçekleri araştırmak için geçmişten günümüze oradan da geleceğe uzanır. Bir bütündür. Bu bütünlük insanlığa yararlı bir hale getirilmelidir. Pekala… Günümüzde öyle bir tutum görülüyor mu?. Bunun yanıtını vermekte güçlük çekiyorum. Söylemek gerekirse tarih her yemekte salata niyetine tüketiliyor. Tüketenlere de afiyet olsun deniliyor. Böyle bir tüketimin mideye/midelere zarar vereceği ortada. İleride midemizin sağlığını yitireceğimizi bilelim. Bugünlerde söylemek gerekirse mideden rahatsız olanların şikayetleri iyice artmış durumda.! Şimdi esasa gelelim. Bir kere… Tarih kavga alanı olmamalıdır. Toplumu ayrıştırmak için kullanılmamalıdır. Neden… Çünkü tarihi yapan insanlar aramızda değildir. Bizlere hiçbir şekilde hesap veremezler. Bu noktada ne dersek boş konuşmuş oluruz. O zaman tarih ne işe yarar sorusu gündeme geliyor. Çok doğru… Yukarıda belirttik. Bilimsel araştırmalara malzeme yapılırsa ancak fayda sağlanmış olur. Tarih sayesinde hatalarımızı yakından görürüz. Günümüzle ve geleceğimizle ilgili dersler çıkarırız. Böylece tarih bilincine sahip bireyler olarak toplumumuza daha yararlı işler yapma güç ve kuvvetini buluruz. Modern toplumların bireyleri tarih bilincine sahiptirler… Aydın olmanın sorumluluğu içinde hareket edenlerin ülke çıkarlarını her şeyin üstünde tutmaya yönelik dinamik bir dünya görüşleri vardır. Çünkü onlar toplumlarının geçmişte yaşamış oldukları sıkıntıları ve sevinçleri çok iyi bilirler... İlerlemenin anahtarı olarak ,geçmişten aldıkları birikimi bugünü anlama ve geleceği inşa etme noktasında kullanırlar… Onlar geçmişleri ile barışık olduğu için ve yapılan hatalardan ders çıkardıkları için tarih adına öngörüde bulunabilirler. Bu anlamda tarih bilinci ancak geçmişi çok iyi bilmekle ve irdelemekle elde edilebilir… Tarih bilinci olmayan toplumlar kendi adlarına üretimde bulunamazlar. Bireylerin kendi olma sorunları vardır. Ayrıca… Başkalarını taklide yönelirler. Yabancı hayranı olurlar. Müziklerini ve giysilerini onlara benzetirler. Tarih bilinci olmayan toplumları farklılaştırmak çok kolaydır. Aynı zamanda… Tarihsel hafızaya sahip olamama gerçeklerden uzaklaşmayı gündeme getirir. Bilgi kirliği karşısında insanlar neyin doğru , neyin yanlış olduğunu bilemezler. Toplumda hoşgörü ortamı giderek kaybolmaya başlar. Bireyler giderek birbirinden nefret etmeye başlar.