Tarih Nelere Kadirdir…!

Tarih Nelere Kadirdir…!

Yayın: 23.09.2016 09:47
Paylaş:
A+ A-

İnsanoğlu kendi tarihini kendi yapar.
Sınıfsal çelişkiyle birlikte tarihin çizgileri oluşmaya başlar.
Biz yaşayanların bu süreçte yapacağı iş,geçmişte tarihi yapan bu çelişkili durumu kavramaya çalışma ve insanların mutluluğu yakalama noktasında gelecek için geçmişi birikim olarak kullanmaktır.
Tarihsel dinamizm bu biçimde yakalanır.
Buradan bahsedilen teorik çerçeveden hareketle ülke tarihine baktığımızda,geçmişte yaşanılan olaylardan ders alma becerisini gösteremediğimiz ortadadır.
Tarih açısından bu durum nasıl açıklanabilir?
İnsanların olduğu gibi toplumlarında kendilerine özgü genleri vardır.
Bunlar da,biyolojik genler gibi doğuşla birlikte oluşurlar.
Kaynakları tarihin derinliklerinde şekillendikleri için,daha sonra elde edilen tecrübelerle bir türlü değişime uğramazlar.
Örneğin,bu tezi günlük yaşamda vatandaşlarımızın gösterdiği bir takım davranışları gözleyerek doğrulamaya çalışalım…
Yapılması toplumu rahatsız eden bir yasak belirleyelim ve bunu kural haline getirilim.
Bu yasağı “yasa” haline getirelim..
Toplumun geni yasak savmaya göre şifrelenmiş ise,bu yasanın uygulanmasını bir türlü sağlayamazsınız..
Yani yasaya rağmen bireyler, yasak çiğnemeye devam ederler…
Nasıl mı?…
Şöyle ki….
Adam yasak olmasına rağmen arabasıyla kırmızıda geçer,kural dinlemez.
Arabaya biner.
Kemer takmaz.
Adeta Orta Asya’da ki gibi “eğersiz ata” binmenin zevkini yaşar.
Bu onun için büyük bir zevk oluşturur.
Normal hız haddini aşma dersin…
Otomobili ile son sürat gider.
Adama,görgü kurallarını öğretirsin.
O,sokakları kirletmeye devam eder.
Kendi dininin emrettiği temizliği es geçer.
Yüksek sesle konuşma, hasta var dersiniz….
O yine bildiğini okur…

Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Ama benim burada takıldığım ve bir türlü cevaplayamadığım husus ise şu:
Adam arabasında hareket halindedir ve sigara içmektedir.
Sigarasının külünü,hafif araladığı camın üzerinden serpmekte,küllük dururken son izmariti de söndürmeden yola büyük bir ivme kazandırarak savurmaktadır.
Bunu yapan kişi bir de ülkenin en iyi üniversitelerinden birinden mezun olmuştur.
Bu manzara karşısında nasıl bir yorum yaparsınız?

İşte bu noktada,,siyasi,sosyal,kültürel ve ekonomik alanlarda çeşitlilik gösteren genler,kendini ve etkisini bu tür davranışlarda ortaya çıkarıyor ve anlaşılmaz tuhaflıklara yol açabiliyor…
Ben “gen mühendisliğini””kopyalama olayı” dahil geleceğe yön verecek mesleklerden biri olarak kabul ediyorum.
Doğal olarak biyolojik alanda görülen gelişme,toplumsal gen mühendisliği alanında da bir buluşa yol açarsa o zaman gerçekten insanlık tarihini doğrudan etkileyecek gelişmeler yaşanabilir…
Tarihin seyri değişebilir…
Bu noktada ülkemde gördüğüm “tuhaflıkları”.başka bir bakış açısıyla açıklamanın mümkün olamayacağını düşünüyorum.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ordu’da sporculardan Gençlik ve Spor İl Müdürü Genç’e ziyaret

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.05.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

ORDU (AA) – Ordu Gençlik ve Spor Müdürü Mustafa Genç, ulusal ve uluslararası yarışmalarda dereceye giren wushucuları ağırladı.

Müdürlükten yapılan açıklamaya göre, Çin'de gerçekleştirilen 2024 Uluslararası Wushu Federasyonu (IWUF) Dünya Kupası'nda altın madalya kazanan Berna Tut, Türkiye'de ve uluslararası yarışmalarda başarı gösteren sporcular ile Wushu Kung Fu İl Temsilcisi Savaş Çakmak ve antrenörler, Genç'i ziyaret etti.

Genç, kategorilerinde başarılı olan sporcuları ve bu yolda emeği geçenleri kutladı.

Sporcuları, Ordu'dan yetişen milli gururları Türkiye Judo Federasyonu Başkanı Sezer Huysuz ile ağırladıklarını anlatan Genç, kentin spor altyapısına, judonun gelişimine, salonlardaki malzeme ihtiyaçlarına desteklerinden dolayı Huysuz'a teşekkür etti.

Genç, Ordu'ya her branşta başarılar geldiğini ama bu başarıların en büyüğünün wushu kung fu branşından olduğunu belirterek, “Gençlik ve Spor Bakanlığımızın tüm imkanları her zaman olduğu gibi gençlerimizin yanında. Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak, Valimiz Muammer Erol bizlere destek oluyorlar. İnşallah sporcularımızın sayısı artacaktır ve bu vesileyle başarılar daha da artacaktır. Madalyaların rengi inşallah hep altın olacak.” ifadelerini kullandı.

Milli sporcu Berna Tut, geçen ay 36 ülkenin katılımıyla gerçekleşen organizasyonda birinci olduğunu ve tüm dünyaya İstiklal Marşı'nı dinletmenin haklı gururunu yaşadığını vurguladı.

Tut, 11 yıldır spor yaptığını anlatarak, şunları kaydetti:

“Dünya ikinciliği ve üçüncülüğüm vardı. Sonunda dünya şampiyonluğunu da elde ettim. Önümde çok daha uzun yıllar var. Sağlım el verdiği sürece İstiklal Marşı'mızı tüm dünyaya dinletmeyi hedefliyorum. Kasımda Avustralya'da yapılacak Dünya Kupasına katılmaya hak kazandım. Orada da tüm dünyaya marşımızı dinletip bayrağımızı en yükseğe taşımayı hedefliyorum. Sporcu arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Önlerinde daha çok yolları var. En önemli şey çalışmak, hedefleri koyduktan sonra her şey gelir. Buralara gelmemde emeği geçen hocalarıma, Savaş Çakmak ve Veda hocama teşekkür ediyorum.”

Genç, başarılı sporcular ile antrenörlere çeşitli hediyeler verdi.