Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Bir Karabük Analizi…

Haber Merkezi tarafından
15 Kasım, 2016 07:47 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:14
A+ A-

Bir Karabük Analizi…

Karabük,bir Safranbolu değildir? Karabük bir Kastamonu değildir? Karabük bir Bolu’da değildir? Kültürünün kökleri bu kentler kadar eskilere gitmemektedir. O halde kent geleneği bu yüzyılın içinde oluşmaya başlayan yurdun dört bir yanından gelmiş insanların birlikteliği ile oluşmuş bir kentle karşı karşıya bulunmaktayız… Kök derinlerde olmadığı için feodal ilişkilerin,geleneksellik oluşturamadığı,zorlama sonucunda devlet tarafından yapılandırmaya çalışılan kapitalist ilişkilerin insan davranışlarını tanımladığı bir kentteyiz. Tabandan gelen bir kültürle değil,tavandan gelen yapaysı bir kültürle karşı karşıyayız. Bu kentte uzun yıllar insanları bir araya getiren olgunun demir çelik işletmelerinde işçilik,memurluk ve mühendislik yapmanın getirdiği mesleksel buluşmanın bu duruma neden olduğunu söyleyebiliriz. İşçi lokali,mühendisler lokali ve memurlar lokali gerçekleri bunun en somut kanıtları ve örnekleridir. Adeta bu kentin yaşamında birbirinden kopukluğun en önemli simgeleri gibidir bu yapılanma örgüsü… Onun ötesinde bir buluşma, topografik olumsuzlukların da etkisiyle oluşmamıştır.”Evli evine,köylü köyüne” misali bayramlarda ve özellikle de nüfus sayımlarında herkes doğduğu yerleşim noktasına çekilmeye başlayınca Karabük’ün gerçek kimliği ortaya çıkıvermiştir. Kent ölçeğinde tabelalar biçiminde gövde gösterme yarışına girmişçesine sıralanıveren yöresel derneklerimizin konumları da bu dağınıklığa kaynaklık yapmışlardır O nedenle Karabük,kendi kültürünü demir işçiliği dışında üretemeyen bir kent olarak sahipsiz kalmış,lobi kurma ve güç kullanma sürecine girememiş, merkez karşısında zayıf konumda kalınca ,ödenek yoksunu bir kent konumuna gelivermiştir. Dikkat ederseniz bu kentte bütün yatırımlar her nedense ödenek yetersizliği nedeniyle tam gününde tamamlanamamıştır. Karabük için birçok şiir yazılmış adına hiçbir kentte olmayacak düzeyde marşlar bestelenmiş ama bu çabaların hiç birisi,Karabüklülük bilincinin oluşmasına kaynak ya da referans oluşturmamıştır. Yeni il olan Düzce,bugün organize sanayisinden tutun da, kültür ve turizm değerlerine yeni değerler ekleme açısından ve yorumlar getirme açısından neredeyse Bolu’nun elinde tuttuğu bazı kaynakları ondan söküp alma noktasına gelmiştir. Karabük’ten sonra il olmuş bir kent olmasına karşın hızlı bir gelişme genişleme çabası içindedir.. Merkezin sunduğu bütün olanaklardan yararlanarak her alanda müthiş bir ilerleme göstermektedir. Ya Karabük… Öyle mi? Karabük yatırımları ödenek yeteneksizliği nedeniyle sürekli mağduriyete uğratılan bir kent değil midir.? Yıllar sonra ancak Organize Sanayi sitesinin ancak ve ancak doldurulabilmiş olması Türkiye’nin ilk ağır sanayi şehri olmaya yakışan bir durum değildir.! O halde bu kentte gizli olan nedir? Kendi tözünü kavrayamamış olma ve bu nedenle kimlik sorunu yaşamış olması mıdır? Nedir bu cevher ve töz… Sadece demir ve sanayi kültürüne dayalı heterojen birlik mi? ”Öküz öldü ortaklık bozuldu” misali bakış açısı mı? Ne… Karabük ve Cumhuriyet ayrılmaz iki kavram ise bu kavramların içini şu ana kadar dolduramamış olmak kabahati kimindir acaba?... Bence bu kente hizmet gelmiyor diye yakınanlar , bunun vebali biraz da biz de değil midir? Ne dersiniz?

Bizi sosyal medyadan takip edin