Aksoy; “Bu Meseleyi Çözüme Kavuşturacağımıza İnanıyorum”

blank
Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
14 Kasım, 2015 12:11 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy, Karabük Belediye Encümeninin aldığı “Safranbolu Minibüslerinin Karabük şehir merkezine girmemesi” kararını değerlendirerek, bu yanlıştan dönüleceğine inandığını ifade etti. Konuyla ilgili olarak dün bir basın toplantısı düzenleyen Başkan Aksoy, şu açıklamalara yer verdi: “Safranbolu'nun seçimle iş başına gelmiş bütün sivil toplum yöneticileri ve Belediye Başkanı olarak da son günlerde yaşanılan Karabük’teki minibüs toplu taşıma hizmetleriyle ilgili alınan karara dair fikirlerimizi hep beraber paylaşmak üzere bir aradayız. Safranbolu ve Karabük'ün birlikteliklerine dair işbirlikleri, fırsat birlikleri gelişme birlikleri adeta bir bütünün iki parçası şeklindeki Allah'ın birlikte oluşturduğu kent olduğuna dair vurguyu yapmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Safranbolu’muzun iyiliği Karabük’ümüzün de iyiliği anlamına Karabük'ümüzün bir sıkıntısı da Safranbolu’muzun sıkıntısı anlamına geleceğini özellikle ifade etmek istiyorum. Bu iki şehrin işbirliği halinde olması, fikir birliği halinde olması, bir birleriyle diyalog halinde ortak projeler geliştirmesi her iki şehre de her zaman fayda sağlamıştır fayda sağlayama da devam edecektir. Geçmişte yaşanılan acı tecrübeler her iki şehirde de maalesef huzursuzluğa, her iki şehrin insanlarının birbirlerine olan sevgisinin yıpranmasına sebebiyet vermiştir. Biz Safranbolu'yu da Karabük'ü de bir bütün olarak gördüğümüzü ve bir konuyu gündeme getirirken her iki şehri düşünerek gündeme getirmemiz gerektiğini açıkça ifade etmek istiyoruz. Bazı kararlar alınabilir alınacak olan kararlar insanların her zaman menfaatine uygun olacak diye bir kural yok. Toplumun genelinin çıkarları bazen kararlar alınmasına alt yapı niteliği oluşturabilir. Ancak Son dönemde Karabük'te ki trafik sıkıntısını yoğunluğunu çözmek amacıyla Karabük Belediyesi encümenin almış olduğu karar bu iyi niyet ilişkilerini zedeler nitelikte olmuştur. Hele hele bir genel seçim sonrasında hemen akabinde yapılıyor olması da insanlarımızın akıllarına farklı konuların gelmesine, düşüncelerinin içinde olmasa bile böyle bir neticeyle yapıldığına yönelik istifhamlar oluşmasına sebebiyet vermektedir. Biz bu ilişkilerin iyi niyet çerçevesinde yürütülmesi taraftarı olduk. Kaldı ki Karabük Belediyemizin Safranbolu Belediyemizden örneğin 5000 evler'deki üst geçit ile ilgili hiç istisnasız, hiç bir şey düşünmeden derhal en hızlı şekilde belediye meclisinde evet dedik. Bu evetimiz üzerine de Belediye Başkanımızın seçim vaatleri içerisinde bulunan projesinin yürümesine, imkan teşkil ettirdik. Yine bunun dışında pek çok hususu birlikte ikili anlaşmalarla çözdük. Örneğin Safranbolu Belediye Başkanı olmazdan önce yine Rafet Vergili Beyinde Karabük Belediye Başkanı olmazdan önce başlayan yine benzeri bir toplu ulaşım sıkıntısını da 10.03.2010 tarihinde her iki belediye başkanımızın da imzasıyla çözdüğümüz protokoldeki gibi konuları gündeme aldık masanın üzerine yatırdık ve çözdük. Bu protokole dayanarak da 2010 yılının 24 Haziran tarihinde alınan bir İl Trafik Komisyonu kararıyla da bizim bu anlaşmamız resmi belge haline getirilmişti ve buradaki İl Trafik Komisyonu kararıyla da şuandaki sistem bu karara dayanarak yürümektedir. Karabük Belediye encümenin almış olduğu bu kararın müzakereler yoluyla iş birliği tutanağında olduğu gibi çözüleceğine inanmaktayım. Bir yanlış yapılmışsa bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu yanlıştan dönmenin de bir erdem olduğunu ifade etmek istiyorum. Çünkü yapılan işlem mevzuatımıza uygun değildirdir. Trafik komisyonu kararlarına uygun değildir. Trafik Komisyonu kararlarının aksine bir karar alınmıştır. Bu karardan da dönülmesinin de yerinde olduğunu düşünüyorum. Safranbolu'da yaşayan insanların tamamını temsil eden sivil toplum örgütleri beraberiz. Ortak kararımızdır bunu açıklamak ve Karabük Belediyemizi almış olduğu bu karardan dönerek hukuk nezdinde ki doğru işleri yapmaya davet etmek istiyorum. Kamu hukuku anlamında buraya çıkmadan önce ciddi bir takım araştırmalar yapmadan bunları konuşmam iki şehir arasındaki toplu taşıma faaliyetlerinin karar merci İl Trafik Komisyonudur. İl Trafik Komisyonunun kararı da elimizdeki karar da 24 Haziran 2010 tarihli karardır. Bu kararda yürürlüktedir. Bu kararın değiştirilmesi usulü de yine İl Trafik Komisyonundan geçer. Belediye encümeninin belediye kanunundan kaynaklanan trafiği düzenleme yetkisi kendi ili içerisindeki toplu taşıma faaliyetlerini ilgilendirir. Bir şehirden başka bir şehre bir belediyeden başka bir belediyeyi ilgilendiren karar İl Trafik Komisyonu kararları çerçevesinde gerçekleşir. Bizim elimizdeki İl Trafik Komisyonu kararında da 3. maddesinde “Safranbolu-Karabük hattında faaliyette bulunan hatlı minibüslerin güzergahların değişiklik yapılarak Karabük il merkezlerine girişlerin Albay Karaoğlanoğlu Caddesi, PTT kavşağı, Güven Kavşağı, Fevzi Çakmak caddesi, Karabük Devlet Hastanesi, Sümer caddesi, Menderes caddesini takiben Kemal Güneş Caddesi dolmuş duraklarına intikal etmesi" gibi bir güzergah çizilmiş. Bu güzergah yalnızca İl Trafik Komisyonu kararınca değiştirilebilir. Verilen karar budur bu kararın aksine alınacak bir karar hukuk nezdinde doğru bir karar değildir. Yapılan bu işlemde hukuk nezdinde doğru bir işlem değildir. Bunu müzakere ederek Karabük Belediye Başkanımızla burada bulunan sivil toplum örgütleri hep beraber gidip çözebileceğimizi düşünüyorum. Bu yanlış yönden de bir an önce dönüleceğini de düşünüyorum. Meseleyi çok dallandırıp budaklandırma taraftarı değilim ama müzakere edip bu meseleyi çözüme kavuşturacağımızı düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Yorumlar

  1. Teknik adam

    Sayın aksoy öncelikle bostanbükü’nün yol üstünde kalan yurtlara bir çözüm getirin..statüleri belli olsun ki öğrenciler de, yurt işletenler de rahatlasın..değil mi yaa..???

Yeni yorumlara kapalı.

Binalarda yangın sistemi nasıl olmalı, yangınlara nasıl müdahale edilmeli!

blank
blank
Haber Merkezi tarafından
22 Ocak, 2025 19:02 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yangına karşı nasıl önlem alınması gerektiğini anlatan İSG Uzmanı Dr. Rüştü Uçan, 4 katlı veya daha yüksek binalarda yangın tüplerinin, her 25 metrede bir yerleştirilmesi, bu tüplerin yerden 30-40 cm yukarıda, duvara asılı bir şekilde bulunması gerektiğini kaydetti. 

Yangın söndürme tüplerinden kaçış yollarına kadar birçok kritik detaya dikkat çeken Uçan, “Her binada en az iki yangın merdiveni bulunması gereklidir. Katlarda kat planı yer almalı. Bu plan, her kattaki kişilerin nasıl tahliye olacağını ve hangi yollardan kurtulacaklarını göstermeli.” diye konuştu. 

4 katlı ve üzeri binalarda yangın önlemlerin zorunlu olduğunu ifade eden Dr. Uçan, “Yangın anında tüm bu sistemlerin eksiksiz çalışması şart.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, yangına karşı nasıl önlem alınması gerektiğini anlattı.

Koridor uzunluğu 25 metreyi geçiyorsa, 2 veya 3 tüp yerleştirilebilir

Bir binada yangına karşı nasıl önlem alınması gerektiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Öncelikle, 4 katlı veya daha yüksek binalarda alınması gereken yangın önlemlerine bir örnek üzerinden bakalım. İlk olarak, binalarda yangın tüplerinin bulunması gerekiyor. Yangın tüpleri, her 25 metrede bir yerleştirilmelidir. Bu tüpler, yerden 30-40 cm yukarıda, duvara asılı bir şekilde bulunmalıdır ve düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Eğer koridor uzunluğu 25 metreyi geçiyorsa, 2 veya 3 tüp yerleştirilebilir. Bu durum, binanın büyüklüğüne ve yapısına bağlı olarak değişiklik gösterebilir.” dedi.

Her binada en az iki yangın merdiveni bulunması gerekli

Yangın merdivenlerinin önemine dikkat çeken Uçan, “Her binada en az iki yangın merdiveni bulunması gereklidir. Binanın büyüklüğüne bağlı olarak bu sayı artabilir; örneğin, bazı binalarda üç yangın merdiveni bulunabilir. Katlarda kat planı yer almalı. Bu plan, her kattaki kişilerin nasıl tahliye olacağını ve hangi yollardan kurtulacaklarını göstermeli. Bir binaya, otele ya da hastaneye gittiğimizde bu tür bilgilendirmeleri mutlaka incelemeliyiz. Bu bilgiler, yangın anında nasıl hareket edeceğimizi bilmemiz açısından oldukça önemlidir.” diye konuştu.

Acil yardım butonu ve yangın dolabı bulunmalı!

Acil durum butonuna da dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, şöyle devam etti:

“Bu buton kırılarak yangın başladığına dair uyarı verilmeli. Bu uyarı, yüksek sesle duyulabilir ve böylece hızlı bir şekilde harekete geçilmiş olur. Türkiye’deki en büyük sorunlardan biri de olay anında, özellikle karanlıkta, bu tür talimatları okumanın mümkün olmaması. Acil çıkış ışığı olmalı ve elektrikler kesildiği anda akü, jeneratör, batarya…gibi sistemlerle beslenerek çıkış yönünü göstermeli. Binalarda yangın dolabı bulunmalı. Yangın dolabının içinde genellikle 25 metre uzunluğunda bir alana erişim sağlayan hortum olmalı.”

Yangın merdivenlerinin bulunduğu alanlara eşya konulmamalı

Yangın merdivenlerinin kapısının kilitli olmamasının önemine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın merdivenleri binanın dışında çelikten yapılmış olabilir ya da içeride konumlandırılmış olabilir. Bu merdivenler, acil durumlarda insanların tahliye edilmesi için çok önemlidir. Ancak ne yazık ki apartmanlarda yangın merdivenlerinin bulunduğu alanlara eşya koyuluyor. Bu kesinlikle yapılmamalıdır. Yangın planının uygulandığı bu alanlar tamamen boş bırakılmalıdır, çünkü kaçış anında bu eşyalar ciddi engeller oluşturabilir. Ayrıca her katta, o katın kaçıncı kat olduğunu belirten bir işaret bulunmalıdır.” dedi.

Fıskiye sistemleri ve duman dedektörleri erken müdahale için kritik!

Normal apartmanlarda sprink (fıskiye) sistemlerinin gerekmeyebileceğini ancak birçok kişinin bulunduğu binalarda sprinklerin de olması gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın anında alarm devreye girdiğinde ya da duman algılandığında bu sistemler otomatik olarak çalışır. İçlerindeki cam bir güvenlik mekanizmasıyla kırılır ve su püskürterek yangını bastırır. Bu sayede yangının yayılması önlenmiş olur. Bu sistemler, yangın güvenliği açısından oldukça önemlidir. Duman dedektörü de olmalıdır. Bu dedektörler, dumanı algıladığı anda alarm veriyor ve sistem devreye giriyor. Bu da yangın anında erken müdahale için kritik bir role sahip.” şeklinde konuştu.

Düzenli kontrol ve bakım şart!

Yangın pompasının aylık olarak test edilmesi ve yılda bir kez kapsamlı bakımdan geçirilmesi, yangın algılama sisitemlerinde duman ve ısı sensörlerinin 6 ayda bir kontrol edilmesi ve gerektiğinde kalibrasyon yapılması, yangın alarm panosunun da aylık olarak kontrol edilerek sistemin çalışır durumda olduğunun raporlanması gerektiğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, sprink sistemlerinin yılda bir kez uzman ekiplerce kontrol edilerek test edilmesi gerektiğini ve kaçış yolları ile merdivenlerin de haftalık olarak denetlenmesi, kapıların açık ve engellerden arındırılmış olduğundan emin olunmasının önemini vurguladı.

Jeneratör devreye girerek yangın pompaları hemen çalışmalı!

Yangına müdahalede yangın pompalarının çok önemli olduğunu vurgulayan Uçan, “Yangın söndürme ve elektrik kesintisi durumunda hızlıca jeneratör devreye giriyor. Pompa fıskiyelerden yangın alanına su püskürtüyor. Elektriğin kesilmesiyle sistemin çalışmaması söz konusu olmamalı. Elektrikli jeneratörü yedekleyen dizel yakıtlı sistemler olmalı. Zaten yangın anında güvenlik protokolleri gereği elektrikler otomatik olarak kesiliyor. Elektrik kesildiği anda jeneratör devreye giriyor ve yangın pompaları hemen çalışmaya başlıyor. Büyük binalarda çok büyük su depoları bulunuyor. Bu depolarda yangın durumunda kullanılmak üzere özel bir alan var. Depolardaki su tamamen bitse bile, yangına özel ayrılan su miktarı bu durumu telafi ediyor. Bu sistemler, suyun kesintisiz bir şekilde kullanılmasını sağlıyor. Sprink sistemi çalışmaya başladığında, yangını bastırmak için su püskürtüyor. Ayrıca itfaiye ekipleri geldiğinde bu sistemler, itfaiyeye de destek sağlıyor.” dedi.

Tatbikatlar önemli!

Dr. Uçan belirli periyotlarda tatbikatların da çok önemli olduğunu söyledi ve sistem denetim periyotlarını şu şekilde ifade etti:

Sprink Sistemleri:

Sprink sistemleri yılda bir kez uzman ekiplerce kontrol edilmeli ve test edilmelidir.

Yangın Pompa Grubu:

Yangın pompaları aylık olarak test edilmeli, yılda bir kez kapsamlı bakımdan geçirilmeli.

Yangın Algılama Sistemi:

Duman ve ısı sensörleri 6 ayda 1 kontrol edilmeli ve gerektiğinde kalibrasyon yapılmalı. Yangın alarm panosu, aylık olarak kontrol edilmeli, sistemin çalışır durumda olduğu raporlanmalı.

Kaçış Yolları ve Merdivenleri:

Haftalık olarak denetlenmeli, kapıların açık ve engellerden arındırılmış olduğundan emin olunmalıdır.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.