Anadolu Ajansı tarafından
18 Kasım, 2023 12:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Amasra’da maden ocağındaki patlamaya ilişkin davanın beşinci duruşması sürüyor

blank

BARTIN (AA) - Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin yaralandığı patlamaya ilişkin 7'si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.

Bartın Ağır Ceza Mahkemesince Bartın Adliyesi'nde özel olarak oluşturulan salondaki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı.

Adliye içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı.

Tanıkların dinlenilmesine devam edilen duruşmada maden işçisi Murat Kahraman, gündüz vardiyasında çalıştığı gün olaydan sonra evinden gelip -350 kotuna inerek kurtarma çalışmalarına katıldığını söyledi.

Mahkeme Başkanı'nın, "Üretim baskısı var mıydı?" şeklindeki sorusuna Kahraman, "İllaki oluyordu. Özellikle yardım kömürü için üretim baskısı vardı." yanıtını verdi.

Maden mühendisi Mehmet Sait Gürses, iş güvenliği uzmanıyken eksiklikleri rapor ettiği için görev değişikliği yapılarak cezalandırıldığını iddia etti.

Karadon Müessesesi'nde çalışırken eksiklikleri rapor ettiği için Amasra'ya görevlendirildiğini öne süren Gürses, "2017'de Amasra'da bir ayakla ilgili göçük tehlikesi olduğunu yazdım, hafta sonu ayak göçtü. Çökme olan yerdeki eksiklikleri yazdım, mühendis olmadığını, gerekli tedbirlerin alınmadığını belirtim. Bu yüzden iş güvenliği uzmanlığı görevinden alınarak sözleşmeli sahalarda görevlendirildim." ifadelerini kullandı.

- "Aşağıdakilere ilk müdahaleyi yapan ben oldum"

Nezaretçi Hasan Özkanca da patlama sırasında -250 kotunda çalıştığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Patlama anında kuvvetli basınç geldi, 5-6 saniye sonra da toz geldi. -350 kotuna indim. Durumun vahim olduğunu gördüm ve yukarıya bilgi vermek istedim ama telefon ve diyafonlar çalışmıyordu. Bir tane çalışan diyafon buldum. Yukarıya -350 kotunda patlama olduğunu söyledim. Açık yangın vardı. Arkadaşlarıma yardım etmeye çalıştım. İlk olarak Remzi Taşkömür'ü gördüm, yaralıydı ama konuşabiliyordu.

Sonra Taner Şen, Erol Bulduk, İzzet Ak, Ahyan Akgül vardı. Onlara ilk müdahaleyi yaptım. Ortamda metan yoktu, karbonmonoksit çok yüksekti. Sağ yola maskemi açarak girdim, solda çok duman vardı. - 350 kotunda 4-5 arkadaşımı gördüm, hepsinde nabız vardı ve müdahale etmeye çalıştım. Gücümün yettiği kadar temiz havaya çıkarmaya çalıştım. Uyuştuğumu hissedince ayrılmak zorunda kaldım. Maskeleri yanlarında duruyordu, takamamışlar. Vücutlarında yanık yoktu, kıyafetleri normaldi. Zehirlendikleri anlaşılıyordu. Onlara müdahale ederken kendimde de uyuşukluk, halsizlik hissettim. Sonra ocağımızdaki kurtarma ekibi gelince oradan uzaklaştım. Burak Sümertaş'la dışarıya çıktık. Aşağıdakilere ilk müdahaleyi yapan ben oldum."

Özkanca, pratik olarak iki yıldır maske eğitimi verilmediğini, kazadan sonra eğitimlerin sıklaştığını sözlerine ekledi.

Duruşma, tanıkların dinlenilmesiyle devam ediyor.

- Süreç

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman, "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüphelilerin arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050'şer yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12'şer yıla kadar hapis talep ediliyor.

Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 3'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi isteniyor.

Mahkeme heyeti, 28 Nisan'daki duruşmada Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca'yı adli kontrol şartıyla tahliye etmişti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.