Başlık harika… Soru şu… Ankara’da görücüye çıkan kim… Hemen söyleyelim… Yöremize ait yemekler. Bölgenin Sesi gazetesinin sitesindeki haber şöyle… Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ANFA Genel Müdürlüğü’nün başlatıp geleneksel hale getirdiği yöresel yemek tanıtımının bu ay konuğu Karabük’tü Karabük yöresine ait türküler eşliğinde davetlilere kentin eşsiz yöresel yemekleri; Sütlü Keşkek Çorba, Kuyu Kebabı, Safranlı Pilav, Çoban Salata, Delioğlan Sarığı, Bağlar Gazozu ikram edildi. Karabük yemek kültürü üzerine bir araştırma yapsak bu konuda ”kente özgü” hangi yemeklerin tariflerini yapabilirdik hiç düşündünüz mü?... Yemek kültürü;bir toplumun beslenme anlayışına bakış açısını bizlere yansıtmaktadır. Dar anlamda düşünüldüğünde böyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Ancak,geniş açıdan durum sorgulanmaya tabi tutulduğunda o toplumun üretim ve yaşama biçimini,hayata verdiği önemi,yeteneğini,ekonomik gücünü hatta coğrafi özellikleriniyansıtır. Size herhangi bir toplumsal yapıyı inceleme noktasında bir araştırma konusu verildiğinde yapacağınız ilk iş,o toplumda ne yenilir ne içilir,ona bakmaktır. Örneğin; öğünlerde yenilen yemeklerde tek düzelik hakimse,ekonomik yapının zayıf durumda olduğu,kapalı bir toplum yapısına sahip olunduğu,estetik anlayışın fazla gelişmemiş olduğu gibi yargılara ulaşmak mümkündür… Yazımız Safranbolu’da yemek folkloru olsa idi, bilgi vermekte güçlükle karşılamazdık. Zaten Ankara’da da Safranbolu yemekleri konuklara ikram edilmiş… Buna Bağlar gazozu da dahil. Çok köklü bir kültür ve geleneğe sahip olan Safranbolu’da yemek çeşitliliğinin fazlalılığı ve yemek kültürünün araştırmalara konu olacak kadar derinliği bizlere hayrete düşürmemelidir. Haluşka’dan,perohiye,delioğlan sarığından,zerdeye uzanan mutfak yolculuğunda Safranbolu,gerçekten,kendi kültürünün ,yaşam sanatının gücünü bizlere kanıtlamaktadır. Ya Karabük… Bu yazı hazırlanana değin,Karabük yemek kültürüne ilişkin bir araştırma yapma zahmetine kimse girmemişti. Bizim amacımız,bu zahmeti de severek üstümüze alarak Demir-Çelik Fabrikasının kurulmasından önceki süreçte,Karabük köyündeki insanların yaşama standardını belirleme ve yakalama açısından ,buraya özgü yemekleri pişirme teknikleri ile birlikte öğrenip,tariflerini sunmaktı. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz,Karabük köyü mahallesi Muhtarı Kemal Özdemir’in verdiği yemek tariflerinde bir özgünlük bulamadık.(*) Kemal Bey,haluşkadan bahsetti ki,bu yemek ,adıyla ve sanıyla Safranbolu’ya aitti. Sadece Karabük haluşkasında, tereyağından önce pişirilmek suretiyle hazırlanmış olan mısır ya da buğday unundan yapılmış olan malzemenin üzerine şeker yerine üzüm pekmezi aktarılmakta ve üzerine ceviz dökülerek afiyetle yenmektedir. Bu aşa, özel adıyla Ovacıkta,”pıhtı” adı verilirken,Eflani’de “malak”,Salmanlar Köyü’nde “malaka”,benim doğduğum yer olan Sinop’un Gerze ilçesinde ise “mamalika” adı verilmektedir.Görüldüğü gibi Karabük köyü ,bu aşa kendine özgü bir ad dahi koyamamış, ve Safranbolu’nun etkisinde kalmıştır. Karabük köyünde,Muhtar ağabeyimiz Kemal Bey’in verdiği bilgiye göre;kara dolma adıyla içine bulgur konularak üzüm yaprağından yapılan bir dolma çeşidi çok meşhurmuş. Bu dolmanın da Türkiye genelinde içine kırık pirinç konularak yapılmış olanına zeytinyağlı sarma dolma adının verildiğini hepimiz bilmekteyiz.. Bunun da Karabük yemek kültürü açısından bir özgünlük oluşturacağını zannetmek herhalde bir safdillik olur…. Bu yazıdan da anlaşılacağı üzere diğer konularda olduğu gibi yemek kültürü konusunda da Karabük,bütünüyle kendi varlığını Cumhuriyet’e borçludur. Tevekkeli ne demişler… Cumhuriyet Kenti Karabük. Demek ki diyenin de bir bildiği varmış…! (*)Karabük Köyü Muhtarı Sayın Kemal Özdemir’le Mayıs 2007 yılında yapılan röportajdan derlenen bilgilerden yararlanılarak hazırlanmıştır.