Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Cumhuriyet Ve Karabük

Haber Merkezi tarafından
29 Ekim, 2016 08:37 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:14
A+ A-

Cumhuriyet Ve Karabük

Cumhuriyet bayramını Karabük’te kutlamak… Tarihi kendi mekanında anmak gibi bir şey kuşkusuz. Bu herkese nasip olmayacak bir şans. Neden… Çünkü tarihi anlamadan bugünü tahlil etmek olanaksızdır. Tarih,İngiliz tarihçi E.Carr’ın da dediği gibi ;”dün ile bugün ve yarın arasında bitmek bilmeyen bir diyalogtur.” Bu iletişimi kopardığınızda düz yolda bile yürüyemezsiniz. Daha doğrusu önünüzdeki engelleri göremezsiniz. Günümüzdeki şaşkınlığımız da ondan kaynaklanmaktadır. Yenişehir’de başlatılmak istenen yeni yapılaşma,konutlaşma faaliyetleri tam bir bilgisizlik örneğidir. Karabük’ü tarihsel anlamda değerini bilmemek olsa olsa cahilce bir şaşkınlığın ifadesi olsa gerek. Neden mi? Çünkü ,79 yıl öncesinin insana saygılı kent kültürünü incelemek,Cumhuriyeti kuranların çağdaşlık için de yine bu ülkenin tarihsel birikimlerinden nasıl esinlendiklerini kavramaya yetiyor… Denebilir ki,Safranbolu,Karabük’e,uygarlık kimliğimizi anlatıyor;yanı başındaki Karabük de Safranbolu’ya modern planlı geçmişimizi öğretiyor… Ancak gidin görün ki ne Safranbolu’nun yeni yerleşme alanlarında kendi köklü kimliğinden ve Karabük’ün Cumhuriyet planlarından ne ders alınabilmiş;ne de Karabük’ün son dönem kentleşmesinde,komşusundaki tarihe bakmak bir yana,yakın geçmişindeki şehircilik bilinci sürdürülebilmiş… Mimar Zafer Say,konu ile ilgili duygularını bir yazısında şu biçimde aktarmaya çalışıyor: “Köy”bile değildi… 1937’de Demir Çelik Fabrikası’nın temeli atılıncaya kadar Zonguldak ilinin Safranbolu ilçesine bağlı Öğlebeli Köyü’nün sadece 13 evlik bir mahallesiymiş…1935 ve 1940 nüfus sayımlarında adına bile rastlanmıyor… Fabrikanın ardından 1940’de bucak(nahiye)oluyor. 1953’te ilçeye dönüşüyor,1995’ten bu yana ise artık Safranbolu’nun da il merkezi… 60 yıllık hızlı bir gelişmenin ilk 35-40 yılında,şehircilik neyi öngörüyorsa,mimarlığa karşı da aynı özeni gösteren bir yapılaşmayla birlikte Karabük’te eksiksiz uygulanıyor. Geniş yolları,büyük parkları,bahçeli lojman ve konut alanları,her dalda eğitim tesisleri,sinema-tiyatro-kütüphane gibi kültürel mekanları,çarşıları,bol bol rekreasyon ve spor alanlarıyla Karabük her yönüyle Cumhuriyet eseri olarak Anadolu’ya armağan edilmiştir. İnsana ve doğaya değer veren planlamasıyla da sanki;tarihi kentlerimizin günümüze uyarlanması gibidir”. İşte böylesi bir uygar dönemin mirası olan ve kentin kültür simgesi olan Yenişehir Sinemasının da bulunduğu ilk planlı yerleşim bölgesi,çok yerinde bir kararla,birkaç yıl önce Ankara Koruma Kurulu tarafından çağdaşlığın sit alanı ilan edilerek neyse ki,artık yasal koruma altına alınmış durumda… Ancak,kentin diğer bölgeleri ise Türkiye’nin 1980 sonrasına tümüyle damgasını vuran arsa rantı imarcılığının çarpık,yoğun ve çirkin yapılaşma salgınıyla,bu anlamlı sit alanını kuşatıyor… Cumhuriyet uygarlığını,adeta karşı devrim ilkelliğinin betonları arasına gizliyor… Aynı süreçte Karabük Demir Çelik İşletmelerinin özelleştirilmesi de kentin başına gelenlerin sadece yerel duyarsızlığın değil,ulusal ölçekteki Cumhuriyet karşıtı politikaların ürünü olduğunu kanıtlıyor… Evet…Son yıllarda,ülkedeki olumsuzluklar için ille de Cumhuriyeti sorgulayanlara ve devrimlere dil uzatmayı da demokratiklik gösterisi sananlara belki de en çarpıcı yanıt,”Karabük gezileri” düzenlenerek verilebilir… 93 yılın özetini aynı yaştaki bir kent bütünlüğünde incelesinler ve o efsanevi yılların değerini gözleriyle görerek yeniden öğreniversinler…” Şimdi bu gerçekler ışığında Yenişehir’i bakımsızlığa terketmiş olanlar bunu hangi değerleri görmezlikten gelerek yaptıklarını yazımızın okunmasından sonra acaba anlayabilmişler midir? Bekleyeceğiz ve göreceğiz…!

Bizi sosyal medyadan takip edin