blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
19 Ekim, 2024 16:30 tarihinde yayınlandı

Denizanaları hamsinin besin kaynaklarının azalmasına neden olabilir


SİNOP (AA) - GÖKHAN GÜCÜKLÜOĞLU - Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Levent Bat, deniz suyu sıcaklığındaki artış nedeniyle Karadeniz’de sıklıkla görülen denizanalarının hamsinin besin kaynakları arasında yer alan zooplankton organizmaların azalmasına neden olabileceğini belirtti.

Bat, AA muhabirine, Samsun ve Sinop sahillerinde yaptıkları bilimsel araştırmalarda, Karadeniz kıyılarında denizanası varlığında artış yaşandığını gözlemlediklerini söyledi.

Yaşanan artışın en önemli nedeninin deniz suyu sıcaklığındaki değişim olduğuna dikkati çeken Bat, "Bunların kıyılarda son yıllarda daha çok artmasının nedenlerinin başında sıcaklık geliyor. Sıcaklığın belli bir düzeyde olması denizanalarının optimum büyümesine veya üremesine neden oluyor. Dolayısıyla bu bölgelerde sıcaklığın normal derecelere düşmemesinden ötürü artışlar gözlemleniyor." diye konuştu.

Bat, denizanalarının kıyılarda daha fazla görülme sebeplerinden birinin de hakim esen rüzgarlar olduğunu belirterek, rüzgarların etkisiyle dalgaların söz konusu canlıları kıyı kesimlere taşıdığı değerlendirmesinde bulundu.

- Besin zinciri Karadeniz’deki varlıklarını etkiliyor

Prof. Dr. Bat, denizanalarının hayvansal küçük organizmalarla beslendiğine vurgu yaparak, Karadeniz’in de bu anlamda zengin bir çeşitliliğe sahip olduğunu dile getirdi.

Bat, balıklar ve diğer canlıların yumurtalarını tüketerek beslenebilen denizanalarının Karadeniz için önemli bir değere sahip olan hamsilerin de besin zincirine ortak olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Hamsinin tüketmiş olduğu gıdaların başında zooplankton organizmalar geliyor. Bunlarla daha çok besleniyorlar. En büyükleri 'deniz ciğeri' olarak adlandırılan 'rhizostoma pulmo' denizanası ya da diğer denizanaları zaten etçil hayvanlar ve hamsinin tükettiği besinleri yiyebiliyor. Bunlar, hamsinin de yediği besinleri tüketmesinden dolayı ortamda besin zincirinin ikinci halkasını oluşturan bu zooplankton organizmaların azalmasına neden olabilir."

Bat, denizanalarının sahillerde sağlık açısından da özellikle yüzücüler ve alerjik duruma sahip olan çocuklar için tehlikeler oluşturabildiğini anımsatarak, temas halinde vücutta kızarıklık ve yanma oluşturan denizanalarına karşı dikkati olunması gerektiğini ifade etti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 16:42 tarihinde yayınlandı

Yunus Emre’nin Karabük’teki İzleri Bulundu

Yunus Emre'nin Doğum Yeri ve Hayatıyla İlgili Yeni Bulgular Gün yüzüne Çıkıyor

Karabük, Yunus Emre'nin manevi mirasını ve yaşam öyküsünü ilgilendiren yeni arşiv belgeleriyle gündeme geldi.

Karabük'te Yunus Emre'ye Dair Yeni Arşiv Bulguları Heyecan Yaratıyor

Prof. Dr. Kenan Ziya Taş’ın kaleme aldığı "Yunus Emre’nin Yaşadığı Coğrafyaya Dair Yeni Belge ve Bilgiler" başlıklı makalesinde, Karabük’ün Zobran köyü mevkisinde bulunan vakıf gelirleri ve dergah kayıtlarına ulaşılmasıyla önemli bir gelişme yaşandı.

Safranbolu'da köylerin yaşatılması için araştırmalar yapan Ahmet Karakaş, köylerin tarihi sürecini araştırırken, XIX. Türk Tarih Kongresi'nde yayınlanan makalede Yunus Emre'nin isminin Karabük ili ile anılmasıyla büyük gurur duyduğunu şu sözlerle açıkladı. Karakaş, "Makaleye göre Gerede kazasına bağlı Sopran Divanı karyesinde Hacı Şeyh oğlu Tapduk Şeyh zaviyesidir. Bu zaviye bugünkü idari yapıya göre Sopran, bugünkü Karabük ilinin Safranbolu ilçesine bağlı (Kaleköy)’dedir. Bu kayıtların başlarındaki ifadelerde zaviyenin adı şöyle verilmektedir: “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyhoğlu Tapduk Şeyh elinde on mudluk vakıf vardır…”; “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyh oğlu Tapduk Şeyh elinde 10 mudluk yeri vakf-ı âmmdır.”; “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyhoğlu Tapduk Şeyh elinde on mudluk vakıf vardır…” ifadeleri bu köyün önemini bir kez daha artırdığını gözler önüne serdi.

Karakaş: "Yunus Emre felsefesine göre hiçbir zaman kalp kırmamak, büyüklük taslamamak, gönül almak ve geçimli olmak esastır. Yunus Emre'ye göre din; insanlığı mutluluğa, barışa ve huzura kavuşturan bir yaşam tarzını benimsemektir. Yunus Emre'nin din anlayışında sevgi ve aşk vardır. Taş'ın makalesindeki arşiv kayıtlarına göre yapılan incelemelerde, Karabük'ün Safranbolu ilçesine bağlı Zopran ve Kaleköy'ün Yunus Emre’nin hayatıyla bağlantılı olabileceği öne sürülüyor. Belgelere göre, bölgedeki vakıf gelirleri ve dini kuruluşların kayıtlarında Yunus Emre’nin ismine ve onun tasavvufi faaliyetleriyle ilişkili izlere rastlanıyor. Zobran köyü ve çevresinde bulunan bu vakıf ve dergahların, Yunus Emre'nin yaşadığı dönemde önemli dini ve kültürel merkezler olduğu düşünülüyor." dedi.

Karabük'ün manevi kurucuları arasında Yunus Emre isminin yer alması akademik araştırmaların artmasına sebep olacaktır diyen Karakaş: "Karabük’ün manevi kurucuları arasında Yunus Emre isminin yer alması, bölgedeki dini ve manevi hayatın şekillenmesinde büyük rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca, arşiv kayıtlarının, Yunus Emre’nin Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yaşadığı ve özellikle Bolu civarında etkin olduğu iddialarını güçlendirdiğine işaret ediyor." sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Bu yeni araştırmalar ışığı altında, Yunus Emre’nin doğum yeri ve yaşamı konusunda bilinenlere yenileri eklenirken, Anadolu’nun çeşitli bölgelerindeki tasavvufi ve kültürel etkinliklerdeki rolünü daha iyi anlamamıza katkıda bulunuyor. Karakaş, bölgedeki arşivlerin Karabük Üniversitesi tarafından araştırılmaya devam edilmesiyle Yunus Emre’nin hayat hikayesine dair daha net bilgiler elde edilebileceğine vurgu yaptı.

Yunus Emre’nin, Karabük ve çevresinde manevi mirasının önemli bir parçası olduğu, yeni bulunan belgelerle gün yüzüne çıkmış oldu. Bu gelişmeler, şairin hayatı ve tasavvufi hayatı hakkında yeni ufuklar açarken, bölgedeki kültürel hafızanın güçlenmesine de katkı sağlaması bekleniyor.

Haberin videosu için Tıklayınız

Bizi sosyal medyadan takip edin