Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

“Doğulu Karabük” Üzerine..!

Haber Merkezi tarafından
03 Şubat, 2016 10:18 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:15
A+ A-

“Doğulu Karabük” Üzerine..!

Dünkü yazımda Doğulu Toplumlara özgü bir yazı denemesi yapmıştık. “Koltuğu çakılmak “ diye bir kavramı Doğulu toplum olma tezi üzerinden okumaya ve yorumlamaya değer bulmuştuk. Bugün kaldığımız yerden bu mevzuuyu biraz daha irdeleyerek bir sonuca ulaşmak istiyoruz. Doğulu toplumlarda sessizlik/tepkisizlik hali öteden beri hep ilgimi çekmiştir. Bu suskunluğun ya da tepkisizliğin bir nedeni var mıdır diye… Şimdi… Karabük üzerinden bir değerlendirme yaptığımızda bu gerçekle karşı karşıya kalıyoruz. Sınıfsal açıdan cılız durumda olan Karabük’te olan bitenlere tepki gösterememe sorumluluğunun sivil toplum kuruluşlarında olduğunu biliyoruz. STK(Sivil Toplum Kuruluşları) şampiyonu Karabük’ün bu anlamdaki sessizliği dikkat çekici bir özellik oluşturmaktadır. Neden bu dernekler işlevsiz ve sessizdir? Bunların başkanları ve üyeleri kimlerdir? Neden toplumsal açıdan sorumluluk üstlenememektedirler? Gayeleri nedir?... Gerçekten dernek çokluğuna karşın(545’e yakın dernek var) durgunluğu Karabük için büyük bir kayıptır. Bu öyle bir eksikliktir ki ;Karabük’ün geleceğini etkilemektedir. Bu derneklerin bazıları seçim sırasında gözükmekte siyasi nemalanmayı beklemektedir. Kentsel yaşama katkı yapıp, idare ile işbirliği içinde sorunların çözümüne yardımcı olmak gibi bir düşünceleri yoktur. Sivil toplumsuz demokrasi olmaz. STK’ların başkanları temsil ettikleri toplumsal oluşumun kanaat önderleridir. Kitlelerin en önemli temsilcisi durumundadırlar. Siyaset üstü bir özellikleri vardır. Kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesine yardımcı olma gibi bir misyonları da söz konusudur. Doğulu toplumlarda STK’ların kendi güçlerini sergileyememeleri ya da kuruluş amaçları dışında faaliyet göstermeleri bir gerçektir. Yine bu toplumlarda tarihin büyük bir bölümünde özel mülkiyetin olmaması arazinin devlete ait olması birey kavramının ortaya çıkmasını engelleyen en önemli bir hususu oluşturmuştur. Sosyal sınıfların batılı toplumlara özgü ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu bakımdan tarihe bakıldığında Batı da sınıf çatışması vardır. Ama Doğu da böyle bir gelişme yoktur. Evet…. Karabük’te burjuva sınıfı yoktur. Karabük’te eşraf yoktur. Karabük’te proleterleşmiş işçi sınıfı da yoktur. Sınıfsız bir toplumda sivil toplumculuk bu açığı kapatan çok önemli bir güç unsurudur. Anlaşıldığı kadarıyla Karabük’te kendi içinde birlik oluşturamayan bu yapılar isimlerini yalnızca tabelalara yazarak anlamsız bir görselliğe imza atmaktadırlar. Bu durum kent dinamizmi açısından olumsuzluklara neden olmaktadır. Sesimizin dikkate alınmasını ve duyulmasını engellemektedir. Karabük’ü içine düştüğü sıkıntıdan kurtarmak için STK’lar bir an önce kendilerine işlevsellik kazandırmalıdır. Ama Doğulu toplum tezine göre de bu pek fazla mümkün görünmemektedir.

Bizi sosyal medyadan takip edin