Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Feodal Dönemde Karabük

Haber Merkezi tarafından
22 Kasım, 2016 07:41 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:14
A+ A-

Feodal Dönemde Karabük

Aslında bu yazının başlığı Karabük,”Karabük”olmadan önce idi. Ve konusu… Elbette ki… Sanayi öncesi dönemde Karabük’tü… Bir ekonomist gibi yaklaşımda bulunacak olursak,pre-kapitalist ilişkilerin yerini devletçi ekonomiye bırakmadığı dönemlerde Karabük ne yer ne içerdi? Ne ile geçinirdi?... Bunu merak ettiğimiz için muhtarımız Kemal Özdemir’le bundan 11 yıl önce yaptığımız ropörtaja ait bazı bilgileri bu yazı münasebetiyle aktarmaya çalışacağız: Şöyle ki… Kemal Özdemir,lakaplarının”Kır”olduğunu söylüyor. ”Kır”lakabı,Kırım’ın kısaltmasıymış.Karabük köyünü oluşturan yerlilerinin Kırım’dan geldiğini söylüyor. Hatta Karabük ile Belen köyü arasında Kırım adını taşıyan bir mevki olduğundan söz ediyor… Laf bir ara,sanayi öncesi Karabük ne yer ne içere geliyor söz sırası…? Tabi bilinen çeltik üretimi dışında… Muhtar;halk kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılardı. Lüks yoktu.diye söze başlıyor ve ekliyor. Burada aklınıza ne gelirse yetişirdi . Narenciye’den ketene,pamuğa,üzüme,arpa ve buğdaya,mısıra…aklınıza ne gelirse diyor. Bu arada kara üzüm dediğimiz böğürtleni de(ahu dudunu)unutmamamız gerektiğini söylüyor. Karabük kendi ipliğini kendisi üretiyor. Muhtar Kemal Özdemir bu konuda bizlerle şu bilgileri paylaşıyor:”Babaannemin hiç unutmam pamuk ipliği eğiren bir tezgahı vardı. Kendi ipliğini kendisi imal ederdi. Karabük’te ketenden bezir yağı imalatı yapılırdı. Bu yağı yiyen bir kişi asla kışın üşümezdi. Soğanlı çayının kenarında kaz ve ördekler yetiştirilirdi. Karabük köyünün kaz bandırması çok meşhurdu. Ancak burada en meşhur olan ürünlerden birisi de kuşkusuz üzümdü. Üzüm en çok yörede Ödemişte yetiştirilirdi. Üzümlerin çeşitlerine gelince;çavuş üzümü,müskep,kara parmak,ak üzüm,siyah üzüm… Küçüklüğümde bu köyden küfelerle,demiryolunun sağladığı taşımacılık olanaklarından yararlanan tüccarların topladıkları üzümleri kasalarla İstanbul’a gönderip sattıklarını bilirim… Hatta trenlerin vagonlarında DDY/Üsküdar yazısını bütün canlılığı ile bugün dahi hafızamdadır. Karabük’te bugün anıt dediğimiz yerden,askerlik şubesine kadar olan yerler tamamen üzümlüktü...” Karabük ne yer ne içerdi bunu öğrendik… Öğrendik de aklımızda bu kent ile ilgili doğal olarak birçok soru var. Sanki muhtarımız bunu anlamışçasına sözlerine devam ediyor ve ekliyor:”…Demir Çelik Fabrikasının inşaatına koşut olarak Yenişehir dediğimiz yere İngilizler için konut inşaatına başlanmış… Bizim köylüler bu konutlara,”gavur evleri” yakıştırması yapmışlar. Bu evler bugünkü memurlar lokalinin olduğu sahadan başlıyor ve Vatan Hastanesi’nin olduğu yere kadar uzanıyordu. Burada İngilizlerin atlarına bakan seyisler ve onlara ilişkin ahır ve barınaklarda yer alıyordu… Vatan hastanesinde şimdiki polikliniklerin olduğu bina İngilizler tarafından sinema binası olarak yapılmış ve kullanılmış…” “İngilizler o dönemde sosyal ilişkiler açısından Kapullu köyü ve bizimle bağlantı halindeler. Gidip geliyorlar... İngiliz hanımların giydikleri elbiseler bizim köyün kadınları üzerinde etki yaratmaya başlıyor. Bugünkü deyişle moda oluşturuyor.. Anam köyün kızlarına,gavur garılarına benzediniz diye tepkisini gösteriyor… İngilizler,Türk rakısının ününü nereden duymuşlarsa duymuşlar.., Babamdan rakı yapmasını rica ediyorlar… Rakının hammaddesi üzüm… Burada da çok üzüm yetiştiriliyor. Ancak rakı olmuş,olgunlaşmış üzümden değil,goruk tabir edilen olmamış üzümden yapılıyor. Bu durumdayken toplanan üzümler,evin önünde tahtadan yapılmış sehpanın üzerindeki bu iş için dizayn edilmiş düzenekte sıkıştırıldıktan sonra mayalanmaya bırakılıyor ve bundan sonra gerçekleştirilen diğer işlemlerle boğma rakı yapma işi tamamlanıyordu...” Laf lafı açıyor bizim merakımız bitecek gibi görünmüyor… Demek ki,pre-kapitalist dönemde Karabük’ün simgesi pirinç ile üzümmüş… Devletçi ekonomi döneminde bu iki ürün unutulmuş ve sanayileşme sürecinin simgesi hem Karabük hem de Türkiye için demir olmuş… Kapitalizmin gelişme sürecini hızlandırdığı 1980’den sonra simgeler de değişmiş… İşte Karabük bugün devletçi ekonomi ile kapitalist ekonomi arasında sıkışan ,yeni kimlik arayan yapısını yeniden tanımlamak için slogan ve simge arayışına girmişse bunun nedeni de bu durumdan başka bir şey değildir… Adres bellidir: Değişen koşullara göre kendini yeniden tanımlama… İnşallah gayretlerimiz boşa gitmez…!

Bizi sosyal medyadan takip edin