Gönüllü Kan Bağışçılarına Madalya Töreni

Gönüllü Kan Bağışçılarına Madalya Töreni

Yayın: 16.06.2016 10:32
Paylaş:
A+ A-

Türk Kızılay’ı, 14 Haziran Dünya Kan Bağışçıları Günü nedeniyle gönüllü kan bağışında bulunan vatandaşlara madalya töreni düzenledi.

Karabük Türk Kızılay’ı tarafından Zalifre Otel’de düzenlenen madalya törenine Karabük Vali Yardımcısı Abdullah Acar, Karabük İl Özel İdare Genel Sekreteri Mehmet Uzun, Türk Kızılayı Karabük Şube Başkanı Mehmet Ulukaya, Türk Kızılayı İlçe temsilcileri ve gönüllü kan bağışında bulunan vatandaşlar katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program da 14 Haziran Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü kutlamaları kapsamında madalya törenine katılan protokol üyeleri tarafından, 35 kez kan bağışı yapan 4 gönüllü bağışçıya altın, 25 kez kan bağışı yapan vatandaşlara bronz ve 15 kez kan bağışı yapan vatandaşlara ise gümüş madalya verildi.

Türk Kızılayı Temsilcileri yaptıkları konuşmalarda 1 bağışın 3 can kurtardığına vurgu yaparken madalya töreninin ardından Türk Kızılayı Karabük Şubesi tarafından düzenlenen iftar programına geçildi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türk Ocakları Karabük Şubesi, Türk Milliyetçiliğini ve Türk Milliyetçilerini Kutladı

Yayın: 03.05.2024 14:29
Paylaş:
A+ A-

Türk Ocakları Karabük Şubesi Başkanı Prof. Taşkın Deniz, Türk Milliyetçiliği ve Türk Milliyetçileri’nin önemine vurgu yaparak, 3 Mayıs Türkçülük Günü dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamasında; “Milli menfaatleri bireysel çıkarlardan üstün tutmayı, mukaddesat kabul edilen değerleri sahiplenmeyi, kadim kültüre ve ortak gelecek tasavvuruna saygı duymayı, ahlak ve erdem sahibi insan olmayı ifade eden Türk Milliyetçiliği bu özellikleri ile üstün bir fikriyattır. Bu fikriyatı benimseyen, yaşayan ve nesilden nesile aktaran milli şuur ve gurura sahip kişi ise Türk Milliyetçisi’dir. Türk milliyetçiliği ve Türk milliyetçilerinin has ocağı ise 112 yıldır ateşi sönmeyen Türk Ocakları’dır. Balkan Savaşları’ndan Kurtuluş Savaşı’na ve günümüze dek geçen süreçte Türklüğün yeniden diriliş ve yükseliş mücadelesinde ön cephede yer alan Türk Ocakları bugün de istikbal ve istiklal mücadelesinde milletinin ve devletinin yanında ve hizmetinde olmaya devam etmektedir.      

Türk Ocakları mensupları zamana ve şartlara göre değişen milliyetçiler değildir. Daha önceleri milliyetçi olarak kendilerini ifade edenler zamanın şartlarına göre yön değiştirmiş ve böylesine bir ortamda 1944 yılında Türk milliyetçileri seslerini duyurmuştur. Bugün 80 yıl sonra yine bazı çevreler zamanın şartlarına bağlı olarak yollarından sapma gösterebilirler. Ama bizler tarihimizin bize gösterdiği istikametten asla sapmadan ilerlemeye devam edeceğiz. Esen rüzgâra göre değil imanımızın gerektirdiği ve tarihimizin gösterdiklerine göre yaşamaya devam edeceğiz. Bu sebepledir ki bir asrı aşkın süredir efkâr-ı milliye, lisan-ı milli ve maarif-i milli odaklı çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

Unutulmamalıdır ki, tarihi ve inancı gereği rüzgâra göre değişim göstermeyen Türk milliyetçileri günümüzde hem kâmil manada demokrasiyi hem de etnik ve mezhebi kışkırtmalara karşın aziz Türk milletinin birliğini ısrarla savunmaya devam etmektedir. İçerisinde bulunulan durum bu mücadeleyi haklı kılmaktadır. Bu çerçevede anayasa değişikliği gündeminde Türk Ocaklarının, etnik ve mezhebi aidiyetlere bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamını kapsayan Türk milleti kavramından, resmî dil ve eğitim dili olarak Türkçe’nin tek dil olmasından, milli devlet ve üniter yapısından yani anayasamızın ilk 4 maddesinden yana tavrı net ve kesindir. Türk milletinin, İslam âleminin ve bütün dünyanın geleceğinden kendisini sorumlu hisseden Türk milliyetçileri ve Türk Ocakları camiası olarak, gündelik siyasetin çekişmelerinin dışında, geleneksel tavır ve üslubumuz doğrultusunda bugün de milletimizin hak ve hukukunu savunmakta, demokrasimizi güçlendirmekte, medeniyetimizin güçlü köklerinden aldığımız ilham ve güçle yeni ufuklara yürümekte kararlıyız. Necip Türk milletinin bütün bunları yapabilecek ve yaşadığı sıkıntıların üzerinden gelebilecek yetenek ve beceriye, tarihi tecrübeye sahip olduğuna inanıyoruz. Hiç kimse şühedanın kanı ile yoğrulan ve şekillenen vatan topraklarına ve bayrağına yönelik olarak heveslere kapılmamalıdır. Heveslere vurulan mührün kalıcı sahibi, şühedanın bizatihi kanıdır. 

Bu vesile ile haksız suçlamalar ile maruz kaldıkları işkenceler hatta ölümlerin dahi kendilerini inançlarından vazgeçiremeyen onurlu Türk milliyetçilerini rahmetle anıyoruz. 3 Mayıs Türkçülük Günü’nü kutluyoruz.” ifadelerinde bulundu. (Esra Oğuzkağan Özkan)