Samsun’da Engelliler Haftası çerçevesinde yapılan etkinlikler renkli anlara sahne oldu. Engelliler çalınan müziklerle kurtlarını döktü.
10-16 Mayıs Engelliler Haftası aktiflikleri ‘farkındalık yürüyüşü’ ile başladı. Tütün İskelesi’nde başlayan yürüyüş, Atatürk Anıtı’na kadar devam etti. Ardından anıtta merasim, düzenlendi. Burada çelenklerin sunumundan sonra hürmet duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okundu. Anıttaki merasimde konuşan Down Sendromlu Çocuklar ve Aileleri Eğitim Dayanışma Derneği (Down Çed) Başkanı Ulviye Demirci, "Engelli bireylerin başka bireylerle eşit koşullarda hayat sürdürebilmelerine dikkat çekmek maksadıyla Birleşmiş Milletler’e üye 156 ülkede eş vakitli olarak farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Engelli bireylerin toplumsal ömrün her alanına faal katılmalarını sağlamak herkesin vazifesidir. Engelli bireylerde topluma yarar sağlayabilecek potansiyele sahiptir. Toplumun her bölümün hassaslığına gereksinimlerine vardır. Memnun bir toplum inşa etmek farklılıkları kabul etmekle olur" dedi.
"9 bin 312 engellimize meskende bakım hizmeti"
Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdür Yardımcısı Necmettin Aygün ise "Aile ve Sosyal Hizmet İl Müdürlüğü olarak bin 125 engellimize yaşlı bakım hizmeti, 9 bin 312 engellimize meskende bakım hizmeti, kimlik kartı olarak 31 bin 462 engellimize kimlik kartlarımızı ulaştırdık. Erişebilir bir hayat herkesin hakkıdır. Bu alandaki çalışmalarımızı karalılıkla sürdürmekteyiz. Bu bahiste kat edilmesi gereken aralar olduğunu da farkındayız" diye konuştu.
Oyun havası oynadılar
Anıttaki merasimin akabinde Cumhuriyet Meydanı’na geçildi. Burada çalınan müziklerle engelliler oyun havaları oynadı, halk oyunları şovları sundu. Ayrıyeten kurulan stantlarda el emeği eserler satışa sunuldu. Etkinliklere Samsun Vali Yardımcısı Vekili/Canik Kaymakamı Gurur Aydın da katıldı.
Gönderen
•%5’i 17 senede kazıldıysa tamamı 340 yılda biter. Tabi yeni buluntular ile kazı alanı genişlemezse. Allah Ersün hocaya uzun ömürler versin. 🙂
Definecileri bir süre eğitip, gözetim altında kazı alanına salıverseler ve bulacakları eserlerler devlet tarafından satın alınacağı söylense, kazı bir iki senede biter…..
340 yıl kazı yapılıncaya kadar şimdiki Eskipazar ve Karabük de antik şehire dönüşür….
Kazılara definecileri de dahil edecek yeni bir kazı yöntemi ve yönetimi geliştirilmeli. Böylece kazılar daha yaygın ve hızlı yapılabilir. Olay devletin kontrolünde kalacağından tahribat ve kaçakçılığın da önüne geçilmiş olunur….
Şindiki ruhsatlı kazı yöntemi hem kaçağa hem de tahribata sebeb oluyor. Vatandaş birşey bulamazsa iflas ediyor.
Bu yüzden insanlar kaçağa yöneliyor ve tahtibata sebeb oluyorlar, kaçakçı duruma düşüp devletin kolluk güçlerini, adliyeleri, müzelerini ve cezaevlerini meşgul ederlerken kendileri de cezalar alıyorlar. Ülkenin tarihi eserleri ya tahrip oluyor yada yok pahasına yurt dışına çıkartılıyor….