İklim Kanunu, Türkiye’nin 2053 yılına kadar “net sıfır emisyon” hedefine ulaşması için hazırlanan ve TBMM’de kabul edilen bir yasal düzenlemedir.
Paris Anlaşması taahhütlerinin yerine getirilmesi ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ile uyum sağlanması amacıyla çıkarıldı. Kanun, sera gazı emisyonlarının azaltılması, karbon ticareti, yeşil dönüşüm ve sektörlerin iklim politikalarına uyumu gibi konularda bir çerçeve sunuyor.
Dünya’da Benzer Yasalar Var mı?
Evet. İngiltere, Fransa, Almanya, Kanada ve İsveç gibi ülkelerde benzer iklim yasaları yıllardır yürürlükte. Örneğin İngiltere’deki Climate Change Act 2008, karbon azaltımını yasal zorunluluk haline getiren ilk örneklerden biridir. Bu yasalar hem sanayi hem de enerji sektörlerinde dönüşümü zorunlu kılıyor.
Sanayi ve Üretici Açısından Artı ve Eksiler
Artılar:
- Düşük karbonlu üretime geçen firmalara finansal teşvikler sağlanacak.
- Karbon ticaretiyle emisyonu azaltan firmalar ekonomik kazanç elde edebilecek.
- AB’ye ihracat yapan firmalar, uyumlu oldukları için avantaj yakalayacak.
Eksiler:
- Fosil yakıt kullanan üretim tesisleri yeni yatırımlar yapmak zorunda kalacak.
- Karbon vergisi ve emisyon kotası gibi düzenlemeler üretim maliyetlerini artırabilir.
- KOBİ’ler için yeni teknolojilere geçiş ciddi bir mali yük doğurabilir.
Sanayi Üretimi Nasıl Etkilenecek?
Özellikle enerji yoğun sektörlerde (çimento, demir-çelik, otomotiv vb.) karbon emisyonu ölçümü ve raporlaması zorunlu hale geliyor. Bu durum dijitalleşmeyi ve daha şeffaf üretim süreçlerini zorunlu kılacak. Ayrıca karbon salımı yüksek tesislerin lisanslama süreçleri yeniden düzenlenebilecek.
Muhalefetin Eleştirileri
Muhalefet partileri, halk sağlığına dair konuların (hava kirliliği, içme suyu kalitesi, solunum hastalıkları) yasa metninde yer almamasını eleştiriyor. Özellikle kentlerdeki hava kirliliği ve temiz suya erişim gibi yaşamsal konuların dışarıda bırakılması eksiklik olarak değerlendiriliyor.
Çevrecilerin Tepkileri
Çevre örgütleri yasanın bazı temel sorunları göz ardı ettiğini savunuyor:
- Termik santrallerin kapatılmasına yönelik bir düzenleme yok.
- Ormansızlaşma ve biyoçeşitliliğin kaybı konusunda yeterli önlem alınmıyor.
- Halkın katılımı ve yerel yönetimlerin rolü zayıf.
- “İklim adaleti” ilkesine yeterince yer verilmiyor; yasa daha çok karbon piyasalarına odaklanıyor.
Yasa Türkiye’yi Nasıl Etkileyecek?
Yasa ile Türkiye, uluslararası yatırımcılar açısından çevreye duyarlı bir ülke görünümü kazanabilir. Bu durum AB, Dünya Bankası gibi kurumlarla finansal ilişkileri de güçlendirebilir. Ancak uygulama süreci, siyasi kararlılık ve denetim mekanizmaları belirleyici olacak.
İklim Yasası İnsan Yaşamını Nasıl Etkileyecek?
Doğru ve adil uygulanırsa:
- Temiz hava ve suya erişim kolaylaşabilir.
- Doğal afet riskleri azaltılabilir.
- Genel yaşam kalitesi artabilir.
Ancak sosyal eşitsizlikler dikkate alınmazsa:
- Enerji yoksulluğu yaşayan kesimler daha fazla zarar görebilir.
- Kırsaldaki üreticiler yeni mali yüklerle karşı karşıya kalabilir.
Karbon Ayak İzi Nedir?
Bir kişinin ya da kurumun yaptığı faaliyetler sonucu atmosfere saldığı toplam sera gazı miktarına denir. Yeni yasa ile kamu kurumları ve büyük işletmeler karbon ayak izlerini hesaplayıp raporlamak zorunda kalacak. Karbon ayak izini azaltan üretim yöntemleri teşvik edilecek.
Tarım ve Hayvancılık En Çok Etkilenecek Sektörler
Tarım:
- Su tasarrufu zorunlu hale gelecek.
- Gübre ve pestisit kullanımında sınırlamalar olabilir.
- Yenilenebilir enerji ve akıllı sulama sistemleri desteklenecek.
Hayvancılık:
- Metan gazı salımını azaltmaya yönelik önlemler alınacak.
- Yem üretimi ve otlatma daha sürdürülebilir hale getirilecek.
Bu düzenlemeler kırsal üreticiler için hem zorluk hem fırsat anlamına gelebilir.
Su Kullanımı ve Su Gerçeği
Yasa kapsamında su kaynaklarının daha verimli kullanımı hedefleniyor. Yer altı sularının izinsiz kullanımı sınırlandırılacak, tarımda damla sulama gibi yöntemlere geçiş zorunlu hale gelebilecek. Su politikaları, iklim krizine karşı en kritik başlıklardan biri olacak.
Sonuç: Yasa Kağıt Üzerinde Mi Kalacak?
Yasa önemli bir başlangıç. Ancak başarılı olması için:
- Siyasi kararlılık,
- Etkin denetim,
- Halkın, çiftçinin ve yerel yönetimlerin sürece dahil edilmesi şart.
Aksi halde yasa sadece bir "karbon ticareti" aracına indirgenmiş, toplumsal etkileri sınırlı bir metin olarak kalabilir.