İstatistikler Türkiye nüfusunun azaldığını gösteriyor

İstatistikler Türkiye nüfusunun azaldığını gösteriyor

Yayın: 22.05.2024 12:32
Paylaş:
A+ A-

Türkiye’de doğurganlık seviyesinin, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altında kalarak 1,51’e gerilemesi, ülkenin 100 milyonluk nüfusa ulaşma hedefinin gerçekleşmesinin zor olduğunu gösteriyor.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) projeksiyonlarına göre, Türkiye’nin nüfusunun 20 yıl sonra yaklaşık 100 milyonu bulması, Türkiye’de nüfusun 2040’ta 100 milyon 331 bin 233’e yükselmesi öngörülüyor.

TÜİK verilerine göre, toplam doğurganlık hızı, 2001’de 2,38 çocuk iken 2023 yılında 1,51 çocuk olarak gerçekleşti. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un altında kaldığını gösterdi.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmet Koç, enstitü bünyesinde yaptıkları araştırmalar ışığında ülkenin nüfus perspektifine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet’in ilanında 13 milyon olan Türkiye nüfusunun 1950’li yılların sonunda 2 katına ulaştığını aktaran Koç, 1985’te 50 milyonu aştığını, 2000 nüfus sayımı sonuçlarına göre 67,8 milyon olan nüfusun 2022 itibarıyla 85 milyon 279 bin 553’e, geçen yıl ise 92 bin 824 kişi artarak 85 milyon 372 bin 377’e ulaştığını bildirdi.

2023 yılı verilerine göre, Türkiye’deki yaşlı nüfus oranının yüzde 10’un üzerine çıktığını anımsatan Koç, “Bu sonuç, Türkiye’nin genç nüfus özelliğini kaybederek yaşlı nüfus niteliğine kavuştuğunu göstermektedir. Nüfusun yaşlanma eğilimi bu şekilde devam ederse, Türkiye’deki yaşlı nüfusun oranı 2050’de yüzde 20’ye yükselecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Doğurganlık seviyesi yenileme eşiğinin altında kaldı”

Bu gelişmenin arkasında iki temel demografik gelişme bulunduğuna dikkati çeken Koç, bunlardan ilkinin Türkiye’deki doğurganlık seviyesinin giderek düşmesi olduğunu söyledi.

Son açıklanan TÜİK verilerine göre, bir kadının doğurgan olduğu dönem (15-49 yaş grubu) boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden “toplam doğurganlık hızı”nın, 2001’de 2,38 çocukken, 2023’te 1,51 çocuk olarak gerçekleştiğini anlatan Koç, “Doğurganlık seviyesi, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin de altında kalarak 1,51’e kadar gerilemesi, nüfusumuzun yaşlandığını gösteriyor.” dedi.

“Doğurganlık, birçok Avrupa ülkesinin gerisinde kaldı”

Koç, Türkiye’nin bugün sahip olduğu doğurganlık seviyesinin, birçok Avrupa ülkesinin de gerisinde yer aldığına işaret ederek, “Nüfusun yaşlanmasının arkasında yatan faktörlerden bir diğeri de doğumda yaşam beklentisinin erkekler için 77 yıla, kadınlar için ise 81 yıla yükselmiş olmasıdır. Türkiye’deki doğurganlık seviyesinin 1,51’e düşmesi, nüfusun yaşlanması dışında 100 milyon nüfusa sahip bir ülke olma hayalini zora sokmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.

100 milyon nüfus için doğum seviyesinin 2,2’ye çıkması gerekiyor”

Doğurganlık hızının kadın başına 5 çocuk dolayında olduğu 1970’li yıllardaki verilerin, ülke nüfusunun 2020’li yıllarda 100 milyona ulaşacağı beklentisini ortaya çıkardığını belirten Koç, şu bilgileri verdi:

“Ancak TÜİK ile yaptığımız projeksiyon sonuçlarına baktığımızda 1,51 dolayındaki doğurganlık hızı bu şekilde devam ederse 100 milyonluk nüfus, Türkiye’nin hep çok istediği ama hiçbir zaman ulaşamayacağı bir hedef olacak. Bu doğurganlık hızıyla Türkiye’nin nüfusunun yakın gelecekte bu hedefe ulaşamayacağını görüyoruz. Bu hedef için kadın başına 2,2 doğum seviyelerine yeniden çıkılması gerekiyor.”

“Genç nüfus oranının düşmesi ülkeyi zora sokacaktır”

İsmet Koç, nüfus projeksiyonlarında, genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2030’da yüzde 14, 2040’ta yüzde 13,4, 2060’ta yüzde 11,8 ve 2080’de yüzde 11,1’e gerileyeceğinin öngörüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

“Genç nüfus oranının düşmesi, pek çok açıdan ülkeyi zora sokacaktır. Çalışma çağı nüfusunun azalmasıyla birlikte iş gücünde sayısal olarak azalması ve bununla birlikte verimliliğin azalması söz konusu olacaktır. Çok hızlı yaşlanma süreciyle birlikte, gençlere dönük yapılan yatırımların atıl kapasiteye düşme riski bulunmaktadır. Bu durumun uzun vadede daha çok eğitim yatırımlarını olumsuz etkilemesi beklenmektedir.”

“Tek çocuk normu yerleşiyor”

Türkiye’deki doğurganlık hızının 1,51’e kadar gerilemesinin nedenleri arasında, ekonomik durumun yanı sıra “2 çocuk normunun yerine ikame edilmekte olan 1 çocuk normu” olduğunu kaydeden Koç, “Türkiye, demografik dönüşüm sürecinde birçok Avrupa ülkesinde yaşanan süreci izleyerek giderek çok çocuklu aile yapısından 1 ya da 2 çocuklu aile yapısına geçiş yapmaktadır. Hatta, Türkiye’de çocuksuzluk normu da yaygınlaşmaktadır.” diye konuştu.

Koç, Türkiye’de ideal çocuk sayısının sahip olunan çocuk sayısından daha büyük olduğu dikkate alındığında, aslında çocuk sahibi olmaya bir talep olduğu görüldüğünü aktararak, bu durumun, çocuk sahibi olmayan kadınların bunu sağlayabilecekleri imkanlara kavuşturulmasının planlanması yanında, çocuk sahibi olmak isteyen kadınların da bu isteklerinin yerine getirebilmelerinin önünün açılması gerektiğini gösterdiğini belirtti.

“Uzun dönemli sosyal politikalar gerekiyor”

Kadınların iş-yaşam dengelerini kurabilecekleri uzun dönemli sosyal politikaların devreye sokulması gerektiğinin altını çizen Koç, “Böylece, çocuk sahibi olmanın fırsat maliyetinin yükseldiği bu dönemde, çocuk sahibi olmanın fırsat maliyetini azaltmak mümkün olabilecek ve doğurganlık seviyesini belirli bir seviyede tutmak mümkün olabilecektir.” dedi.

İsmet Koç, doğurganlık seviyesinin zengin Kuzey Avrupa ülkelerinde, Akdeniz ülkelerinden daha yüksek olmasının, bu ülkelerin kadının eğitimi ile doğurganlık arasındaki ters ilişkiyi sosyal politika uygulamalarıyla kırmayı ve iş-yaşam dengesini kurmayı başarmış olmalarından kaynaklandığını sözlerine ekledi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çorum FK, yeni sezona kurban keserek başladı

Anadolu Ajansı
Yayın: 01.07.2024 04:52
Paylaş:
A+ A-

ÇORUM (AA) – Trendyol 1. Lig ekiplerinden Çorum FK, yeni sezon hazırlıklarına başladı.

Yeni sezon açılışı nedeniyle kulüp tesislerinde bir araya gelen teknik ekip ve futbolcular, antrenman öncesi sohbet etti.

Daha sonra kulüp tesislerinde kurban kesildi, takımın başarılı bir sezon geçirmesi için dua edildi.

Teknik direktör Serkan Özbalta yönetiminde sezonun ilk antrenmanına çıkan futbolcular, ısınmanın ardından topla çalışma yaptı.

Antrenmana yurt dışında bulunan futbolcular Thomas Verheydt, Geraldo, Suat Kaya, Nalepa ve Hakan Barış katılmadı.

Yeni transferler Kasongo, Berkay Arı ve Sertaç Çam ise takımla ilk idmana çıktı.

İdmanı kulüp başkanı Oğuzhan Yalçın, kulüp yöneticileri ile taraftarlar da izledi.

Serkan Özbalta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çorum'daki kulüp tesislerinde 9 Temmuz'a kadar kamp yapacaklarını, 2 gün iznin ardından Bolu'da 2 hafta sürecek kampa gireceklerini, ardından tekrar Çorum'a döneceklerini söyledi.

Kulüp ve camia için güzel bir sezon geçirmeyi dileyen Özbalta, “Geçen sene ciddi manada destek veren, bizi iyi günde değil de kötü günde de gelebileceğimiz noktayı öngörüp koşulsuz destekleyen taraftarlara, geçen sene yaptıklarımızın üstüne koyarak devam etmek istiyoruz. Bu bilinçle hazırlanacağız bu seneye.” dedi.

Çorum'da kulüp ile halk arasındaki bağın gittikçe güçlendiğini belirten Özbalta, yeni sezonda da Çorum halkından ve taraftardan destek istedi.

Geçen sezonki performansın üzerinde performans sergileyerek, başarıyı kalıcı hale getirmek istediklerinin altını çizen Özbalta, “Futbolda artık dün bitmiştir, bugünü yaşamalıyız. Yarının ne getireceğini bilmiyoruz ama dün yaptıklarımızın üstüne koymak durumundayız. Taraftarlarımız tabii ki sabırla beklemeyi bilen bir taraftar ama bir taraftan da bu yaptığımız başarıyla alakalı yetinmeme üzerine bir plan ve program içinde çalışacağız. Biz peşin peşin hiçbir şeyi kabul etmiyoruz. Herkesle her sahada oynayabilecek mentalitemiz var.” diye konuştu.

İlk kez geçen yıl çıktıkları Trendyol 1. Lig'i play-off turu yarı finalinde elenerek tamamladıklarını hatırlatan Özbalta, şunları kaydetti:

“Çok güzel bir yarı final oynandı. Hani aslında mağlup olmadan elendiğimiz bir yarı final oldu. Bazı talihsizlik yaşadık ama o anlamda da kendi gelişimimizi sağlayabilme açısından da orayı da unutmak zorundayız. Hatalarla bu iş güzel. Yaptığınız çok güzel hareketlerle bu iş sizi daha karakter sahibi hale getirebiliyor. Biz de bunları üzerine koyarak inşallah yeni sezonda da istediğimiz oyunu sahada sergilemeye çalışacağız. Ama mücadele gücü olarak, ama coşku olarak, ama sahadaki disiplin, organizasyon olarak inşallah bu sene başarılı oluruz.”