Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
08 Aralık, 2016 09:13 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük Üniversitesinde 2. Kitap Günleri

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen “Engelsiz Hayat Okuyan Toplum” temalı 2. Kitap Günleri etkinliğinin açılışı yapıldı. Turuncu kantin binasında gerçekleşen ve 16 Aralık’a kadar sürecek olan 2. Kitap Günleri etkinliğinde 230 yayınevinden 24 bin kitap öğrencilerle buluştu. 10 gün boyunca 12 farklı yazarın da imza ve söyleşi için yer alacağı etkinliğin açılışını Rektör Prof. Dr. Refik Polat yaptı. Karabük Üniversitesi 2. Kitap Günleri’nin açılışında iki kolu olmayan ve ayakları ile resim yapan engelli 26 yaşındaki Ayşe Işık, azmi ve becerisiyle büyük ilgi gördü. Aynı zamanda yazar olan Ayşe Işık, ayaklarıyla Safranbolu evlerinin yer aldığı yağlı boya çalışması yaptı. 5000 Evler Yaşama Sevinci Özel Eğitim İlkokulu öğretmenlerinden Mutiye Dayıoğlu ise Braille Alfabesi (körler alfabesi) ile ilgili bilgi verdi. Daha sonra Rektör Prof. Dr. Refik Polat ve beraberindekiler kitap sergisini gezerek kitap satın aldı. Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi Abdulaziz Damlahi de çizim tekniği ile yaptığı tabloyu Rektör Prof. Dr. Refik Polat’a hediye etti. Karabük Üniversitesi 2. Kitap Günleri hakkında düşüncelerini aktaran Rektör Prof. Dr. Refik Polat, kitap ve okumaya yönelik Üniversitede birçok etkinlik düzenlediklerini söyleyerek “Kitap merkezli bir kültüre sahip olmak istiyoruz” dedi. Rektör Prof. Dr. Polat, 2. Kitap Günleri etkinliğinde bulunan engelli yazar ile görme engelli öğretmeni gördüğünde onların azimleri ve inançları karşısında duygulandığını da dile getirerek, herhangi bir engeli bulunmayan bireylerin bu azim ve başarıdan ders çıkarmaları gerektiğini de vurguladı. Etkinliğin açılışının sonrasında Karabük Üniversitesi 2. Kitap Günleri etkinliğinin ilk gününe konuk olan Yazar Ayşe Işık, Rektör Prof. Dr. Refik Polat’ı makamında ziyaret ederek yapmış olduğu tabloyu hediye etti.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.