Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Karabükçe Düşünmek..!

Haber Merkezi tarafından
23 Şubat, 2017 23:07 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:14
A+ A-

Karabükçe Düşünmek..!

Bugünkü yazımızı Karabük’ü düşünmeye ayırdık. Herkesin kendi çıkarlarını ön planda tuttuğu bir dönemde böyle bir yazı kaleme almakta ne anlama geliyor diyebilirsiniz. Kendi bakış açınızla haklı olabilirsiniz. Ancak hepimizin ve çocuklarımızın geleceği açısından bu kenti düşünmek zorundayız. Karabük’ü düşünmek ne demektir? Bize göre Karabük’ü “Karabükçe” düşünmek demektir. Evet yanlış okumadınız…! “Karabükçe” düşünmek. Felsefe yaptığımız falan sanılmasın. Niyetimiz kafa karıştırmak değil. Amacımız;farklı bakış açısı ile ideolojik dar kalıpların dışına çıkmak ve bu anlamda kentle ilgili düşünce derinlikleri oluşturmaktır. Başka bir deyişle; Karabük’ün daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktır. Sürekli olarak yazılarımızda,Karabük gibi tarihi mazisi derinlerde olmayan kentlerde sahiplik duygusunun geç oluştuğundan söz ederiz. Sınıfsal durumun,lobi oluşturacak güce ulaşamamış olması nedenini de buna göre açıklamak gerekir diye düşünüyoruz. Bu husus düşünce ve heyecan yönündeki cılızlıkta amaca ulaşmayı engelleyen bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Kent kültürünün bir türlü olgunlaşmama nedenini de bunda aramak gerekir. Daha öncede yazmış olduğum gibi bu tip kentlerde sivil toplum kuruluşlarının birlikteliği ve aynı zamanda siyasi partiler aracılığıyla gösterilecek aktiveler kentin bekasını belirleme açısından çok büyük önem arz etmektedir. Sınıfların güçsüzlüğü bu durumu tarihsel zorunluluk olarak dayatmaktadır. Ancak şimdiye kadar siyasi partiler aracılığıyla,kentte beklenen fayda elde edilememiştir. Üzülerek belirtmek gerekirse sivil toplum örgütlerinin sadece seçim zamanında ortaya çıkıp siyasetin gölgesinde faaliyet göstermeleri ,bölgecilik hastalığından bir türlü kendilerini kurtulamamaları buna sebebiyet vermektedir. Böyle bir olumsuzluk Karabük’te “Karabükçe” düşünmeyi sekteye uğratmaktadır. Karabük’ü geleceğe taşımaya olanak vermemektedir. Bu tespit bizce çok manidardır. Karabük’ü düşünmek… Ama esaslı bir biçimde düşünmek… Keşke her olayda kendimizden önce Karabük’e bir şeyler verebilmeyi alışkanlık hale getirsek. O zaman kendi çıkarlarımız için Karabük’ün geleceğine ipotek koymamış olurduk. Öyle değil mi?

Bizi sosyal medyadan takip edin