Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
27 Şubat, 2025 14:18 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KBÜ, Genç İletişimciler Yarışması’ndan ödüllerle döndü

Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Karabük Üniversitesi Safranbolu Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi, 34. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması’nda dört ödül kazanarak değerli bir başarıya imza attı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Aydın Doğan Vakfı tarafından düzenlenen yarışta Karabük Üniversitesi Safranbolu Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi, dört farklı kategoride ödül alarak en fazla ödül kazanan en genç fakülte oldu. Öte yandan alınan bu ödüllerle, Karabük Üniversitesi müsabakada en çok ödül kazanan ikinci üniversite olma muvaffakiyetini gösterdi.
İstanbul’da gerçekleşen ödül merasimine, fakülteyi temsilen Doç. Dr. Burak Türten, Dr. Öğr. Üyesi Faruk Aşlakcı ve ödül alan öğrenciler katıldı.
Yarışmada Uğurcan Balkan röportaj kol kategorisi, Halil Tükenmez ise yazılı kol fotoğraf kategorisinde ikincilik elde etti. Merve Dülger görsel kol televizyon haberi, Bilal Bozkurt ise işitsel kısım radyo haberi kategorisinde üçüncü oldu.
Ödül kazanan projelerin danışmanlığını ise; Prof. Dr. Mustafa İnce, Doç. Dr. Mevlüt Can Koçak, Doç. Dr. Burak Türten, Dr. Öğr. Üyesi Faruk Aşlakcı, Dr. Öğr. Üyesi Mesut Yılmaz ve Öğr. Gör. Serdar Sabuncu yürüttü.

Bizi sosyal medyadan takip edin
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver
blank
Simge Aykan tarafından
08 Mayıs, 2025 16:28 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Sokakta Mikrofon, Elde Telefon: Herkes Muhabir, Her Yer Haberci!

Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Karabük’ün sokaklarında gezerken elinde mikrofonla gezen birine rastlamak artık şaşırtmıyor. “Ben muhabirim” diyen herkes seyyar muhabir olmuş, sosyal medyalar ise haber kanalları gibi.

Her eline mikrofon alan, muhabir mi oldu Karabük’te?
Bir gazeteci olmak, artık sosyal medya hesabı açmak kadar kolay. Peki, bunun bir denetimi olmamalı mı?

Karabük küçük bir şehir. Herkesin yüzü, ismi, mesleği belli. Bugün bu mesleği gerçekten okuyan, iliklerine kadar hisseden, meslek etiğini bilen genç gazetecilerin seyyarlar nedeniyle işsiz kalmış ya da mesleğinden tamamen soğumuş olduklarını görüyorum. 

Gazetecilik mesleğine haksızlık yapılıyor. Onlar diplomasıyla, emeğiyle, stajıyla yol almaya çalışırken, diğer taraftan “izlenme için her şey mübah” diyenler basın ve yayın ilkelerini yerine getirmiyor.

Ve en acısı, bazen bu içerikler o kadar çok izleniyor, beğeniliyor ve destekleniyor ki… Kimse “doğru mu?” diye izlemiyor, “Karabük’ü karıştırması yeterli mi?” diye bakıyor. Bu da sorumluluk duygusunu daha da aşındırıyor.

Şimdi soruyorum:
 Bu işin bir sınırı olmayacak mı?
 Mikrofonu, telefonu eline alan “haberci” sıfatını kazanmalı mı?
 Herkes haberciyse, üniversitelerin ilgili bölümleri neden var?

Bizi sosyal medyadan takip edin
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.