Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Kültür Fukaralığı Mı.?.

Haber Merkezi tarafından
15 Mart, 2017 23:09 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:13
A+ A-

Kültür Fukaralığı Mı.?.

İnsanın başına ne geliyorsa cahillikten geliyor. Köylü iken birden kentli olduk. Ancak kent kültürüne adapte olmakta zorluk çekiyoruz. O’nu da kendimize benzettik vesselam… Her şeyin bir yolu yordamı var. Kentte yaşamanın da… Kentte de yaşamak ne demektir? Kentin kendine özgü özellikleri nelerdir? Bunlara bu yazıda kısaca bir göz atalım dedik. Karabük’te var olan değerler,cumhuriyet kültürünün bir parçasıdır. Ondan soyutlanıp incelenmesi ve yoruma tabi tutulması olanaksızdır. Karabük söylemek gerekirse Türkiye Cumhuriyeti’nden önce Anadolu’da yaşamış farklı kavimler zamanında da demir kültürüne sahip bir kentti. Karabük’te yerleşim alanlarından biri olan Sipahiler Köyü’nde bulunan küre havuzu (demir elde etmek için yapılmış atölye) Roma döneminde,bu devletin demir ihtiyacını karşılayan bir üretim merkezi idi. Kültürel gen teorisine göre değerlendirme yapılacak olursa,Karabük’ün genetik yapısının oluşumunda demirin geçmişten kaynaklanan yönlendirici bir gücü ve yönü bulunmaktadır. Günümüz açısından keşfedilmemiş bir birikimi ifade eden bu konu göz önünde bulundurulması gereken önemli bir hususu oluşturmaktadır. Bu birikim,bilindiği üzere günümüzde de canlığını korumaktadır. Hatta Karabük’e hayat vermeye devam etmektedir. Demirle ilgili yatırım yapacak ülkeler zaman zaman bu birikimden yararlanmak için Karabük’e gelmekte,kendi ülkelerindeki yatırımlarda bu birikimden azami ölçüde yararlanmaktadırlar. Özellikle de bunların başında İran ve Afrika ülkeleri ilk sırayı almaktadır. Karabük’te yetişmiş birçok elaman bu adı geçen ülkelerde çalışmak suretiyle,demir kültürünün evrensel anlamda temsilciliğini yapmaktadır.. Yenice ormanları da bu açıdan medeniyetimizi tanımlayan önemli yapı unsurlarından biridir. Roma döneminde çok meşhur bir özelliğe sahip bu ormanlar,Osmanlılar döneminde de aynı alanda hususiyetini korumuş ve bu cihan devletinin gemilerinin yapımında önemli bir yer tutmuştur. Eflani, Hulana adıyla ,Hititler döneminden beri bir hayvancılık diyarıdır. Yün anlamına gelen bu sözcüğün tarihsel anlamda taşıdığı önem ortadadır. Safranbolu gibi bir kent,dericilik alanında gelişme gösterirken bu alandaki başarısını Eflani’de yetiştirilen ve bu yöreden getirilen büyük ve küçükbaş hayvanlara borçludur. Safranbolu,bilindiği üzere mimari açıdan çok önemli bir kenttir. Bu muhteşem yapıların çoğu 19.yüzyıldan kalmadır .Safranbolu 19.yüzyılda ne yaptı da bu görkemli yapılara sahip oldu dersiniz? Şu ana kadar hiçbir araştırmaya konu olmamış bu sorunun yanıtını ; adı geçen kentin, başta Rusya olmak üzere Avusturya ve Fransa ile yaptığı deri ticareti bizlere vermektedir. .Safranbolu,Batı Anadolu’da aynı İzmir kenti ne ise gelişmişlik açısından aynı konumda olan bir yerleşim noktası idi. 19.yüzyılda lonca ekonomisinin can çekiştiği bir ortamda İmparatorluğun ,kapitalist ilişkiler açısından kendini aşmış nadir kentlerinden birisi idi. Eski çarşıda bulunan sayısı 84’ü bulan debbağ /deri işleme atölyesi i zaten bu durumu kanıtlar niteliktedir. Eğer Karabük iline ait bir folklor yaratılmak isteniyorsa,bu yapılırken de özgün bir nitelik aranıyorsa bunun merkezi Türkmen diyarı Ovacık ve Eskipazar olmalıdır. Çünkü Türk boylarının halisane yerleştikleri yerler özellikle Tamışlar, Bayındır, Beğdili gibi köyler geleneksel renklerimizin canlılığını yakalama ve tanıma açısından önemli birikimlere sahiptir. İnsan bunları öğrenince içinde bulunduğu kültür fukaralığına isyan edesi geliyor. Öyle değil mi.? Bunları bilmekle iyi etmedik mi?...

Bizi sosyal medyadan takip edin