Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Ne Dersiniz.?.

Haber Merkezi tarafından
09 Kasım, 2016 07:38 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:14
A+ A-

Ne Dersiniz.?.

Sürekli betonlaşmaya konu olan bir vadide yaşama çabası içindeyiz. Estetik adına ortada övünülecek bir görüntü yok. Ticari kazanç düşüncesiyle yapılan yapılarda kimlik yerine daire sayısında artış var. Geleceğe mimari açıdan miras bırakacak bir yapı kalmamış. Şimdi buradan sizlere bir soru yöneltmek istiyorum. Karabük’ü mimari açıdan hangi yapılar temsil etmektedir? Kardemir’in bacaları mı? ONEL ve KARES AVM’ler mi? TOKİ evleri mi? EV KUR’un binası mı? Şirinevler’deki bitişik apartmanlar mı? Yeşil Mahalledeki yapı sanatı bakımından neye benzediği belli olmayan korsan evler mi? Gerçekten….. Karabük’ün mimari açıdan simgesi nedir.? Bakımsızlıktan kendi geçmişini arayan Yenişehir lojmanları mı? 1960’ların ünlü, bir dönemin tarihine tanıklık yapan Küba krizini anımsamamıza olanak sağlayan Kübanalar diye bilinen yapıları mı? Sosyal tesisler mi? Yani… Yenişehir Sineması mı? Havuzlu Bahçe mi? Mühendisler ve Memurlar Kulübü mü? Karabük’ün görüntüsünü sorguladığımızda estetik açıdan bizleri etkileyecek bir mimari tarzın olmadığına tanıklık etmekteyiz. Külçe gibi oturtulmuş sakil(çirkin) yapılar her tarafımızı sarmış durumda. Buna bilinçsizce yapılan yenileri ekleniyor. Kentin ısınmasına yaz mevsiminde bunalmasına neden olacak yapılar topluluğu resmen etrafımızı sarmış durumda. Arıcak vadisi de bu tehlikenin emarelerini hissetmeye başladı. Eğer DDY ait arazisi de değinildiği gibi yapılaşmaya açılırsa siz düşünün bir kere Karabük’ün halini… Her boş alanı kazanç kapısı olarak gören zihniyet kendi çıkarı dışında başka hiçbirşey düşünmüyor. Sonuç… Yaşam kalitesinin her gün değer kaybetmesi Kentin kendi kimliğini hızlı bir biçimde yitirmesi. Evet… Birdenbire nereden nerelere kadar uzandık…. Herhalde bizim içinde yaşadığımız kenti anlamamaktan doğan sıkıntılarımız/sorunlarımız var. İşçi kenti gitmiş yerine kimliğini tam olarak ortaya koyamamış bir manzara ortaya çıkmış. Herkesin nefes almakta zorlandığı…. Hastane kapılarında şifa arayıp dert yandığı. Taşıt istilası nedeniyle yürümekte güçlük çektiği Karşıdan karşıya geçişlerde her an ölümü üzerinde hisseden insanların yaşamaya çalıştığı ilginç bir yer burası… Ne derseniz deyin…. Bir tuhaflık sarmış etrafımızı… Ayrıca var olan mekanda…. Görüntü kirliliğini hava kirliliği tamamlıyor. Peki bütün bu gelişmeler karşısında bizler ne yapıyoruz.? Kaderimize küsmüş… Bunlar da geçer diyoruz. Peki geçiyor mu? Yoksa bizleri üzüyor mu? Ne dersiniz?

Bizi sosyal medyadan takip edin