Kentler; sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan gelişme ve kendilerini bu alanda kabul ettirme peşindeler. Daha doğrusu meşhur oldukları alanda” markalaşmak “ istiyorlar. Küresel dünyada ayakta kalabilmek için bunu yapmakta zorundalar. Refah; üretime dayalı bir eylemse o alanda iş üretmekte markalaşmadan geçiyor. Bunun için… Kentler belli iş kolunda kendi ağırlıklarını ortaya koyarak çekim merkezi olmak istiyorlar. Gece-gündüz demeden çalışarak bu yolda uğraş veriyorlar. İhracatlarını buna göre artırıyorlar. Sonra da başarmanın haklı gururunu yaşıyorlar. Baktığımızda… Günden güne kent çeşitlerinde artış gözleniyor. Coğrafya derslerinde bizlerin okumadığı kadar kent sıfatları var. İsterseniz bir göz atalım: Tarihi kentler… Ticaret kentleri… Sanayi kentleri… Turizm kentleri… Termal kentler… Spor kentleri… Hoşgörü kentleri… Tarım kentleri… Dini kentler… Siyaset kentleri.. Yemek kentleri… Su kentleri… Emekli kentleri… Üniversite kentleri… Şimdi işlevsel olarak kentleri anlatan ilginç sıfatlar karşısında biz hangisiyiz sorusunu sormamız gerekmez mi? Önce bu belirlemeyi yapmamız gerekiyor. Markalaşma adına tespit yapmak çok önemli. Kentlerin hedeflerini ortaya koyarken küresel yapıyı da göz önünde tutması gerekiyor. Bir de o kentlerle anılan/özdeşleşen yiyecekler var. Kayseri’de mantı…. Urfa’nın kebabı Gaziantep’te baklava… İzmir’de balık… Adana’da acılı kebap Afyon’da kaymak… Balıkesir’de höşmerim…. Konya ve Kastamonu’da etli ekmek. Bizim kent olarak eksiklerimizden biri de bu. Kentimize özgü herhangi bir şeyle gurur duyup,onu herkesle paylaşma noktasına henüz gelemedik.! Önemsenmesi gereken husus.. Çelik üretimi bir yana Karabük’ün damak tadı konusunda neyi meşhur.? Gurme gelse ne tadacak.? Herhalde bunun için Safranbolu’ya gitmesi gerekiyor. Karabük merkeze uğrasa yerel lezzetleri tatması/bulması mümkün değil. O’na göre lezzet anlamında Karabük’e özgü tat yaratma çabası içine girmek zorundayız. Etnolojik tetkiklere ihtiyaç var. Bu ihtiyaca cevap verecek ortak çalışmalara… Bunlar çok konuşmayla olmaz. Araştırmak ve merakla olur. O da bizde yok demeyin sakın. Kentimize bu noktada sahip çıkın.
Remzi KARAGÖZOĞLU
•Sayın hocam,
Defalarca, Safranbolu ile ilgili tv. lerde yapılan yemek programlarını izlerken mideme kramp girdi. .. (Cevizli Erişte) CÖĞÜZLÜ YAYIM’dan öte gidemediler ve ne kadar başka yörelere dair bilinen yemekler var ise, hepsini Safranbolu yemeği yaptılar ama bu programlar ile ilgili olarak da, Safranbolu’nun yerlisi ile köylüsü arasında uzun süren tartışmalar oldu. Eflani’de de ola ola İBİ (Hindi) ETİNİN SUYU İLE YAPILAN ” BANDUMA” (Bandırma) var ki, o da evlere şenlik.
Emeklerinizi gıpta ve sabrınızı hayret ile izliyorum…
Bakalım bu KARABÜK’ten ne çıkaracaksınız…?
Yazdıklarınızın Karabük’e kaç numara BÜYÜK olduğunu dahi yazamıyorum, çünkü yazdıklarınızı Karabük’ün ve Karabüklü’nün anlaması mümkün değil. Ancak ve sadece STANDART DIŞI olanlar anlayacaklardır ki; onlar da zaten dışlanmışlar ve çaresizler.
Esen kalınız.