Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Olur Mu?

Haber Merkezi tarafından
05 Ocak, 2016 08:42 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:15
A+ A-

Olur Mu?

Cumhuriyet Türkiye’sinde Karabük başlangıçta Yenişehir yerleşkesinde izlenebileceği gibi modern şehircilik anlayışının bütün özellikleriyle görüldüğü bir yerdi. Fransız şehir plancısı Henry L.Prost’un planlarını hazırladığı Yenişehir’deki mühendis ve memur evleri bir dönemin kent anlayışını yansıtması bakımından dikkat çekicidir. 2-3 katı geçmeyen yeşili içinde barındıran doğaya ve insana saygılı bu yapılar erken dönem Cumhuriyet mimarisinin en güzel örnekleridir. 1950’lelerde haddehanelerin kurulmasıyla birlikte Karabük’te hızlı bir şehirleşme süreci yaşanmaya başladı. Bu dönemde arsa spekülatörleri Karabük’ü tanınmaz bir hale soktular. Kısa zamanda her yerde mantar gibi gecekondular oluştu. Kent estetik özelliğini yitirmeye başladı. Değer kaybı yaşanmaya başladı. Bunları neden anlatıyorum. Yenişehir dışında Karabük bugün şehircilik anlayışı bakımdan iflas etmiştir. 1960’lardan kalma Hürriyet caddesi Karabük insanının ihtiyacına cevap verememektedir. Trafiğe kapalı halde olsa bile günün belirli saatlerinde iyice kalabalıklaşmaktadır. Yayalar birbirlerine çarparak yürümek zorunda kalmaktadır. Kemal Güneş caddesi olarak resmi kayıtlarda yer alan Hürriyet caddesi Karabük insanın ihtiyacına cevap vermekten çok uzaktır. Üniversite öğrencilerinin bu noktada şikayeti tavan yapmış haldedir. Bu caddenin İstasyon tarafına devamı niteliğindeki trafiğe açık olan Fevzi Fırat caddesi ise içler acısı durumdadır. Soğuk Savaş döneminin iki Almanya’sı gibi bir manzara aksettirmektedirler. Hürriyet caddesi ne kadar kalabalıksa Fevzi Fırat caddesi de o kadar tenhadır. Aynı zamanda bakımsızdır. Yaya kaldırımlarının taşları ayaklar altında dans yapmaktadır. Basınca ses çıkarmakta adeta ben niye böyleyim demektedir. Yani insanlarla konuşacak derecede ızdırap çekmektedirler. Yine buradan iddiamı yineliyorum. Bu kent sahipsiz…! Bizi rahatsız eden sorunlar yöneticileri rahatsız etmiyorsa bir yerlerde müşkülat var demektir. Ben buna “Karabüklüleşememe “adını koyuyorum. Kente nereden nasıl bakılacağını bilmeme umursamazlığı diyorum. Daha ne diyeyim. Bizler kentimiz keyif versin diyoruz. İnsan odaklı bir kentte yaşamak istiyoruz. Maneviyatı olmayan bir kentin mutlu olamayacağını dile getiriyoruz. Kentin değerleri yok olmasın diyoruz. Ama… Maalesef… Bu kent için düşlediğimiz iyi dileklerin yerine gelmesi için daha çok ömür tüketmek zorunda olduğumuzu da biliyoruz. Ne yapalım… Öyleyse… Kaderimiz buymuş diyelim… Ama sakın ha …! Hayata küsmeyelim. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Mutlaka iyi bir hal çaresinin de olduğunu akıllardan uzak tutmayalım. Olur mu?

Bizi sosyal medyadan takip edin