PSİKOLOG DİLBAZ’DAN MUTLU EVLİLİK İÇİN İPUÇLARI

Esra Oğuzkağan Özkan
Yayın Tarihi: 28.09.2023 11:18 |Güncelleme: 27.12.2023 16:41
A+ A-

PSİKOLOG DİLBAZ’DAN MUTLU EVLİLİK İÇİN İPUÇLARI

Psikolog Pedagog Peri Dilbaz, “Birlikte Miras” programının bu haftaki konu başlığı evlilikte iletişim oldu. Dilbaz: “Evlenmeden önce âşık olduğumuz için kaçırdığımız birçok konu var. Evlenme yoluna giren gençler, önce kendi ailesiyle olan iletişime bakılması gerekir. İleride de bu hayatımıza aldığımız kişiye yansıyor. Örneğin, ailede saygısız, küfürlü konuştuğu bir kız kardeşi ya da annesi var ise ilerde eşine de yansıtacaktır. Bu davranışı öncesinde fark edip çözersek sorunu kaldırmış oluyoruz. Benim önerim evlenmeden önce mutlaka bir aile danışmanlık hizmeti alınması gerektiğidir. Bu ilişkiler için daha sağlıklı olabilir. Gençlerimiz mutlaka bir danışmanlık almalıdır. Bizim eşimizden beklentilerimiz nelerdir? İyi niyetle evleniyoruz ama mutlaka aile terapisi alınmalıdır. Kızlarımız cinsellik konusunda yanlış yetiştiriliyor. Yasak diyoruz veya doğru düzgün bilgi vermiyoruz. Cinselliğin bir sağlık olduğunu anlatmıyoruz. Aile hakkında cinsellik hakkında danışandan bilgi alabilir. Eksik bilgilerle kadının evlilik yapması eksik bir evlilik oluşturuyor. Dengeli ve bilgili bir evlilik için önce kişinin kendini tanıması, sınırlarını bilmesi, korkularının ne olduğunu ve saygı duygusu ile aslında temelini oluşturmuş oluyor. Mükemmel bir aile tablosu için önce evliliğin temeli oturmalı. Eşlerin aileleri tanışıp, geniş bir aile birlikteliği oluşsun. Evlenince ilk bir yıl içerisinde hemen çocuk yapmayıp önce çiftlerin kendilerini ve ailelerini tanıması çok önemlidir.”

EŞİ YOK SAYMAK

Psikolog Dilbaz: “Örneğin haşlanmış yumurta sevmeyen bir erkeğin önüne yine haşlanmış yumurta yapılarak kahvaltıya getirilmesi onun için kadının zihnini hiç yormadığını göstermektedir. Burada karşı tarafın isteklerini hiç dinlemiyoruz. Bencilce, öfkeli ve saygısız davranıyoruz. Bu sadece kadın için değil, erkek içinde böyledir. Karşı tarafın sınırlarına, kişiliğine, isteklerine, duygu ve düşüncelerine saygı duymuyoruz. Yeri geldiğinde susmamız gerekiyor. Hemen sinirlendiğinizde öfkeli olarak konuşmamak gerekir. Öfkenizi dengede tutun, öfkenizin belirli bir süre geçmesini bekleyin. Bizim halkımızda yemekten sonra çay demlenir. Çayı içmek için nasıl beklenirse, öfkenizin de dinmesi ve öfkenin biraz soğuması gerekir. Mekanı değiştirin. Biraz birbirinize zaman tanıyın. Gerginim ve bu gerginliğimi sana yansıtmak istemiyorum, diyebilmesiniz. Birbirinize müsaade edin. Susmak bir zarafettir. Sakin bir şekilde ifade edeceksin, bundan rahatsızlık duyduğunu izah edeceksin. Ben daha iyi bilirim diliyle değil. Biz diyebilmek önemlidir.”

TERBİYE EĞİTİMDEN ÖNCE GELİR

“Evlilik, güven ve sadakat duygusu üzerine kuruludur. Kendisine saygı duymayan, sınırlarını bilmeyen insan kendisinden kaçmaktadır. Özel alanlarımıza saygı duymamız lazım. İzin vermemek gibi bir durum olamaz. Eşler kendi arkadaşlarıyla vakit geçirmelidir. Öyle ki arkadaşlarımızla birlikte iken görüntülü aranmamalıdır. Bu da kişinin kendine olan güvensizliğini gösterir. Bu konuda eşlerin sınırları olmalı. Kimse kimsenin sınırını ihlal etmemelidir. Bu tür kıskançlık gibi duygular kontrol edilebilir. Ama daha önemlisi özsaygımızdır. Biz kendimizden vazgeçtiğimiz an, öz benliğimizi yitirdiğimiz an, ilişkide vazgeçilen oluruz. Kendisine saygı duymayan insan ilişkide vazgeçilen olur. Özsaygıyı ise kendisiyle baş başa kalarak, kendisinden kaçmayarak, kişinin kendi sınırlarını bilmesiyle belirleyecektir. Eğer ilişkide sınırlarınızı aşmıyorsanız, ihlal etmiyorsanız ilişkiniz muazzam uyumlu olur.  Mutlu evlilik, evin masraflarını, işte çocuğun masraflarını karşılamak değildir. Evlilik bir evin faturalarını ödemek değildir. Evlenen çiftlere baktığımda genellikle cinselliği çocuk için düşünüyorlar. Bu doğru değil. Evlilik sadece cinsellikte değildir ama cinsellik çocuk yapmak için de değildir. Bunu sağlıklı yaşamak için istememiz gerektiğini bilmeliyiz. Eşler birbirinin duygu ve düşüncelerine değer vermelidir. Sevmek her şeyi güzelleştirir ve iyileştirir. Sağlıklı ve dengeli sevmek gerekir. Her duyguyu ileri boyutta yaşamamak ve eşinize bunu dozunda göstermelisiniz. Nasıl öfkeyi dengeliyorsak, diğer duygularımızı dengeleyebiliriz. Önce insan evladı olmalıyız. Terbiye eğitimden de önce gelir. Ailede bu terbiye verilmeli, öğretmenlerin okullarda öğretmesi lazım. Aileler çocukları için çok bilinçli olması lazım. Baba eğitimli ise aile eğitimlidir. Anne eğitimli ise toplum eğitimlidir.”

 

KADIN NE İSTEDİĞİNİ BİLMİYOR

Psikolog Dilbaz: “Bizim toplumuzda şiddet çok yaygın. Öfke kontrolü yok. Kadın ne istediğini bilmiyor. Örneğin bir anne evladını okul çıkışında kollarını açmış,  eğilerek birinci sınıftaki çocuğuna şefkatle sarılıyor. Diğer çocuk ise yanından geçerken, bebeksin, sen anneye sarılıyorsun, diyor. Bu çocuk bunu hangi ailede yetişiyor ki bunu bebek diyerek alay konusu etmeye başlıyor. Bizim ince, nazik ve hoşgörülü davranmamız lazım. Erkeklerin nazik olması onların daha güçlü olduğunu gösterir. Anne ve babanı göster bana sana nasıl bir eş olduğunu gösteriyim sana. Bu genetik miras gibi sizde devam ediyor. Bir sorun varsa, onu çözerek evliliğe başlamamız gerekir. Travmamız mı var onu çözerek ilişkiye başlamak gerekir. Özellikle kadınlar kendi sınırlarını bilmiyor. Kadınlar ne istediğini bilmiyor. Bunları bir destek alarak öğrenmesi gerekebilir. Sağlıklı bir iletişimde her şey az ve eser miktarda olmalıdır. Kıskançlık, bencillik ve saygısızlık artık güvensizlik ve sadakatsizliği getirecektir. Eşinizle sohbet, muhabbet edebiliyorsunuz bir ilişkideki en büyük bonustur, en iyi evlilik eşlerin birbiri ile doğrudan iletişim kurabilmesidir.”

ANNE ZİHNİNDE OĞLUNU, KOCASININ YERİNE YERLEŞTİRİYOR

Psikolog Dilbaz: “Eğer anne zamanında eşi ile sorun yaşamış ise o sorunu oğluna sarılarak bastırmışsa zihninde oğlunu kocasının yerine yerleştiriyor. Bu anne kayınvalide olduğunda gelinle çatışma yaşamaya başlıyor. Erkek ailesini dengede tutmalı ve annesini babasını evlilik kapısının dışında tutmayı başarmalıdır. Kızın da kendi ailesini kuracağı yuvasından ayrı tutmalıdır. Anne, evladı evlenince ilişkilerine karışmayı kendine görev sanıyor. Sen bilmezsin ben bilirim. Ego çatışması başlıyor. Bu konuda hatalı düşündüğünü bile göremiyor. Bir eve gelin ya da damat geliyorsa ona bir alan açılması gerekiyor. Onlarında bir sınırı olduğunu ve saygı duyulması gerektiğini görmelidir. O zaman gelini yok saymaya başlıyor. Tıpkı kadının kocasını yok sayması gibi bir karışıklık yaşanıyor. Herkes önüne bakıp, benim hatalarım nelerdir diyerek kendini dinlemesi gerekir. Artık benim yemeklerimi değil, kızımın yemeklerini yemelisin gibi özendirerek ve oğluna bu konuda sen kendi yuvanda mutlu olmalısın diyerek sağlıklı bir anne olarak oğluna izah etmelidir. ” (Esra Oğuzkağan Özkan)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

BOLU (AA) – ZAFER GÖDER – Sporu yaşam tarzı olarak benimseyen Bolu'nun Kıbrsıcık Kaymakamı Metehan Güngör, spora ilgiyi artırmak istiyor.

Kıbrıscık'ta mayısta göreve başlayan 26 yaşındaki Kaymakam Güngör, ilçede yaptığı çalışmaların yanı sıra sportif faaliyetleriyle öne çıkıyor.

Sporla iç içe hayat yaşayan Güngör, futbol, yüzme, boks ve vücut geliştirme gibi spor dallarıyla ilgilendi.

Sakatlık ve sağlık sorunları nedeniyle futbolu bıraktıktan sonra doktorunun tavsiyesi üzerine başladığı yüzmede Türkiye'de önemli dereceler elde eden Güngör, 2016 yılından beri yüzmenin yanı sıra vücut geliştirme sporunu sürdürüyor.

Spora olan ilgisi dolayısıyla “vücut adam”, “sporcu kaymakam” gibi lakaplar takılan Güngör, insanların spora yönelmesinde rol model olmak istiyor.

– “Spor benim için vazgeçilmez bir yaşam tarzı”

Kaymakam Metehan Güngör, AA muhabirine, sporun kendisi için vazgeçilemez bir yaşam tarzı olduğunu söyledi.

Farklı spor dallarıyla ilgilendiğini ancak sakatlıklar ve sağlık sebepleri nedeniyle çalışmalarına vücut geliştirme ve yüzmeyle devam ettiğini belirten Güngör, “Yüzme daha sonra hayatımda profesyonel bir seviyeye geldi. Yüzmede Türkiye'de önemli dereceler yaptım. Yüzmede, Türkiye'de yarı olimpikte 25 metrede 14 saniye, olimpik branşta da 50 metrede de 31 saniye derecem var. Ayrıca 2016'dan beri vücut geliştirme Türkiye Şampiyonası'na hazırlanıyorum fakat mülki idare amirliği hasebiyle bu şampiyonaya giremedik. Biraz ertelendi. İnşallah bu hedefimizi gerçekleştirme gayretinde olacağız.” diye konuştu.

Güngör, çalışmalarına önceki kaymakamların girişimleriyle Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından inşa edilen spor salonunda devam ettiğini anlattı.

Spor salonunu aktif hale getirmeyi amaçladıklarını aktaran Güngör, “Amacımız sadece vücut geliştirme, fitness değil; dövüş sporları, karate, muay thai, boks ve atletizmde çocuklar geliştirmek. En önemlisi burada spordan uzak olan halkı spora teşvik etmek çünkü spor sayesinde fiziksel ve zihinsel gelişim tamamlanıyor.” dedi.

– “Meslek büyüklerim benim için 'vücut adam' tabirini çok kullanıyorlardı”

Güngör, spor olmadan yapamadığını dile getirerek, “Hedefim Türkiye'de bir kaymakamın da sporcu olduğunu, rol model olabileceğini herkese gösterebilmek. Umarım bu konuda başarılı oluruz. Hatay'da görev yaparken oradaki meslek büyüklerim benim için özellikle 'vücut adam' tabirini çok kullanıyorlardı. Bu açıkçası bana mutluluk veriyordu. Böyle anılmak da güzel. 'Sporcu kaymakam', 'kaslı kaymakam', 'vücut adam' gibi ünvanları elde ettik. Bu da gerçekten mutluluk vericiydi bizim adımıza.” ifadelerini kullandı.

Güngör, hangi mesleği yaparsa yapsın herkesin mutlaka sporla ilgilenmesi hatta dereceler elde etmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Savcı, hakim, kaymakam, birçok meslektaşım çeşitli alanlarda, çeşitli branşlarda spor faaliyetleri icra ediyorlar. Ben herkesin meslek gözetmeksizin spora yoğunlaşabileceği taraftarıyım. Mülki idare amiri olarak gayem; rol model olmak. Fitnessla vücut geliştirmeyle ülkemi temsil edebiliyorsam bu ünvanları alabiliyorsam ne mutlu bana. Herkes de bunu yapabilir. O yüzden öz güvenli olsunlar, kendilerine inansınlar.”

Bolu Emniyet Müdür Yardımcısı Türker Uygur'un Türkiye 2024 Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonası'nda 3'üncü olmasına değinen Güngör, “Gurur duydum. Bir emniyet müdürümüzün ki yaşı 51. Bu yaşta birinin Türkiye'de derece yapması bizi çok motive etti. Kendisiyle bu konu üzerinde görüşmedim. İnşallah hedefimiz kendisiyle görüşüp spor salonumuza davet edip bir antrenman yaparak güzel bir görüntü oluşturmak.” ifadesini kullandı.

Nöbetçi Eczaneler

Büşra Eczanesi
Adres

Beşbinevler Mahallesi, Şahin Tepesi No:18/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-0777

Öztürk Eczanesi
Adres

Sırınevler Mahallesi Alparslan Caddesi No:2/A Karabük

Telefon

(370) 415-5557

Safran Eczanesi
Adres

Atatürk Mahallesi, Akter Sokak Devrim Sitesi C Blok No:6/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-8262

Eskipazar Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi, Cami Caddesi, No:16 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3737

Yeni Zümrüt Eczanesi
Adres

İsmetpaşa Mahallesi, Doruk Sokak, No:8/B Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4500

Tuğba Eczanesi
Adres

Hükümet Caddesi No:71/B Eflani / Karabük

Telefon

(370) 461-2427