Safranbolu “maniye” domatesi coğrafi işaretle tescillendi

Safranbolu “maniye” domatesi coğrafi işaretle tescillendi

Yayın: 28.07.2022 11:02
Paylaş:
A+ A-

Safranbolu ilçemizdeki “maniye” domatesi için coğrafi işaret tescil belgesinin alındığı bildirildi.

Karabük Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, kentle özdeşleşmiş ve “ata tohumu” ürünlerinin başında gelen maniye domatesinin coğrafi işaret aldığı belirtildi.

Safranbolu’da yetiştirilen domateslere “maniye” dendiğinin altının çizildiği açıklamada, maniye domatesinin, etli ve dolgun yapısı, ince kabuklu, bol sulu oluşu ve damaklardan dinmeyen muhteşem tadıyla Karabük‘ün en önemli tarımsal ürünlerinden biri olduğu ifade edildi.

Maniye domatesinin tohumlarının korunması, yetiştiriciliğinin devamlılığı, tüketicilerin bilinçlendirilmesi ve üretimin sürdürülebilirliği açısından önemli çalışmaların yürütüldüğü vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bu çalışmalar kapsamında Safranbolu Kaymakamlığımız öncülüğünde, il müdürlüğümüz teknik ekibi çalışmalarıyla, Safranbolu maniye domatesi coğrafi işaret tescil süreci tamamlanmış olup, tescili almaya hak kazanmıştır. Safranbolu ilçemizin eşsiz tarihi ve kültürel mirasının yanında bölgemizi tarımsal ürünleriyle de korumayı ve gelecek nesillere taşımayı misyon edinerek çıktığımız bu yolda yine tescil için çavuş üzümü ilan aşamasında olup, Yenice ıhlamur balının başvuru çalışmaları ise devam etmektedir.” (AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Eğitimciler şiddete karşı yasal düzenleme istiyor

Yayın: 10.05.2024 11:48
Paylaş:
A+ A-

Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen, eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını protesto etmek amacıyla Eski Belediye binası önünde basın açıklaması yaptılar. .  Şiddete karşı yasal düzenleme istediklerini belirten Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Karabük Şube Başkanı Zeki Öz yaptığı açıklamada “Eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek; şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak ve mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız.

Son olarak İstanbul/Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz. Kısa bir süre önce de Karabük’te bir eğitim çalışanı arkadaşımız şiddetin mağduru olmuştu.Şiddet Yıllardır, kanayan bir yara hâline gelmiştir.  Tedbir alınması artık bir zorunluluktur. Zamanında sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler  alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşacaktık. Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır.Genel Başkanımız Ali Yalçın, Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in daveti üzerine bakanlıkta bir görüşme gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapılmıştır. Sayın bakanın davetini ve eğitimcilere şiddeti önlemek üzere yapılacağı ifade edilen çalışmaları önemli ve kıymetli görüyoruz.

Ankara’da TBMM önünde yaptığımız çağrıyı bugün burada bizlerde yapıyoruz: Artık ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların son bulması için gereken adımlar ivedilikle atılmalıdır. Eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır.Öğretmen, memur, hizmetli, şef şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz.

Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk. Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi sırasında ısrarlı talebimize rağmen şiddetin önlenmesine dönük gerekli düzenlemeler yapılmadı.

Şiddete karşı yasal düzenleme artık elzemdir. Bunun bir an evvel hayata geçmesinin takipçisi olacağız.

Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz.

Son birkaç yılda yaşanan hadiselere bakıldığında görülecektir ki, şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, ne yazık ki yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiştir.  Eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaşmıştır. Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır.

Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir.

Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir. Devletin görevi caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını korumaktır. Hak ihlallerini önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması, hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz.

Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir.

Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyor ve bekliyoruz.

Şiddetin önlenmesi bağlamında başta dezavantajlı okullar olmak üzere güvenlik görevlisi çalıştırılması artı bir zorunluluktur. Görevi başında fiziki ya da psikolojik şiddette maruz kalan eğitim çalışanlarını koruyacak bir yasa acil olarak çıkarılmalıdır. Asılsız iddialarla öğretmen ve diğer eğitim çalışanlarına iftira sosyal medya yoluyla bunları yayan, gerçekle ilgisi olmayan CİMER başvurusu yaparak çalışanların moral ve motivasyonunu bozan şahıslarla ilgili ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Yapanın yanına kar kaldığı bir anlayış asla kabul edilemez.

En büyük gayesi bu güzel ülkenin çocuklarını milletini ve memleketini seven insani değerleri esas alan bir anlayışla yetiştirmek için mücadele eden öğretmenlerimize karşı yapılan bu ve benzeri çirkin davranışı şiddetle kınıyoruz. Eğitim Bir Sen olarak bu tür vahim olaylara duyarsız kalmayacağız” dedi.

Haber videosu için TIKLAYINIZ!