Saraybosna’daki Soykırım Müzesi’nden Gazze halkına dayanışma mesajı

Saraybosna’daki Soykırım Müzesi’nden Gazze halkına dayanışma mesajı

Yayın: 20.02.2024 13:12
Paylaş:
A+ A-

İnsanlığa Karşı Suç ve Soykırım Müzesi Küratörü Belma Zulic, “Gazze’de bugün yaşananlarla Bosna Hersek’te yaşananlar arasındaki ciddi benzerlikleri görebiliyoruz ve maalesef insanlığın geçmişten çok az ders aldığını görüyoruz.” dedi.

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki İnsanlığa Karşı Suç ve Soykırım Müzesi, ülkede 1992-1995’teki savaşta katledilen soykırım kurbanlarının anılarını yaşatırken ziyaretçilerine de Uluslararası Adalet Divanında (UAD) soykırımla yargılanan İsrail’in saldırıları altındaki Gazze halkına dayanışma mesajı gönderme fırsatı sunuyor.

Savaşta ülkenin çeşitli şehirlerinde kurulan toplama kamplarında türlü işkencelere ve soykırıma maruz kalmış sivillere ait kişisel eşyanın yanı sıra işlenen suçları anlatan görselleri de barındıran müze, acı hatıraları bugüne taşıyor.

Saraybosna’ya gelen turistlerin ilgi gösterdiği, 2016’da açılan müze, sadece Srebrenitsa’daki soykırımı değil ülkenin diğer şehirlerindeki büyük katliamları ve savaş suçlarını da ziyaretçilerine aktarıyor.

Ülkede 1992-1995’te yaşananlara ışık tutan müzede ziyaretçilere Gazze halkına destek mesajları yazma fırsatı veren “mesaj odası” da bulunuyor.

Bu odada “Özgür Filistin”, “Soykırımı sonlandırın” ve “Şimdi ateşkes” yazılı mesajlar yer alıyor.

“Geçmişimizden ders alarak daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz”

“Hakikati yaşatmayı” amaçlayan müzenin küratörü Belma Zulic, 30 yılı aşkın süre önce Bosna Hersek’teki savaşta yaşananlarla bugün Gazze’dekiler arasındaki benzerlikleri ve “mesaj odasının” önemini AA muhabirine anlattı.

Zulic, müzenin kurulması fikrinin arkasında Bosna Hersek’teki savaşta öldürülen kişilerin sayısının sadece istatistiklerde kalmasını istemeyen ve yaşananların unutulmamasını amaçlayan bir grup insanın olduğunu söyledi.

Müzenin misyonunun, savaş ve soykırım mağdurlarının hikayelerinin unutulmasını önlemek olduğuna işaret eden Zulic, “Müzemizde özellikle vurgulanan şey, mağdurların kişisel hikayeleridir. Barış için de mücadele ediyoruz çünkü geçmişimizden ders alarak daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Zulic, müzede ziyaretçilere sunulan savaş mağdurlarına ait kişisel eşyayı tüm ülkeyi gezerek bulduklarını belirterek, özel bir bölümün Srebrenitsa soykırımı kurbanlarına ayrıldığını dile getirdi.

Küratör Zulic, “Müzemizin içeriğindeki yaklaşık 30 yıl önce Bosna Hersek’te yaşanan soykırım ve saldırılarla ilgili tarihi gerçeklerde Gazze’de bugün yaşananlarla Bosna Hersek’te yaşananlar arasındaki ciddi benzerlikleri görebiliyoruz ve maalesef insanlığın geçmişten çok az ders aldığını görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında çok sayıda çocuk ve kadının hayatını kaybettiğine, su ve yemek sıkıntısının yaşandığına ve insan haklarının ihlal edildiğine dikkati çeken Zulkic, bu durumun ülkesindeki savaşta da yaşandığını vurguladı.

Zulic, “Bosna Hersekliler de yiyecek sıkıntısı, insani yardım ve destek almanın imkansızlaştırılması gibi sıkıntılar yaşadı. Bu durumun da benzer olduğunu görüyoruz.” dedi.

“Gazze’de yaşanan soykırımı önlemek için hala çok az şey yapılıyor”

Gazze halkının, Bosna Hersekliler gibi becerikli olduğunu vurgulayan Zulic, müzede sergilenen, ülkedeki savaş döneminde elektrik üretmek için bisiklet tekerleğinden elle yapılan teçhizatın ve insani yardım çuvallarından imal edilen ürünlerin benzerlerinin bugün Gazze’de de yapıldığını anlattı.

Zulic, şunları kaydetti:

“Müzemizde ziyaretçilerimizin mesaj bırakabilecekleri bir oda da bulunmaktadır. Müzemizin insanlara soykırıma son verilmesi, barış çağrısında bulunulması ve barışın gerekliliğini anlama konusunda ilham vermesi bizi gerçekten gururlandırıyor. Dünya, sivillerin ve mağdurların korunmasına yönelik gerçek ihtiyacın farkına varmalı. O odada Gazze’ye adanmış birçok mesajı ve ziyaretçilerimizin Bosna Hersek ile Filistin arasındaki benzerlikleri fark ettiğini görebilirsiniz.”

İnsanlığın Gazze’de yaşananları ekranlardan ve telefonlardan görebildiğinin altını çizen Zulic, “Gazze’de yaşanan soykırımı, etnik temizliği ve insan hakları ihlallerini önlemek için hala çok az şey yapılıyor. Müzemizin çalışmalarıyla aslında göstermeye çalıştığı şey, çok geç olmadan harekete geçmemiz, barışı sağlamamız, başta kadın ve çocuklar olmaz üzere tüm sivilleri korumamız gerektiğidir.” diye konuştu. (AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlkbahar yağmurları Karabüklü hububat ve yem bitkisi üreticisine yüksek rekolte umudu verdi

Yayın: 08.05.2024 12:01
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te son günlerdeki yağışların etkisiyle yeşeren tarlalar, hububat ve yem bitkisi üreticisinin yüksek rekolte beklentisini artırdı.

Hububat, baklagil ve yem bitkileri üretiminin ağırlıkta olduğu kentte, Araç, Soğanlı ve Eskipazar çayları boyunca oluşan vadi tabanlarında sebze tarımı da yapılıyor. Yaklaşık 370 bin dekar alanda tarımsal faaliyet gerçekleştirilen Karabük’te, 2023-2024 yılı üretim sezonunda 195 bin dekar alanda hububat, 65 bin dekar alanda ise yem bitkisi ekildi.

Buğday, arpa ve yem bitkileri başta olmak üzere ekili mahsulün gelişimine katkı sağlayan düzenli yağışlar, üreticiyi memnun etti. Toprağa adeta can suyu olan yağmurun ürünlerin gelişimine etkisi, çiftçilerde yüksek rekolte beklentisi oluşturdu.

– “Ürünlerin zamanında ve değerinde alması çiftçiler için daha güzel olacak”

Eflani Ziraat Odası Başkanı Mehmet Karadeniz, AA muhabirine, 2023-2024 üretim sezonunda ilçe genelinde 25 bin dekara buğday, 21 bin 500 dekara yem bitkileri ve 20 bin dekara ise arpa ekildiğini bildirdi.

Son 10 gündür yağan yağmurların hububatın ve yem bitkilerinin gelişimini olumlu etkilediğini belirten Karadeniz, “Ekilen arazilerde şu ana kadar herhangi bir hastalığa ve olumsuzluğa rastlanılmadı. Yağışların düzenli yağmasıyla sel felaketi de yaşanmadı. İnşallah bu yıl çiftçilerimizin yüzü gülecek.” diye konuştu.

Karadeniz, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin önceki yıllardaki gibi ürünleri zamanında ve değerinde almasının çiftçiler için daha güzel olacağını sözlerine ekledi.

– “Nisan ve mayıs aylarındaki yağışlar verimi artırır”

Eflani ilçesinde çiftçilik yapan 68 yaşındaki Hamdi Sert, bu yıl yaklaşık 100 dekar alana arpa ve buğday ektiğini söyledi.

İlçenin son günlerde iyi yağış aldığına değinen Sert, “Son yağışlar ekinlere can suyu oldu, sevindik. Şu andaki durum yağmurların sayesinde iç açıcı. Nisan ve mayıs aylarındaki yağışlar verimi artırır.” diye konuştu.

18 yaşındaki üretici Emirhan Mevlüt Uludağ da 60 dönüm alanda buğday ve arpa yetiştirdiklerini, iki ay sonra hasat yapılacağını söyleyerek, “Nisan ayında çok yağmur yağmadı. Son yağan yağmurlar bizi sevindirdi. İnşallah hayırlı ve bereketli olur.” dedi.