Betonlaşmanın yapılara damgasını vurduğu dar bir vadide yaşama çabası içindeyiz. Mimari estetikten yoksun olan yapılar kentin kimliksizleşmesine yol açıyor. Ticari kazanç düşüncesiyle yapılan yapılarda estetik yerine daire sayısında artış var. Bu anlamda geleceğe mimari miras adına bırakılacak pek fazla değer yok gibi… Kentin mimari açıdan ne simgeliyor. Karabük Belediye Başkanı Sayın Rafet Vergili seçilmeden önce Büyük Kulüp’te yaptığı konuşmada 5000 kişilik Çelik cami’den bahsetmişti. Karabük’ün simgesi yapılacak Çelik cami olacak demişti. Herhalde yoğun iş trafiğinde “Çelik cami” simgesi unutuldu. Bu arada… Aklıma gelmişken sorayım… Kent meydanı ne kadar işlevsel bir özelliğe sahip.? Kente hayat veriyor mu? Kentle bütünleşememiş hali sizde ne etki bırakıyor? Çünkü meydan betonlaşmış gibi bir görüntü sergiliyor. Yeşil alan ve ağaçlandırma sanki kendi gölgesini arar gibi bakıyor. Yoldan geçenlere şemsiye soruyor. Yazın meydan cehennem gibi sıcaklardan kıvranıyor. Etrafı mutlu edememenin hüznünü yaşıyor. Şimdiki görüntüsü hiç kimsede olumlu bir kanaat oluşturmuyor. Çünkü bir kentte meydan o kentin değerini simgeler. Neye önem verildiğini anlatır. Önemli kentler, meydanlarının özellikleriyle anılırlar. Tarih yapan “meydanları” unutmak ne mümkündür.! …………………………………… Karabük , şimdilik, gördüğümüz kadarıyla mimari alanda keyif verici bir özellik taşımıyor. Bu alanda çarpık/güdük kapitalist anlayış acımasızca bizlere ders vermeye hazırlanıyor. Şimdi bu nokta da sormak gerekir… Bu kentte yaşayan insanları ne ilgilendiriyor. Geçim derdi. Başka… Keyif alabileceğimiz bir kentte yaşama isteği. Bu çok önemli bir husus Dikkatimi çekti. Karabük’te trafik sorunu sizlere keyif mi yoksa ızdırap mı veriyor.? Olumlu cevap vermekte insanlar güçlük çekiyorlar. Belli saatlarde arabayla giriş ve çıkışlar usandırıyor. Kaygı duymamak elde değil. Kent kendi gerçekliğini yitirmiş durumda… Evet… Birdenbire nereden nerelere geldik. Herhalde bizim içinde yaşadığımız kenti keyifli hale getirememekten kaynaklanan bir sorunumuz var. İşçi kenti gitmiş yerine kimliğini oturtamamış bir kent gelmiş. Evet takdir edilecek çok önemli işler yapılıyor. Kentte dinamizm var. Ama yapılanların da keyif veren bir yanı olmalı… Hatta yaşamanın da bir anlamı… Öyle değil mi?