İşinin ehli olmayan insanlar beni hep düşündürmüştür. Düşündürmekle kalmayıp aynı zamanda üzmüştür. Neden.? Bu gibiler kendilerine layık olmayan o koltukları meşgul ederler. Vatandaşı üzerler. Oturdukları yerde laflazanlık yaparlar. İş üretmezler. Çünkü yetenekleri kendilerinden menkuldür. Akılları düşünce üretmeye ve uygulamaya müsait değildir. İşin hep kolayına kaçarlar. Şimdi millet soruyor. Neden hep bir şeylerin eksikliğini hissediyoruz ? Yaşadıklarımızdan keyif alamıyoruz.? Cevabı basit…. Luzumsuz kişilerin,gereksizliklerinden dolayı… İyi ama… Biz bu gereksizliklere katlanmak zorunda mıyız? Konuyla ilgili biz de çok önemli bir söz vardır bilirsiz.! Her toplum layık olduğu biçimde yönetilir diye. Demek ki yaşam kalitesini yukarılara çekmek bizim elimizde. İyi de bu nasıl olacak.? İşin ehli olmayanları makam sahibi yapmayarak.! Torpil dünyasında bunu başarmak mümkün müdür.? Pek mümkün görünmüyor. Ama… Herkes iyi bildiği işi yapsa. Yeteneğe göre istihdam sağlanırsa.. O toplumda çok büyük değişiklikler olacağı muhakkaktır. İşinin ehli olmamak. Yaptığı işle alakalı olmamak. Bir yerlere ulaşmak için gereksiz bir biçimde o işin başında olmak.! Bunun bir topluma vereceği zararı hiç düşündünüz mü? İş yapmadan kendini iş yapmış gibi göstermek… Çok kötü içinden çıkılmaz marazi bir durumdur. Her an insanda ruhi bozukluklara neden olabilir. Başaramama psikozu maneviyatı çökertir. Kişiyi ileriki süreçte saldırganlaştırır. Dahası… Kendi gölgesinden korkar hale getirir. O nedenle biz meslek seçiminde hep şunu öneririz. Çok para kazanacağız diye yeteneksizliklerinizi sergilemeyin. Evet bu uğurda iş üretmeden/işin ehli olmadan çok para kazanabilirsiniz. Mal,mülk sahibi de olabilirsiniz. Çok önemli makamlara da yükselebilirsiniz. Ancak… Tarihin eleştirisinden ve dilinden asla kurtulamazsınız.!...