Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
11 Ağustos, 2024 16:30 tarihinde yayınlandı

Tokat’ta manda sayısı devlet desteğiyle arttı

TOKAT (AA) - EKBER TÜRKOĞLU - Tokat'ta, Tarım ve Orman Bakanlığının hayata geçirdiği "Halk Elinde Manda Islahı Projesi"yle manda popülasyonunda büyük ölçüde artış sağlandı. Kent genelinde en çok manda varlığı bulunan 80 haneli Çiftlik köyündeki üreticiler, Bakanlığın başlattığı projeden yararlanarak manda sayısını artırdı. Köyde 14 yıl önce 200 olan manda sayısı, verilen destekler sayesinde 1400'e ulaştı. Tokat Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Muzaffer Keser, AA muhabirine, köyde manda yetiştiriciliğine güzel bir rağbet olduğunu söyledi. Çiftlik köyünden sonra Şatroba köyünde de manda yetiştiriciliğinin yaygın olduğunu dile getiren Keser, buradaki hayvanların Kaz Gölü'nde bulunan merada otlatıldığını belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığının desteğiyle köyde yaşayan vatandaşların mandacılığa yöneldiğini ve desteğin devam ettiğini belirten Keser, "Bakanlığımız 'Halk Elinde Manda Islahı Projesi' ile ilk başlarda bize manda başı 500 lira destek verdi. Böyle olunca mandacılık işi bedavaya gelmeye başladı. Vatandaşın cebinden bir şey çıkmayınca da ilgi artmaya başladı." dedi. - 80 hanelik köyün 60 hanesi manda yetiştiriciliğiyle uğraşıyor Mandanın sütü ve yoğurdunun değerli olduğunun altını çizen Keser, şunları kaydetti: "2011 yılında Tokat genelinde 4 bin küsur mandamız vardı, şu anda manda sayımız il genelinde 11 bin 800'e çıktı. Devletimiz anaç desteği veriyor. Bu sene yavruya destek veriliyor. Şu anda devletimiz, doğurmuş manda için 6 bin 200 lira, doğurmamış mandaya için 3 bin 900 lira, 1 yaşındaki yavrular için de 5 bin 50 lira destek veriyor. Çiftlik köyümüz 80 hane ve 60 hanesi bu işle uğraşıyor. Köyümüzde mandaların çoğunluğu gebe olduğu halde şu an günlük ortalama 500 kilo süt elde ediyoruz." Halk Elinde Manda Islahı Projesi'nden yararlanan manda yetiştiricisi Cemal Ergin de dededen oğula manda yetiştiriciliği yaptıklarını, yaklaşık 60 yıldır bu işi sürdürdüğünü dile getirerek, "Mandacılık inek beslemeye göre kolay, bakımı kolay. Mandanın sütü ve yoğurdu değerli. 25 hayvanım var, hayvanlarımın çoğunluğu hamile. Mevcut sağdıklarımızdan günlük 24-25 kilo süt alıyorum." diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 16:42 tarihinde yayınlandı

Yunus Emre’nin Karabük’teki İzleri Bulundu

Yunus Emre'nin Doğum Yeri ve Hayatıyla İlgili Yeni Bulgular Gün yüzüne Çıkıyor

Karabük, Yunus Emre'nin manevi mirasını ve yaşam öyküsünü ilgilendiren yeni arşiv belgeleriyle gündeme geldi.

Karabük'te Yunus Emre'ye Dair Yeni Arşiv Bulguları Heyecan Yaratıyor

Prof. Dr. Kenan Ziya Taş’ın kaleme aldığı "Yunus Emre’nin Yaşadığı Coğrafyaya Dair Yeni Belge ve Bilgiler" başlıklı makalesinde, Karabük’ün Zobran köyü mevkisinde bulunan vakıf gelirleri ve dergah kayıtlarına ulaşılmasıyla önemli bir gelişme yaşandı.

Safranbolu'da köylerin yaşatılması için araştırmalar yapan Ahmet Karakaş, köylerin tarihi sürecini araştırırken, XIX. Türk Tarih Kongresi'nde yayınlanan makalede Yunus Emre'nin isminin Karabük ili ile anılmasıyla büyük gurur duyduğunu şu sözlerle açıkladı. Karakaş, "Makaleye göre Gerede kazasına bağlı Sopran Divanı karyesinde Hacı Şeyh oğlu Tapduk Şeyh zaviyesidir. Bu zaviye bugünkü idari yapıya göre Sopran, bugünkü Karabük ilinin Safranbolu ilçesine bağlı (Kaleköy)’dedir. Bu kayıtların başlarındaki ifadelerde zaviyenin adı şöyle verilmektedir: “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyhoğlu Tapduk Şeyh elinde on mudluk vakıf vardır…”; “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyh oğlu Tapduk Şeyh elinde 10 mudluk yeri vakf-ı âmmdır.”; “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyhoğlu Tapduk Şeyh elinde on mudluk vakıf vardır…” ifadeleri bu köyün önemini bir kez daha artırdığını gözler önüne serdi.

Karakaş: "Yunus Emre felsefesine göre hiçbir zaman kalp kırmamak, büyüklük taslamamak, gönül almak ve geçimli olmak esastır. Yunus Emre'ye göre din; insanlığı mutluluğa, barışa ve huzura kavuşturan bir yaşam tarzını benimsemektir. Yunus Emre'nin din anlayışında sevgi ve aşk vardır. Taş'ın makalesindeki arşiv kayıtlarına göre yapılan incelemelerde, Karabük'ün Safranbolu ilçesine bağlı Zopran ve Kaleköy'ün Yunus Emre’nin hayatıyla bağlantılı olabileceği öne sürülüyor. Belgelere göre, bölgedeki vakıf gelirleri ve dini kuruluşların kayıtlarında Yunus Emre’nin ismine ve onun tasavvufi faaliyetleriyle ilişkili izlere rastlanıyor. Zobran köyü ve çevresinde bulunan bu vakıf ve dergahların, Yunus Emre'nin yaşadığı dönemde önemli dini ve kültürel merkezler olduğu düşünülüyor." dedi.

Karabük'ün manevi kurucuları arasında Yunus Emre isminin yer alması akademik araştırmaların artmasına sebep olacaktır diyen Karakaş: "Karabük’ün manevi kurucuları arasında Yunus Emre isminin yer alması, bölgedeki dini ve manevi hayatın şekillenmesinde büyük rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca, arşiv kayıtlarının, Yunus Emre’nin Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yaşadığı ve özellikle Bolu civarında etkin olduğu iddialarını güçlendirdiğine işaret ediyor." sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Bu yeni araştırmalar ışığı altında, Yunus Emre’nin doğum yeri ve yaşamı konusunda bilinenlere yenileri eklenirken, Anadolu’nun çeşitli bölgelerindeki tasavvufi ve kültürel etkinliklerdeki rolünü daha iyi anlamamıza katkıda bulunuyor. Karakaş, bölgedeki arşivlerin Karabük Üniversitesi tarafından araştırılmaya devam edilmesiyle Yunus Emre’nin hayat hikayesine dair daha net bilgiler elde edilebileceğine vurgu yaptı.

Yunus Emre’nin, Karabük ve çevresinde manevi mirasının önemli bir parçası olduğu, yeni bulunan belgelerle gün yüzüne çıkmış oldu. Bu gelişmeler, şairin hayatı ve tasavvufi hayatı hakkında yeni ufuklar açarken, bölgedeki kültürel hafızanın güçlenmesine de katkı sağlaması bekleniyor.

Haberin videosu için Tıklayınız

Bizi sosyal medyadan takip edin