Yoğun sıcaklar başladı. Sıcaklarda birlikte tansiyon dengesizlikleri de beklenen bir durum olabiliyor. Yüksek sıcaklıklarda vücudun deriye yakın kısmındaki damarlar genişler, terleme artar. Damarların genişlemesi kalbin daha çok çalışmasına neden olur. Tansiyon düşer, buna bağlı olarak baş dönmeleri olabilir. Geçtiğimiz salı, pazardan dönerken, önümde yürüyen biraz yaşlıca bir kadın aniden sendeleyip dengesini yitirdi. Düşmemek için epey gayret gösterdi. Tam düşmekten kurtuldu derken, ne yazık boylu boyunca yere kapaklandı. Ben ve birkaç kişi koştuk ama yetişip tutamadık onu. Çenesi epey bi acıdı ama neyse ki önemli bir hasar olmadı. Başının döndüğünü söyledi. Çok tatlıydı, sevimli yüzlü, çok da iyi bir insan olduğu her halinden  belli olan cici bir yaşlı teyzemizdi.  Böyle durumlarda düşeni hemen kaldırmaya çalışmamalıyız. Düşene birazcık zaman tanımak gerekiyor. Onun için bizim sorularımıza hemen cevap vermesi mümkün olamıyor. Önce yattığı yerde, izin verdiği ölçüde onu daha rahat bir pozisyona getirebiliriz. Kendisi hazır olup kalkmak istediğinde yardım edebiliriz. Muhtemelen onunda tansiyonu düşmüştü. Yaz mevsiminde  terleme ile sıvı ve elektrolit kaybı vücudu zorlayabilir. Vücudumuzun elektrolitleri sodyum ve potasyumdur. Elektrolit denmesinin sebebi içine girdikleri sıvılarda elektriğin daha iyi iletilmesindendir. Bu maddeler vücutta suyu da tutarlar, eksikliklerinde vücut susuz kaldığı gibi çok eksik oldukları durumlarda nöbet geçirilebilir. Öyleyse su ve elektrolit dengemizi iyi sağlamamız gerekli.Yazın bol su içmenin yanında  potasyuma da dikkat etmemiz gerekir. Sodyumu tuzdan alırız. Yaz sıcaklarında  bol ayran içmek elektrolitleri yerine koymada  önemlidir. Ayran ne güzel bir Türk içeceğidir. Önemli miktarda hem sodyum hem potasyum içerir. Elbette süt de. Yaz meyvesi kavun ve karpuz da yüksek oranda potasyum sağlar. Keza şeftali ve kayısı da fakat meyvelerden ziyade sebzeler, potasyum için daha rahat  kullanabileceğimiz gıdalardandır. Sebzelerde meyveler gibi porsiyon kısıtlılığı çok daha azdır. Tere, roka, havuçlu, kırmızı pancarlı yeşil salata üst düzeyde potasyum saģlar. Tane bezelye de çok iyi bir seçenektir. Bezelyeyi çok severim. Birkaçı hariç bütün besin ögeleri vardır onda, ne de olsa o bir kurubaklagil. Diğerlerinden bir üstünlüğü vardır ama, öbürleri gibi sindirimi zor değildir, daha kolay sindirilir. Bu bakımdan yaşlılar içinde iyi bir seçenektir. Kolesterolü ve şekeri de dengeler çünki dediğim gibi o bir kurubaklagil ve yüksek oranda posa içerir. Bir diğer marifeti, kabızlığa çözümdür. Özellikle buharda  pişmiş bezelye enfes olur.  Bezelyelerin üstüne kırmızı veya yeşil kapya biber de koymuşsak daha ne olsun ! Biberleri fazla pişirmeden buhardan almak lazım . Biraz çiğ börtlek olmalı. Aynı uygulamayı kabaklar içinde yapıyorum. Kuşadasının harika kabakları var. Kalın doğranmış kabakları da  iyice pişirmeden diriyken buhardan almak lazım. Üstüne sarımsaklı yoğurt ve biraz dereotu. Bezelyenin içine de küp küp patates ve hatta havuç  ilavesi yaparsak dört dörtlük bir yemek hazır demektir.Patates ve havuç  potasyum için iyi kaynaklardandır...Ispanak ve pazı yemekleri de potasyum doposu yiyeceklerden... YAZIN kızartma çok yapılır. Biber, kabak, patlıcan kızartmaları nefaseti ile ünlü olmakla birlikte sağlığımıza verdikleri zararlarla da nefasetlidirler. Bu bakımdan ben buharda pişirmeyi öneriyorum.  İlla ki kızartma istiyorsa canımız, sebzeleri çok az bir yağla fırınlayarak kızartma hevesimizi giderebiliriz. Kızartma yediğimizde ise yanında mutlaka C vitamini yüksek bir besin tüketelim diyorum. Kışın kivi ve turunçgiller yazın domates ve kırmızı yeşil biberler. Bu sıcak günlerde besin zehirlenmesinden uzak durmak için, pişen yemekleri  soğuk suya oturtup hızlı bir şekilde soğuttuktan sonra buz dolabına kaldırımak gerekir. Her yemeği en fazla üç gün dolapta muhafaza edebileceğimizi ve kullanacağımız kadarını ısıtmak gerektiğini belirterek yazımı noktalıyorum. Sevgilerimle