Bundan 96 yıl önce Milli Mücadeleyi ve Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmek üzere Türk parlamento tarihinin en önemli meclisi olarak TBMM açılmıştı… TBMM,yeni seçilen üyelerle , kapatılan son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin Ankara’ya ulaşma başarısı gösterebilen milletvekillerinden oluşuyordu. TBMM,kapatılan Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin üyelerini kabul etmekle ulusal iradeye verdiği önemi göstermiştir. Ayan Meclisi üyelerinin Meclise kabul edilmemesi ise,saltanata (monarşik düzene)son verileceğinin güçlü bir göstergesi idi… **** TBMM’nin açılması belli başlı bir inkılap hareketidir. Çünkü bu meclisin açılması ile ulusal egemenlik esasına dayalı yeni bir devlet düzeni kurulmuştur. Aynı zamanda ihtilalci bir karakter taşımaktadır. Çünkü bu meclis sadece düşmanı yurttan atmamış aynı zamanda 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırarak monarşik düzene son vermiştir. Aynı zamanda kurucu meclis özelliği taşımaktadır.Çünkü yeni bir devletin kuruluş esaslarını belirlemek demek olan anayasayı hazırlaması ve 20 Ocak 1921 tarihinde kabul ettiğini ilan etmesi bunun en büyük kanıtıdır... **** Kütahya-Eskişehir Savaşları yenilgisi sonrasında düşman Polatlı yakınlarına ulaştığında ve top sesleri Ankara’dan duyulmaya başladığında herkesi bir umutsuzluk kaplamıştı… O günün meclisinde bazı mebuslar yenilginin sebebini Mustafa Kemal Paşa’nın tutumuna bağlayarak kolaycılığı denediler. Muhaliflerden bir grup bu vesileyle Mustafa Kemal’den kurtulmak ve Enver Paşa’yı ordunun başına geçirmeyi düşünüyordu… Mustafa Kemal durumun farkında olarak,Meclis’ten gelen yoğun muhalefetin baskısıyla tüm sorumlulukları üzerine almak üzere Başkomutanlık Kanunun çıkarılmasını sağladı. 5 Ağustos 1921’de çıkarılan bu kanun Meclisin;o tarihlerde güçler birliği ilkesi gereği;yasama ve yürütme güçlerinden mürekkep egemenlik gücünü kullanma yetkisini tek başına Mustafa Kemal Paşa’ya devrediyordu. Ancak Mustafa Kemal Paşa, ulusal irade ve egemenlik ilkesine olan saygısından dolayı egemenlik hakkının kullanım süresinin 3 ayla sınırlandırılmasını istedi. Bu yetki Milli mücadele süreci içinde 3 kez tekrarlandı. TBMM,6 Mayıs 1922 tarihinde Büyük Taarruz öncesinde,bu sefer süresiz olarak egemenlik hakkının kullanım yetkisini tanıdığı halde,Mustafa Kemal, ulusal irade ve ulusal egemenliğe olan inancından dolayı yetkileri savaş sonrası,bütünüyle TBMM’ne iade etmiştir. **** Ulusal iradenin zorunlu sonucu olarak ortaya çıkan ulusal egemenlik,bir yönetim biçimi olarak cumhuriyetin temelini oluşturur. Osmanlıda monarşiden meşrutiyete geçilmiş,ancak kişi egemenliğine son verilememişti. Zaten son verilmesi de söz konusu olamazdı. Bu açıdan Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen Türk İnkılabı ile kişi egemenliğine son verilmiş ve ulus-devlet modeline geçilmiştir. Türk halkı bugün kendi iradesiyle yöneticilerini seçebilme gücünü elinde tutmaktadır. Artık sürü değil,birey olmanın sorumluluğunu ve gücünü;seçme gücünü elinde tutarak siyasal sistem içinde bütünüyle hissettirmektedir. Bu günün bundan güzel başka bir anlamı olabilir mi?...