KARDEMİR Karabükspor’un Sessiz Çöküşü Karabükspor’u Kim Yıktı?
Geçenler de benim de etiketlenmiş olduğu bir KARDEMİR Karabükspor Belgeseli sosyal medya da paylaşıldı. Benim sosyal medya hesabımda da var. Tabi o belgesel farklı yönleriyle yapılmış.
Benim aklıma KARDEMİR Karabükspor’un dönemin parasıyla 191 milyon TL’lik borç ile batırılıp- bitirilip yok edilmesi sadece bir futbol kulübünün değil, bir şehrin spor hafızasının ve itibarının çöküş hikâyesi geldi yazalım biraz….
Ortada bu borcun nasıl oluştuğu, ne kadarının gerçek ne kadarının “hayali” olduğu konusunda hala net bir tablo yok. Hesaplar karışık, belgeler tartışmalı, hala ve hala sorumlular belirsiz. Artık mahkeme kanalıyla açılan davaların bir şekilde yıllardır bir sonuca ulaşmaması – bağlanmaması, kim çaldıysa –çırpdıysa ortaya çıksın umudunu da ortadan kaldırmış durumda adeta…
ŞEHRİN SAHİBİ VAR MI SORUSU DA KARABÜKSPOR ÖZELİNDE YILLARDIR SÜRÜNCEME DE BIRAKILAN DAVA SONUCUNDA açık seçik ORTA DA…
Vaktiyle dönemin Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Rahmetli Ahmet Karabacak’ın genel kurulda dile getirdiği “10 yıl geriye dönük incelensin” çağrısı, bu karmaşaya dair ilk somut talep olarak kayda geçmişti ama…
Yönettiler, Getirdiler, Borçlandırdılar… Peki Kim Sorumlu?
Karabükspor’da o dönem 10 yılın yönetim çizgisine baktığımızda, kulübün Sayın Mustafa Yolbulan’ın başkanlığı ile başlayan ve ardından Sayın Ferudun Tankut’un getirilmesiyle devam eden bir süreç yaşadık . O süreçte, kulübün mali yapısını yöneten isim ise Hakan Ayvaz idi.
Bu yapının arkasında kamuoyunun ifade ettiği şekilde Mustafa Yolbulan vardı.
*
Neler Neler Döküldü, Saçıldı Ortalığa Neler Konuşuldu Yazıldı Çizildi !
Karabükspor bu sürece bir anda gelmedi. Bal ligine giden süreçte Karabükspor’un kasası bir anda boşaltılmadı, bir anda soyup soğana çevrilmedi, bir anda 100 milyonlarca borçlu hale getirilmedi.
O dönem Karabük kamuoyunca ve çeşitli futbolseverlerce yapılan eleştiriler in bir kısmı aşağıdadır
“Karabükspor’da sadece ve sadece 2 maçta toplamda 74 dakika forma giyen bir Kuca vardı Portekiz’de menajerlerin yönettiği söylenen Estoril Kulübü’nden gelen. Yıllık 400 bin Euro üzerinden 3,5 yıllık sözleşmesi olan. Bonservisi için de ayrıca 1 milyon 625 bin Euro ödenen.3,5 yıllık maliyeti 3 milyon 25 bin Euro’ya gelen. Bugünkü döviz kurundan hesaplayın 50 milyon Türk Lirası. 2 maç, 74 dakika yaklaşık 138 milyon TL. Vurguna, soyguna bak.”
“Bu rezaletin olduğu dönemde Kardemir Karabükspor’un başkanlık koltuğunda kim oturuyordu? Mustafa Yolbulan… 2014-2015 sezonunda 1. Lig’e düşmemiz kesinleşmişti. Başkan kimdi ? Mustafa Yolbulan”
“2016 -2017’de 1 yıl da 11 milyon 400 bin lira Futbolcu araştırma giderleri, olarak harcandı. Futbolcu yok, gelen yok, giden yok, kim nerede kimi izlemiş belli değil. Ama 3 ayrı yabancı şirkete bazı paralar gitti. Hatta bu firmaların paravan olduğu konuşuldu. Başkan kim, Ferudun Tankut. Futbolcu izleme bahane, milyonlar langırt köy sandığı şahane.”
“Rezalet tek perde değil ki. Futbolcuların sözleşmesindeki paralarla futbolculara verilen paraların arasında büyük farklar olduğu ve bunların birilerinin cebine girdiği , bazı çeklerin menajerlik lisansı bile olmayan simsar menajerler tarafından cirolandığı ortaya çıkmadı mı?”
“Kamuoyunda Yolbulan’ın adamı olarak bilinen eski Karabükspor CEO’su Hakan Ayvaz’ın o döenmin 1 Buçuk milyonun üstündeki fişsiz, faturasız giderleri. Ayvaz, hani görevden atıldıktan sonra bile kulüp kaşesini yanında götüren… Rahmetli Ziya Ünsal başkanken noterden ihtarname çekilmişti, kaşeyi ver, diye hani. 3 milyon 507 bin Euro(bugünkü kurla yaklaşık 160 milyon TL) ve 152 bin Türk Lirası değerinde 56 adet çekin, CEO Hakan Ayvaz tarafından cirolanarak tahsil edildiği belirlenmedi mi? O çekler Feridun Tankut, Hakan Yılmaz ve Tolga Gül tarafından düzenlenmedi mi?”
“Yolbulanın adamı denilen, CEO Hakan Ayvaz’ın menajerlere yazılan toplam bedeli 3 milyon 189 bin 500 Euro olan çekleri bir sözleşme veya ödeme karşılığı olmaksızın tahsil ederek kendi uhdesine geçirmek ve Karabükspor’u zarara uğratmaktan üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunu birden farklı zaman diliminde zincirleme şekilde işlediğinin sabit olduğu ortaya çıkmadı mı ? Kısa bir süre yattı çıktı, o kadar.”
“Ferudun Tankut’un Ankara’daki kendi ofisini bile Karabükspor’a kiraladığı ortaya çıkmadı mı? Bazı kişisel harcamalarını kulübe fatura ettiği, kulübü zarara uğrattığı ortaya çıkmadı mı?”
“ Bir futbol takımı 24 kişi teknik heyetle 30 kişiden oluşurken Karabükspor Kulübüne 120 Bin adet yatak örtüsü takımı alındı gösterilmiş. Her ay Karabükspor Kulübüne 2 Tır Beyaz Peynir alındı gösterilmiş, Aylık 7 milyon 200 Bin şişe Soda alındı gösterilmiş.. Şimdi bunlar en azından faturalı. Madem faturalı gider olunca faturayı kesen belli, parayı alan belli olması lazım, bunlar ortaya çıkarıldı mı? Hayır.”
Daha neler, neler, neler…
O dönemlerde hemen her mesletaşımın yaptığı gibi bende günlerce- haflarca - aylarca… yazılar haberler yorumlar yapmıştım…
*
Tankut’un Açıklamaları da Olmuştu.
Karabüklülerin o dönemin KARDEMİR Karabükspor Başkanı olan H. Ferudun Tankut’a karşı kızgınlıkları var. Bir çok konuda Tankut’u suçluyorlardı Karabüklüler, sanıyorum hala da birçok konuda sorumlu olarak Tankut’u görüyorlar… Resmin başka bir yönünü de Tankut’un açıklamalarıyla hatırlatalım..
İşte o süreçte bir basın toplantısı yapan Tankut: “ Biz burada PTT ligine geldiğimiz dönem Mustafa Yolbulan Bey ile olan ilişkimizi komple o gün kesmiş olsaydık, 20 Milyon eksi bakiyemizi bu seneye taşımış olsaydık 11 yerine biz 31 Milyon bakiyemiz oluyordu. Bu sezon gelecek olan 73 Milyonu da 31 milyon eksi bakiyeyi düştüğümüz zaman yaklaşık 43 Milyon liralık bir gelir kaynağıyla lige girmiş olacaktık. Zaten böyle bir parayla biz lige girseydik bu sezonu biz tamamlardık. Biz sezon başından beri sıfır gelirle, futbolcu ödemeleri yapamamakla karşı karşıya kaldık.” demişti.
TANKUT: “ MALİ KONULARLA MUSTAFA YOLBULAN İLE ONUN ELEMANI OLAN CEO HAKAN AYVAZ BEY İLGİLENDİ. BİZ YALNIZ SPORTİF YÖNÜYLE İLGİLENDİK.”
Tankut: “ Samimiyete güvene dayanan bir yapı içerisinde devam ettik. Mali Konularla ilgili Mustafa Yolbulan Bey, ve Hakan Ayvaz Bey ilgiliydi. Hakan Bey aynı zamanda Mustafa Yolbulan Bey’in de elemanı olması dolayısıyla bizde fazla detaya girmeden biz yalnız sportif yönüyle ilgilendik.” Diye net ifadelerde bulunmuş aslında örtülü bir şekilde benim hesaplarıma göre böyle bir borç yok, ve var olan borcun sorumlusu da Sayın Mustafa Yolbulan’dır imasında bulunmuştu. İfadeleri açık…
“ Bu açıklamanın ardından Karabükspor’da HAYALİ BORÇLAR MI VAR sorusu kamuoyunun bir kesiminde sorulmuş ve konu daha da çözümsüz bir hale dönüşmüştü.
Aynı basın toplantısında Sayın Tankut; “ Ben Mali Raporları Hakan Bey’den istediğimde Mustafa Yolbulan Bey’e gönderdim oradan isteyiniz diyerek bana vermedi” demişti.
Biz o zaman çıkıp , yani kulüp başkanı olarak mali rapor nasıl size gösterilmez ? Siz, Mali rapordan nasıl haberdar olmazsınız, bunlar akıl alır şeyler değil. Bu borçları Sayın Yolbulan ile Sayın Ayvaz yaptı, ben yapmadım ben KUKLA BAŞKANDIM mı denilmek isteniyor ? Amaç ne yani ? Başkansanız sorumlusunuzdur, o zaman istifa etmeliydiniz, demiştik.
*
KAYYUM Tehlikeydi Profesyonelce Önlendi.
Madem süreç buydu ve aslında takımın sahibi tüzüğe göre KARDEMİR A.Ş. idi. En akıllı karar kimsenin ortaya çıkıp yönetimi üstlenmeyerek ya KARDEMİR’in takıma sahip çıkmasını beklemek ya da KAYYUM’a teslim etmekti.
Ya KARDEMİR Ya KAYYUM başlıkları attığımı çok iyi hatırlıyorum.
Ama kayyum demek hesap sormak demekti. KAYYUM MAHKEME HARÇLARI ÖDEMEDEN GEREKLİ DAVALARI HIZLICA AÇABİLİRDİ. Kulübün bir başkanı olursa davaları açabilmek için büyük miktarlar da harç paralarını alması gerekecekti. Kulüp zaten para bulamıyordu. Takım deplasmana gidecek durumda değildi.
Ama İŞTE HESAP SORULMAMASI İÇİN TAKIMI HIZLICA DÜŞÜRMEK GEREKİYORDU. KAYYUMUN OLMAMASI GEREKİYORDU.
Birilerinin sahip çıkar görüntüsünde olması süreci tertemiz bir şekilde önceden hesaplandığı şekilde sürdürmeleri gerekiyordu. Ve sonradan yönetimi alanlarla BİLİNÇLİ- YA DA BİLİNÇSİZ şekilde bu da tertemiz bir şekilde sağlandı …
*
Koltuk Sevdası mı? Şehir Sevdası mı?
Bu noktada, İrfan Topçu’nun o dönem yaptığı uyarısına kulak vermek –hatırlatmak lazım . “Kimse kimsenin mayın tarama cihazı olmasın, koltuk sevdasına kanmasın.” demişti.
Ne yazık ki Mustafa Yolbulan sorumluluk almak yerine geri çekildi. Bu boşluğu dolduran ise dönemin ilk yönetimi ve ardından gelen yönetimler oldu. Bu süreçlerin ardından gelen ilk yönetimi kamuoyu Karabükspor’a sahip çıkmak için gelen bir ekip olarak gördü, ama süreç bambaşka gelişti.
*
Geldiler, Takımı Bozdular, Gittiler, Denildi.
Bu süreçte ilk ekip geldikten sonra ( yine söylüyoruz ilk ve sıralı bir şekilde gelenler iyi niyetli olabilir aralarında gerçekten Karabük sevdalısı isimler var. Bugün rahmetli olmuş isimler var. Karabük’ün çok sevdiği isimler var. Ama büyük operasyonu göremediler maalesef. Yanıldılar, bilmeden istemeden de olsa operasyonun başarılı olmasını sağladılar) takımın omurgası tamamen dağıldı.
Tecrübeli futbolcular gönderildi, yeni gelenlerin performansı tartışmalıydı. Takımda ruh kalmadı.
KARDEMİR Karabükspor her hafta daha ağır yenilgilerle karşı karşıya kaldı.
Bir zamanlar, “ÜÇ BÜYÜKLERE ÜÇLÜ TARİFE” uygulamış gururumuz olan takımımız gelenden 3, gidenden 5 yedi…
Üstelik gelen ilk ekip ve devamındakiler “PARASI OLAN YÖNETSİN” gibi haklı bir duruş sergilemek yerine, HİÇBİR GARANTİSİ OLMAYAN SÖZLERE DAYANARAK veya söz bile verilmeden bir geçelim destek buluruz umuduyla görevi üstlendiler.
KARDEMİR Karabükspor’un Serüveni Tarihte Yerini Aldı.
Devam eden süreçte ortada ne takım kaldı, ne bir umut.
Karabükspor’un kamyonu patlamış kamyon hızıyla Bal Ligine doğru yolculuğa tasarlanmış bir şekilde sağlandı. Yönetimsel hatalar, kişisel hesaplar, egolar, yanlış anlaşmalar ve sorumluluktan kaçmalar bu büyük kulübü bitirdi.
Aslında İrfan Topçu, Uyarısını Yapmıştı.
O dönemler de İrfan Topçu çıkıp; “Kimse, kimsenin mayın tarama cihazı olmasın, verilecek sözlere kanmasın, garantiyi görmeden kulüp başkanı olmasın, koltuk sevdasına kapılmasın diye uyardığımızda da bugünler için uyarmıştık…
Ama bu şehirde insanların koltuk sevdası ve egoları şehrin değerlerinin üzerine cıkmış durumda, kimse bana ama hiç kimse bu yönetim ne yapsın, bunların suçu yok masalını anlatmasın…
Siz Karabük’e, Karabükspora sahip çıkmadınız, sadece Karabükspor’a sahip çıktığınızı sanıp, Yolbulan’ın Karabükspor muhasebeciliğini yapıyorsunuz. Siz var ya, sadece Yolbulan’ın muhasipliğini yaptınız ama unuttuğunuz bir gerçek var.
… Feridun’u Karabükspor’a Yolbulanlar başkan yaptı, mali uzman denilen Hakan Ayvaz ı da Yolbulanlar getirdi.
Öyleyse bu kulübü siz sokmadınız bu duruma, ben sokmadım, bu şehir sokmadı. Kim soktuysa, bu borca o temizlemeliydi. Siz koltuk sevdanız yüzünden balıklama atladınız….” Diye oldukça net ve durumun özünü açıklayan paylaşımlar yapmıştı aslında…
Tarihe Not Düşmek Gerekir…
Bu yazı, Karabük kamuoyunda konuşulanların bir kısmının öyküleştirilmiş bir yansımasıdır.
Kimseyi doğrudan suçlamıyoruz, konuşulanların bir kısmını yazıyoruz.
(Bari YENİ TAKIMLARA SAHİP ÇIKILSIN, SAHİPSİZ KALMASIN , KARABÜK’TE FUTBOL ATEŞİ SÖNMESİN yeniden parlasın istiyoruz.)
Bu yazı özelinde ise ileri de “Karabükspor bu hale nasıl geldi?” diye sorulduğunda, dönülüp bu ve benzeri yazılara, bu tepkilere, bu çağrılara bakılsın diye yazıyoruz.
Tarihe not düşüyoruz sadece…
Okan KÜÇÜK’ün Tüm Yorum Haberleri İçin Burayı Tıklayınız: https://bolgeninsesigazetesi.com/author/okank