Okan Küçük kaleminden...

Okan Küçük Yorumluyor 16 Ekim 2024

Yayın Tarihi: 16.10.2024 14:26 |Güncelleme: 17.10.2024 11:18
A+ A-

Erdal İnönü (1926-2007), Türk fizikçi, akademisyen ve siyasetçidir. Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün küçük oğlu olarak tanınır.

. Siyasete 12 Eylül Darbesi sonrasında, 1983’te kurulan Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) ile girdi ve partinin ilk genel başkanı oldu. SODEP'in Halkçı Parti ile birleşmesiyle oluşan Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin (SHP) 1986-1993 yılları arasında genel başkanlığını yaptı. 1991'de SHP'nin Doğru Yol Partisi (DYP) ile kurduğu koalisyon hükûmetinde başbakan yardımcısı oldu ve 1993'te kısa bir süre başbakanlığa vekâlet etti. 1995'te SHP ve CHP'nin birleşmesinin ardından dışişleri bakanlığı yaptı ve aktif siyasetten Ekim 1995'te çekildi. 2001 yılında CHP'den istifa etti. Erdal İnönü, 31 Ekim 2007'de Houston'da hayatını kaybetti.

Malum 23 yıldır tek parti var,bugün 10 yaş da çocukluk desek 34 yaşındakiler tek lider gördü. Siyasete ilgiliri yoksa ve siyasi tarih vb okumuyorlarsa bugünkü liderler dışındakileri belki tanımazlar diye önce bir özgeçmiş verdim.

Erdal İnönü’nün komik esprilerine yer vereyim bugün. Biraz gülelim önce, sonra yazacağım yine…

Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey'e hitaben "Ölürüm yoluna" diye haykırır.  Erdal Bey cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur

SHP Genel Başkanıyken Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Paris'e gitmişti. Beraberinde SHP Genel Sekreter Yardımcısı İstemihan Talay da vardı. Toplantıdan sonra Champs Elysees bulvarındaki bir sinemaya gittiler. Filmin öyküsü, iki mafya ailesi arasındaki çatışmaydı. İki saat boyunca beyaz perdede silahlar konuştu. İnönü film bittikten sonra koltuğundan kalktı. İstemihan Talay, "Filmi nasıl buldunuz?' diye sordu. 
İnönü cevapladı:  Çok beğendim ama iyi ki bitti. Yoksa çok daha fazla adam ölecekti… 

İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duydu. Eşi Sevinç Hanım "Erdal koş fare var' diye bağırıyordu. İnönü istifini bozmadı ve eşine öyle seslendi:
 Ne yapayım Sevinç. Ben kedi miyim ?

Erdal Bey’e bir gün, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini sorarlar. Yanıt müthiştir: Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!

Türki siyasi tarihinin önemli isimlerinden  8. Cumhurbaşkanımız Merhum Turgut Özal ((13 Ekim 1927 - 17 Nisan 1993) İnönü'nün  zayıf vücut yapısına atfen, "Yurt dışına çıksa, yabancılar ülkede kıtlık var sanırlar." dedi. İnönü,  kendisi   kilolu olan  Özal'ın bu şakasına oldukça ustaca bir yanıt verdi. Onu görünce de ülkedeki kıtlığın nedenini anlarlar.

Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar: Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek?  Cevap verir.  Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.
SHP Genel Başkanlığı döneminde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. 
Garsonun "Bir şey almak ister misiniz, efendim" sorusu üzerine Erdal İnönü garsona “Hele sen biraz sabret!...  Biz Sosyal Demokratız, Önce bir birimizi yeriz, sıra sonra sizden isteyeceğimiz yemeklere gelir ’ der…
Buraya kadar güldük…

*Karabük’ün Yolu Birlik ve Beraberlikten Geçiyor!.


Bura da duralım…  Sosyal demokrat - muhafazafakar- milliyetçi- ülkücü -solcu vs görüş/duruş ve ideolojilere takılmadan söylüyorum  Önce bir birimizi yeriz, sıra sonra sizden isteyeceğimiz yemeklere gelir ’  sözü bana biraz Karabük’ü hatırlattı.

   Fikirleri, değerleri, olmazsa olmazlarımızı kısacası Karabük’ün evlatlarını, Karabük’ün geleceğini yemiyor muyuz hep ?  Birbirimizi yemiyor muyuz hep ? 

Karabük’te  Eşraf Kültürü  varmış öyle diyorlar, yemişiz. Çünkü partiler üstü insanlara kıymet vermemişiz, Karabük’ün evlatlarını değersizleştirmişiz, bitmiş….

Karabük’ün marka yüzü , olmazsa olmazı Karabükspor’u yemişiz, bitirmişiz.

Karabük’te  kıskanma var, çekememezlik var, burnu büyüklük var,  birbirine çelme takma var,  dedikodu – gıybet zaten gırla maşallah !

Onun içindir ki,   Karabük alabileceği yolu alamıyor, hedeflerine varamıyor.

Karabük’te insanlar, farklı siyasi görüşler ve fikir ayrılıkları nedeniyle birbirlerini desteklemek yerine yıpratıyor. Bu kısır çekişmeler, Karabük’ün potansiyelini ve geleceğini baltalıyor. Oysa Karabük’ün gerçek kazanımı, birlik içinde hareket etmekten ve ortak hedeflere el birliğiyle ulaşmaktan geçiyor.

Kentin kalkınması, partiler üstü düşünerek, ortak değerlerin etrafında birleşmekle mümkün. Kıskançlık ve çekişmeler, Karabük'ün ilerlemesini engellediğinin artık görülmesi şart.

Karabük birliğin- beraberliğin değerlerin etrafında  parti görüş ayrımı olmadan bir duruş geliştirebilse   çok şey değişebilir, bunun farkında olunması lazım artık.

Ama önce zihinlerin değişmesi lazım.  Zihniyet değişimiyle birlikte, artık birbirimizi yemeyi bırakıp,  Karabük’ün geleceği için siyasi görüş farkı gözetmeksizin birlikte hareket edip, büyük hedeflere beraber yürünmek lazım…

Birbirimizi değil ,  Karabük yemeğini yememiz lazım değil mi ?

Okan KÜÇÜK’ün Tüm Yorum Haberleri İçin Burayı Tıklayınız:
https://bolgeninsesigazetesi.com/author/okank

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.