Son dönemde Özçelik-İş Sendikası Karabük Şube Başkanı Kenan Yılmaz’ın bir siyasi parti yönetimine girmesi bu tartışmayı daha da alevlendirdi. İşçiler, Yılmaz’ın neden böyle bir tercih yaptığını merak ediyor. Sendikal bir liderin siyaset sahnesinde aktif rol alması ne anlama geliyor?
Siyaset ve Sendikacılık Çatışır mı?
İktidar tarafından belirlenen yönetim kurulu üyeleri fabrikayı yönetiyor. Yarın bir gün işçiye yüzde 30 zam önerilse, işçi temsilcisi buna nasıl itiraz edecek? Nasıl mücadele verecek? Farklı siyasi görüşlere sahip işçilerin hakkını nasıl savunacak? Örneğin, CHP’li, Refah Partili ya da ÖDP’li işçiler kendilerini nasıl temsil edilmiş hissedecek?
Haksızlığa uğrayan bir işçi, derdini kime anlatacak? Kimden yardım isteyecek? Bu durum, sendikal mücadelenin siyasallaşması anlamına mı geliyor? İşçinin alın teriyle siyasetin iç içe geçmesi doğru bir yaklaşım mı?
Kenan Yılmaz’ın Tercihi: Neden?
Kenan Yılmaz’ın bu adımı neden attığı sorusu önemli. Sendikal mücadeleyi daha iyi yapabilmek için mi siyasete girdi? Yoksa işçinin hakkını daha etkin savunmak için mi böyle bir tercih yaptı?
Ne kadar iyi niyetli ya da başarılı bir yönetici olursa olsun, Yılmaz’ın bu kararı ön yargıları ortadan kaldırabilecek mi? İnsanların zihninde hep "AKP’li Kenan Yılmaz" algısı mı kalacak? Bu tercih, kendi geleceğini güvence altına almak için mi yapıldı, yoksa gerçekten işçi ve emekçinin temsilciliğini daha iyi yapabilmek için mi?
İşçiler Ne Düşünüyor?
Bu soruların yanıtını yalnızca Kenan Yılmaz verebilir. Ancak bir gerçek var ki binlerce çelik işçisi de bu durumu merak ediyor. İşçi ve emekçinin alın teri için verilen mücadelede siyasetin rolü tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.