blank
Anadolu Ajansı tarafından
04 Ekim, 2024 20:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yetişkinlerin yüzde 10’unda safra kesesi taşı görülüyor

İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ozan Akıncı, safra kesesi taşlarının özellikle fazla kilo, obezite ve genetik faktörlere bağlı olarak yetişkinlerin yüzde 10'unda görüldüğünü bildirdi.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Akıncı, safra kesesi taşlarının, safra kesesi içinde oluşan, genellikle kolesterol, bilirubin, safra tuzları ve kalsiyumdan oluşan sert, çakıl taşı benzeri, katılaşmış safra tortuları olduğunu belirtti.

Akıncı, genellikle fazla kilo, obezite, genetik özellikler ve diyet içeriğine bağlı olarak safra taşları gelişebildiğini aktararak, "Toplumumuzda yağlı, kızartma türü yiyecekler çok fazla tüketildiğinden safra taşlarının sıklığı da artmaktadır. Safra sıvısının bir parçası olan kolesterol diyetle fazla miktarda alınırsa bu durum taş gelişimini tetikleyecektir. Safra taşlarının bir diğer nedeni ise safra kesesinin tam olarak boşalamamasıdır. Erişkin bireylerin yaklaşık yüzde 10'unda safra taşları bulunuyor. Safra taşları 40 yaş üzeri, obezite, şeker hastalığı ve yüksek kolesterolü olan, ailesinde safra taşı öyküsü bulunan, kontrolsüz diyet yaparak ani kilo kaybı yaşayan bireylerde daha sık görülmektedir." ifadelerini kullandı.

Karnın sağ üst veya orta üst bölümünde ağrı, karında şişkinlik, bulantı, kusma, sağ omuzda ve kürek kemiğinde ağrı, ciltte ve gözlerde sarılık gibi belirtilerin safra taşına işaret ettiğini kaydeden Akıncı, safra kesesi taşlarında ağrı genellikle yağlı, kızartmalı bir yemek öğününden sonra ortaya çıktığını ve şikayetlerin birkaç saat veya günlerce sürebildiğinin bilgisini paylaştı.

- "5 milimetrenin üzerindeki semptomatik safra taşlarında tedavi ameliyatla mümkündür"

Akıncı, safra kesesi taşlarında kesin tedavi yönteminin ameliyat olduğuna vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Ameliyatla safra kesesinin tamamı çıkarılmaktadır. Dünyada uygulanan altın standart yöntem 'laparoskopik kolesistektomi' yani kapalı safra kesesi ameliyatıdır. Laparoskopik kolesistektomi, karından 3 ya da 4 adet küçük delikten girilerek, kamera eşliğinde yapılır ve ortalama 30-60 dakika süren bir işlemdir. Ameliyatın kapalı yöntemle yapılması sayesinde daha az ağrı olmakta ve hastalar daha erken normal yaşamlarına dönebilmektedir. Laparoskopik kolesistektomi sonrası herhangi bir komplikasyon yaşanmaması halinde hastalar ameliyat sonrası birinci günde taburcu edilir. Bazen henüz 2-3 mm çapta olan safra taşlarına yönelik ise öncelikle ilaç tedavisi (ursodeoksikolik asit) ve diyet uygulanır. Tedavi sonrası taşların kaybolması halinde ise operasyona gerek kalmamaktadır. Ancak 5 milimetrenin üzerindeki semptomatik safra taşlarında tedavi ameliyatla mümkündür."

Safra kesesinin yokluğu herhangi ciddi bir probleme yol açmayacağının altını çizen Akıncı, safra kesesinin alınması vücudun işleyişini, besinlerin sindirim sürecini bozmayacağını bildirdi.

Akıncı, "Sindirim sıvısı olan safra, karaciğerden bağırsağa akışını sürdürmeye devam eder. Yalnızca ameliyat sonrası ilk 4 hafta vücudun adaptasyon süreci olacağından bu dönemde yağda kızarmış gıda veya yumurta sarısı gibi yüksek kolesterollü gıda tüketmemeye özen gösterilmelidir." uyarısında bulundu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
15 Mayıs, 2025 20:32 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Samsun’da suda boğulmalara karşı seferberlik: Sahillerde yoğun güvenlik önlemi

Yaz aylarında artış gösteren suda boğulma olaylarına karşı Samsun’da adeta seferberlik ilan edildi. Vali Orhan Tavlı başkanlığında yapılan üst seviye toplantıda, 2025 yaz dönemi öncesi alınacak tedbir ve önlemler masaya yatırıldı. Karadeniz’e kıyısı olan 204 kilometrelik kıyı şeridinde can kayıplarını önlemek için yeni düzenlemeler hayata geçirilecek.
Vali Orhan Tavlı başkanlığında Kıyı Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı’na ilişkin Dost Gemisi’nde gerçekleştirilen toplantıya; Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, vali yardımcıları, ilçe kaymakamları ve ilgili kurum müdürleri katıldı. Toplantı sonrası Samsun Valiliğinden yapılan açıklamada, 2024 yılında güncellenen "Suda Boğulma Olaylarına Karşı Alınacak Önlemlere Ait Genelge" ile cankurtaran hizmeti verilen plajlarda uygulanacak kuralların belirlendiği, çeken akıntı riski taşıyan bölgelerin tespit edilerek ihtar levhaları yerleştirildiği bildirildi.
Açıklamada, 204 kilometrelik Samsun kıyı şeridinde 2025 yılı için; 20 km uzunluğunda 10 yüzme alanı, 46,5 km uzunluğunda 18 tehlikeli ve yasak bölge, geriye kalan kıyı kısımlarının ise denize girilmesi önerilmeyen alanlar olarak belirlendiği kaydedildi.
Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı tarafından vilayet genelinde 44 okulda toplam 3 bin 537 öğrenciye "Geleceğin Denizcilerini Bilgilendirme ve Çeken Akıntı" bahisli konferans verildiği, 14-15 Nisan tarihlerinde düzenlenen OKAF’25 Meslek Fuarı’nda da vatandaşların bilgilendirildiği aktarıldı.
Boğulma olaylarının önüne geçilmesi emeliyle ilgili kurumlarla koordineli olarak sürdürülen çalışmalarda, denize girilen saatlerde müdahaleye hazır takımların alanda görevlendirildiği ve tepki müddetinin minimuma indirildiği vurgulandı.
2025 yaz döneminde Büyükşehir Belediyesi tarafından 110 cankurtaran görevlendirileceği, ayrıyeten Çarşamba’da 3, Bafra’da 1, Atakum’da 2 olmak üzere toplam 6 botun, 9 adet ATV’nin, 1 dronun ve 4 kişilik dalış timinin arama kurtarma çalışmalarında misyon alacağı belirtildi.
Samsun kıyılarında toplam 103 ikaz levhası bulunduğu, yüzme ve yasaklı alanlara ilişkin levhaların sistemli denetim edileceği, çeken akıntı görülen noktaların daima güncellenerek cankurtaranlarla paylaşıldığı söz edildi.
Ayrıca, vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması hedefiyle, evvelki yıllarda olduğu üzere ağır kullanılan kıyılarda Dalış Emniyet Güvenlik ve Arama Kurtarma Timi (DEGAK) tarafından karadan ve denizden devriye faaliyetlerinin sürdürüleceği kaydedildi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.