Yeliz Karaoğlu tarafından
14 Eylül, 2024 15:06 tarihinde yayınlandı
A+ A-

112’yi Ararken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar…

Her yıl Eylül ayının ikinci Cumartesi günü “Dünya İlk Yardım Günü” olarak anılıyor. 2003 yılından bu yana 188 ülkede aynı anda kutlanan Dünya İlk Yardım Günü’nde ilk yardımla ilgili farkındalık oluşturulması hedefleniyor. İlk yardımın doğru bir şekilde yürütülmesi için koruma, bildirme ve kurtarma basamaklarının sırasıyla ve uygun olarak yapılması gerektiğini belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğretim Görevlisi Duygu Deniz, bilinçsiz şekilde uygulanan ilk yardımın hasta ya da yaralının durumunun kötüye gitmesi, kalıcı sakatlıklar oluşması ve hatta hayatını kaybetmesiyle sonuçlanabileceği uyarısında bulundu. Deniz, 112’nin aranması sırasında dikkat edilmesi gerekenlere de dikkat çekti. İlk yardımı “Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini önleyebilmek amacı ile olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın, mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır” şeklinde tanımlayan Deniz, ilk yardımın amaçlarını yaşamın devamının sağlanması, durumun kötüye gitmesinin önlenmesi ve iyileşmeyi kolaylaştırma olarak sıraladı. Bilinçsiz yapılan ilk yardım önemli sorunlara yol açabilir İlk yardımın sertifikası olan kişilerce yapılması gerektiğini vurgulayan Deniz, bilinçsiz uygulanan ilk yardımın ortaya çıkaracağı risklere dikkat çekti. Deniz, “İlk yardım bu konuda sertifika almış kişilerce uygulanmalıdır. Aksi halde bilgisizce ya da kulaktan dolma yanlış bilgilerle yapılan ilk yardım müdahalesi hasta/yaralının durumunun kötüye gitmesi, kalıcı sakatlıklar oluşması ve hatta hasta/yaralının hayatını kaybetmesiyle sonuçlanabilir” uyarısında bulundu. Doğru ve bilinçli ilk yardım hayat kurtarıyor Doğru ve bilinçli yapılan ilk yardımın hayat kurtardığını belirten Deniz, “Doğru ilk yardım sayesinde hasta ya da yaralı kişilerin sağlık kuruluşuna nakledilinceye kadar var olan durumlarının kötüye gitmesi engellenir. Doğru ve bilinçli yapılan ilk yardım, hastalığın ya da sakatlığın ilerleyen süreçte daha hızlı iyileşmesini sağlar” dedi. Deniz, ilk yardım eğitiminin Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği bir eğitim kurumundan alınması gerektiğini vurguladı. Doğru ilk yardım nasıl olmalıdır? İlk yardımın doğru bir şekilde yürütülmesi için koruma, bildirme ve kurtarma basamaklarının sırasıyla ve uygun olarak yapılması gerektiğini belirten Duygu Deniz, bu aşamaların detaylarını şöyle anlattı: Koruma: Hastalık/yaralanma sonuçlarının ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesini kapsar. En önemli işlem olay yerinde oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır. Böylelikle hem ilk yardımcı hem de hasta/yaralı ikincil kazalara karşı korunmuş olacaktır. 112’yi ararken bunlara dikkat edilmeli Bildirme: Olay / kaza mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde telefon veya diğer kişiler aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Türkiye’de ilk yardım gerektiren her durumda telefon iletişimleri, 112 acil telefon numarası üzerinden gerçekleştirilir. Bildirme aşaması sistematik yapılırsa daha etkin olacaktır. 112’nin aranması sırasında dikkat edilmesi gerekenler:
  • Sakin olunmalı yada sakin olan bir kişinin araması sağlanmalıdır.
  • 112 merkezi tarafından sorulan sorulara net bir şekilde cevap verilmelidir;
  • Kesin yer ve adres bilgileri verilirken, olayın olduğu yere yakın bir caddenin ya da çok bilinen bir yerin adı verilmelidir,
  • Kimin, hangi numaradan aradığı bildirilmelidir,Hasta/yaralıların adı ve olayın tanımı yapılmalıdır,
  • Hasta/yaralı sayısı ve durumu bildirilmelidir,
  • Eğer herhangi bir ilk yardım uygulaması yapıldıysa nasıl bir yardım verildiği belirtilmelidir,
  • 112 hattında bilgi alan kişi, gerekli olan tüm bilgileri aldığını söyleyinceye kadar telefon kapatılmalıdır.
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 19:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kastamonu Üniversitesi’nde turizm konuşuldu

Kastamonu Üniversitesi’nde Turizm Haftası aktiflikleri çerçevesinde düzenlenen panelde turizm konusu tüm taraflarıyla ele alındı.
Kastamonu Üniversitesi’nde, bu yıl 49’uncusu düzenlenen Turizm Haftası aktiflikleri çerçevesinde "Turizme Çok İstikametli Bir Bakış" başlıklı panel gerçekleştirildi. Panelde ziraî turizmden kırsal kalkınma dayanaklarına, tabiat turizmi uygulamalarından alan kılavuzluğuna kadar pek çok konu başlığı ele alındı.
Turizm Fakültesi İstiklal Yolu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Doç. Dr. Gülizar Cengiz’in üstlendiği panele, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhan Sevim, Doç. Dr. Aydoğan Aydoğdu, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Kastamonu Koordinatörü Ahmet Kuyulu, Ilgaz Dağı Ulusal Park Şefi İklim Çavuş Kara’nın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Panelin açılışında konuşan Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhan Sevim, "Turizm Haftası vesilesiyle düzenlediğimiz bu panel, öğrencilerimiz için hem bilgi hem de ilham kaynağı olacaktır. Bu noktada iştirakçilere teşekkür ediyoruz" dedi.
"Lavanta Tarımı ve Bir Turistik Çekim Gücü Olarak Kullanımı" başlıklı sunumuyla birinci konuşmayı gerçekleştiren Doç. Dr. Aydoğan Aydoğdu, son yıllarda büyük ilgi gören lavanta üretiminin Kastamonu’ya sağladığı katkıları dinleyicilerle paylaştı.
Aydoğdu, lavanta tarımının hem sürdürülebilir hem de çevreci bir faaliyet olduğuna dikkat çekerek, bu üretim biçiminin Kastamonu’nun ekonomik ve turistik kalkınmasında güçlü bir etken olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Aydoğdu’nun ardından söz alan TKDK Kastamonu Koordinatörü Ahmet Kuyulu ise, kırsal turizme yönelik sunulan hibe dayanakları hakkında iştirakçilere bilgi verdi.
Kuyulu, Kastamonu Vilayet Koordinatörlüğü olarak bugüne kadar çeşitli alanlarda toplam 495 projeye yaklaşık 24 milyon avro hibe dayanağı sağlandığını belirtti. Bilhassa hayvancılık alanında Kastamonu’ya geniş kapasiteli büyükbaş hayvancılık tesislerinin kazandırıldığını tabir eden Kuyulu, 2024 yılı prestijiyle Turizm İşletme Dokümanlı 15 konaklama tesisi ve 258 oda kapasitesinin oluşturulduğunu, bu sayının gelecek yıllarda da artmasının hedeflendiğini söyledi.
Panelin son oturumunda ise Ilgaz Dağı Ulusal Park Şefi İklim Çavuş Kara, "Doğa Turizmi Uygulamaları ve Alan Kılavuzluğu" başlıklı sunumunda tabiat temelli turizmin uygulama alanlarına ait değerlendirmelerde bulundu. Kara, Ilgaz Ulusal Parkı’nı tanıtarak, yaz ve kış devirlerinde bölgede gerçekleştirilen turizm aktiviteleri hakkında bilgi verdi.
Katılımcıların sorularının yanıtlanmasıyla devam eden panel, konuşmacılara plaket takdiminin akabinde sona erdi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.