12. Ulusal Larengoloji Kongresi Karabük’te başladı
Larengoloji Derneği tarafından 27-29 Mayıs tarihleri arasında Karabük’ün Safranbolu ilçesinde düzenlenen ‘12. Ulusal Larengoloji Kongresi’ başladı.
Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Ankara Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı ev sahipliğinde Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi'nde düzenlenen kongrenin açılışına Karabük Valisi Fuat Gürel, KBÜ Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İzzet Açar, Larengoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ozan Özgürsoy, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Karabük Valisi Fuat Gürel, “Böyle bir kongrenin ilimizde gerçekleşiyor olması üniversitemiz ve bölgemiz adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu tür kongreler hem o konuyla alakalı meslektaşların bir araya gelmesi, yeni bilgilerin gündeme getirilmesi belki aynı zamanda eğitim sürecini beraberinde getiriyor” dedi. Gürel, Karabük Üniversitesi’nin çok genç üniversite olmasına rağmen 15 yılda çok önemli bir üniversite durumuna geldiğini belirterek bu tür etkinlikleri sık sık yapmasından fayda olduğunu söyledi. Kongrenin dolu dolu geçmesini istediğini ifade eden KBÜ Rektörü Prof. Dr. Refik Polat da hayırlı olsun dileklerini iletti.
Konuşmaların ardından kongre bilimsel oturumlarla devam etti.(İHA)
SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.
Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.
60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.
Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.
Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.
Bu son deprem bize bunu gösterdi.
Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.
*
Köyün en güzel yeri neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.
Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,
Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...
Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.
NE GÜZELDİ O GÜNLER..
ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...
*
Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.
En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.
Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme
Köyler köylük ’ten çıkmış yani
Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.
O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.
*
Şimdiki köyler de;
O ahır kokulu evler var mı? YOK...
Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...
Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…
Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...
Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK
KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK
Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı? YOK...
Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...
Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...
DAHA NELER? NELER?
Biz bu değerlerimizi kaybettik.
NE OLACAK ŞİMDİ?
Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.
Eski nesiller de yaşlandı artık.
Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı
*
Şu anki neslin yaptığı tek şey var
Eski ahşap evleri yıkmak!..
Köye gelen manav arabasından ekmek almak,
sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.
Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.
BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?
Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.
Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN
Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir
Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye
O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,
Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak
Ekip biçeceği tarlası olacak
Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.
Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..
Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…