Her yıl 22 Şubat tarihi, "Dünya Alçak Gönüllülük Günü" olarak kutlanmaya devam ediyor.
Bugün, insanlara alçak gönüllülüğün önemini hatırlatmak ve pratik yapmalarını teşvik etmek amacıyla kutlanmaya başlamış.
Alçak gönüllülük, insanların kendilerini başkalarının önüne koymadan, başarılarını ve yeteneklerini tevazuuyla kabul etmelerini ifade eder. Bu, diğer insanlara saygı göstermek, empati kurmak ve büyüklenme yerine mütevazı olmak anlamına gelir. Alçak gönüllülük, insan ilişkilerini güçlendirebilir, takım çalışmasını destekleyebilir ve daha yapıcı bir toplum oluşturabilir. Bu özel günü kutlayarak, kendimizi ve tüm insanları daha alçak gönüllü olmaya teşvik edebiliriz.
İnsanın tevazulu davranışını sınırında gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, aşırı alçak gönüllü davranışın özsaygıya zarar verebileceği uyarısında bulunuyor. Tevazu erdemini yerinde göstermenin önemine değinen uzmanlar, haddini bilmeyen kişilere karşı kötü davranışla karşılık vermenin olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. Ölçüsüz tevazulu hareketlerin bireyin özsaygısını zedeleyebileceğini belirten uzmanlar, dengeli ve sınırlı bir şekilde tevazulu olmanın önemine vurgu yapıyor. Orta Asya'dan Anadolu'ya ve günümüze kadar ulaşan Türk kültüründe alçak gönüllü olmanın önemi belirtilir. Örneğin, "Alçak gönüllü kimse, insanların gönlünü kendine ısındırır. Arkadaşın uzun boylu olursa, sen küçük ol, küçük olursa, saman çöpü kadar ol. Dağ kadar hünerin olursa, darı kadar övüncün olsun. Gurur ile insan göğe yükselmez, alçak gönüllü olmakla da işi bozulmaz. Güzel huy güzelliktir, alçak gönüllülük olgunluktur." Atasözlerimizde yer almış, buna benzer birçok özlü söz hayatımıza eşlik etmeye devam eder. Tevazu, alçak gönüllülük Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)'nın onun en belirgin sıfatlarından biriydi. Resûlullah (s.a.v.) genellikle kendi işlerini kendi görmeye çalışır, kimseye yük olmak istemezdi. Ayakkabısını kendi tamir eder, elbisesini yamar, ev işlerinde ailesine yardım ederdi.