Elazığ'da tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Harput Kalesi'nde gün yüzüne çıkarılan Urartu dönemine ait yaklaşık 2 bin 800 yıllık su sarnıcının restorasyonu tamamlandı. Safranbolu'da da buna benzer basamakların bulunduğu biliniyor.
Bölgenin Sesi Gazetesi muhabirine yapılan açıklamada, "Kaleli Kentleriyle Türkiye" kitabının yazarı Arkeolog Nezih Bagelen, “Safranbolu Kalesi”nin suya erişimi sağlayan kaçış tünelinin Safranbolu’da bir kalenin varlığını güçlendirdiği ve geçmişi ile ilgili ara boşlukları doldurabileceğini işaret etti. Safranbolu Kalesi’ne ait olduğu gözlemlenen tünelin de Pontus Krallığı, Helenistik dönemine tarihlendirilmesi yönünde önemli gözlemler, ipuçları ve saptamalar sağladığını ifade etti. Harput'taki restorasyonlar Safranbolu Kalesi'nin varlığını güçlendiriyor.
Safranbolu’nun Arkeoturizm Potansiyeli
Arkeolog Nezih Başgelen’in bu tespiti ile 2021 yılında kamuoyuna yansıyan 'Paflagonya Geçidi', Tümülüsleri, Cinci Han’ın drenaj sistemi (algunlar), sarnıçlar ve kaya mezarları Safranbolu’nun turizm odaklarını zengin kılıyor. Kentin kalbini oluşturan muhteşem yapısı ve kenti zenginleştiren unsurların makro ölçekli olarak inceleme altına alınması önem taşıyor. Böylece kentin Frigya’ya kadar uzanan tarihi katmanları ile ilgili kesin tarihlendirilmesi yapılarak, ara boşlukları dolduracak ve buradaki kalenin varlığını da netleştireceği görülüyor.
Safranbolu'ya 2024 yılında Mart ayında gelen Arkeolog Yazar Nezih Başgelen, Araştırmacı Cemil Belder ile birlikte “Safranbolu Kalesi”nin suya erişimi sağlayan kaçış tünelinde bir araya gelerek açıklama yapmıştı. Başgelen konuşmasında, “Tünel, Anadolu genelinde özellikle bulunduğumuz coğrafyadan Kastamonu’dan Karabük’ten Adıyaman’a kadar benzer örneklerini çok yoğun bir şekilde kalelerde izlediğimiz suya iniş merdivenlerinin ya da kaçış merdivenlerinin tipik bir örneğidir. Özellikle bunların Mithridatis Savaşları, (MÖ 88 ve MÖ 63 yılları arasında Roma'nın Pontus Krallığı ve müttefiklerine saldırdığı üç savaş, Pontus Krallığı Anadolu’nun çoğunluğuna sahipti) sırasında Mithridatis’in kontrol ettiği kalelerde çok yoğun kullanıldığını görüyoruz. Son yıllarda yapılan araştırmalar bunların daha kesin tarihlenmesi konusunda bize çok önemli gözlemler, ipuçları ve saptamalar sağladı. Safranbolu’nun da böyle bir değere sahip olması, onun geçmişiyle ilgili ara boşlukları dolduran ve buradaki kalenin varlığını daha da güçlendiren bir unsur olaraktan karşımızda ve biçimlendirmektedir. Bu değerin bir an evvel Safranbolu gezi programları içinde görülebilir." dedi.
Elazığ'da restore edilen yaklaşık 2 bin 800 yıllık su sarnıcı turizme kazandırıldı
Milattan önce 3 bin yılında yerleşimin başladığı ve Urartu Krallığı tarafından surlarla çevrilen Harput Kalesi'nde 2004'te başlatılan arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları sürüyor.
Urartulardan sonra Roma, Bizans, Sasani, Artuklu, Selçuklu, Dulkadiroğulları, Safevi ve Osmanlı gibi birçok medeniyetin izlerini barındıran mekanlar ve buluntular çalışmalarla gün yüzüne çıkarılarak turizme kazandırılıyor.
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ndeki tarihi Harput Mahallesi'nde, Urartular tarafından kayalar üzerine inşa edilen kalenin orta mahalle olarak adlandırılan bölümünde yer alan ve 2021'de restorasyonu yapılarak turizme kazandırılan 112 basamaklı Urartu dönemine ait su sarnıcının ardından 52 basamaklı ikinci su sarnıcının da restorasyonu tamamlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Elazığ Valiliği ile Fırat Üniversitesinin desteğiyle restore edilen, yaklaşık 4,5 metre çapında ve 30 metre derinliğindeki su sarnıcı kayalara oyulmuş yapısıyla dikkat çekiyor.
"Ziyaretçilerin bölgenin tarihi hakkında fikir edinmelerini sağlamak istiyoruz"
Harput Kalesi Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, Harput Kalesi'nde kayalara oyulmuş ve basamaklarla inilen devasa boyuttaki su sarnıçlarının tarih ve turizm açısından önemli yapılar olduğunu söyledi.
Urartu dönemine ait 112 basamaklı sarnıcın 2021'de restorasyonunun tamamlanarak turizme kazandırıldığını ifade eden Aytaç, şöyle konuştu:
"Harput Kalesi'nde çok sayıda küçük çaplı sarnıç bulunuyor. Bunların dışında 2 sarnıç basamaklı ve büyük. İlki Selçuklular döneminde Belek Gazi tarafından haçlı kralının hapsedildiği zindan olarak biliniyordu ve önceki yıllarda turizme açılmıştı. İkinci basamaklı su sarnıcının yakın zamanda restorasyonu tamamlandı. Özellikle giriş bölümünde hafifletme kemerlerinin olduğu tuğla tonozlar bulunuyor. Doğal bir kaya içerisinde 4 metre çapında, 30 metre aşağıya doğru inen 52 basamaklı. Bu tonozlu dediğimiz yerde 3 su akıtma ve havalandırma boşluğu bulunuyor."
Aytaç, Elazığ'ın milattan önce 8. yüzyıldan itibaren başkenti Van olan Urartu medeniyetine ev sahipliği yaptığını hatırlattı.
Sarnıçların yaklaşık 2 bin 800 yıllık olduğunu, bunların Urartular'dan sonraki medeniyetler tarafından su temini için kullanıldığını aktaran Aytaç, şöyle devam etti:
"Buranın önemi Türkiye'deki doğal kayalara oyulmuş en önemli, en büyük sarnıçlardan biri olmasıdır. Su bitince gıda deposu olarak kullanılmış. Amacımız kışın ılık, yazın serin olan bu mekanı, yaşanmışlıklarını ve buluntu örnekleriyle beraber gelen insanlarımız için ziyarete açmak. Ziyaretçilerin bölgenin tarihi hakkında fikir edinmelerini sağlamak istiyoruz."
Aytaç, sarnıcın restorasyonu tamamlanarak ziyarete hazır hale getirildiğini, ulaşımı sağlayan yolun düzenlenmesiyle ziyarete açılacağını kaydetti.
Safranbolu Kalesi'nden görüntüler:
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü tarafından 2025 yılı teması olarak belirlenen "Kadın Girişimciliği ve Bayan İstihdamı" çerçevesinde, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) uyumunda yürütülen endüstriyel robot operatörlüğü eğitim programı Samsun’da başladı.
Samsun’da bayan istihdamını artırmak ve bayan girişimciliğini desteklemek hedefiyle Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı iş birliğiyle imzalanan "Kadın İstihdamı ve Kadın Girişimciliği İş Birliği Protokolü" kapsamındaki değerli faaliyetlerden biri olan Endüstriyel Robot Operatörlüğü Eğitim Programı; OKA, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu (MYO), Samsun Merkez Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (OSB), TMMOB Makine Mühendisleri Odası Samsun Şubesi ve TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi ortasında imzalanan alt protokol ile hayata geçiyor.
Program, bölgede otomasyonla dijitalleşen sanayilerde bayan istihdamını artırmayı ve bayanların bu alanlarda nitelikli iş gücü olarak yer almasını sağlamayı hedefliyor. Eğitim programı, 14 Nisan’da OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle’nin iştirakiyle başladı. Açılışta konuşan Genel Sekreter Mehlika Dicle, "Ajansımız öncülüğünde kamu, üniversite ve sanayi iş birliği modeliyle bölgemizin endüstriyel dijital dönüşümüne katkı sağlayacak insan kaynağını yetiştiriyoruz. Bilhassa bayanların sanayi ve yüksek teknoloji kesimlerinde daha fazla yer almasını önemsiyoruz" dedi.
Eğitimlere, Samsun’da yaşayan mühendislik yahut teknikerlik kısmı öğrencisi yahut mezunu 25 bayan katılıyor. Program kapsamında iştirakçilere teorik ve uygulamalı olmak üzere kapsamlı bir eğitim sunuluyor. Teorik eğitimler, OKA merkez hizmet binasında, Samsun Teknopark’taki bir yazılım firması tarafından veriliyor. Toplam 6 gün sürecek eğitimlerin devamında ise programlama, Robot Studio, Otomasyon Tahlilleri ve Robot Üretimi üzere ileri seviye uygulamalı eğitimler gerçekleştirilecek.
Eğitimin birinci gününde robot çalışma modları, panel ekranı kullanımı, eksen hareketleri, koordinat sistemleri, güvenlik tahlilleri üzere hususlar işlendi. İkinci gün ise OMÜ Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu’ndaki endüstriyel robot eğitim alanında uygulamalı dersler yapıldı. Kursiyerlerin teorik bilgilerini kullanma imkânı bulduğu uygulamalı eğitimlerde, pek çok dalda kullanılan endüstriyel robotların temel çalışma prensipleri ve robotun farklı eksenler üzerindeki hareket kabiliyeti ve denetimi ile ilgili bilgiler aktarılıyor.