blank
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
27 Kasım, 2024 15:27 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KARDEMİR’in Unutulan Sosyal Binası

Sosyal Bina Yeniden Hayat Bulmalı

KARDEMİR Karabük Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sahibi olduğu sosyal bina tesisi harap ve paramparça halde duruyor. Virane hale gelen tesis, pencerelerine tahta çakılmış, zemini pislik içerisinde bırakılmış. Saat kulesi manzaralı Cumhuriyet Dönemi’nin eşsiz yapıtlarından olan ve Türkiye’nin ilk ağır sanayi fabrikasına sosyal bina olarak inşa edilen bu önemli tesis, zamana yenik düşmüş, atıl olarak bekletiliyor.

KARDEMİR’in Sosyal Bina İle İlgili Tasarrufu Merak Ediliyor

Karabük’te 3 Nisan 1937 tarihinde Sümerbank’a bağlı olarak Demir Çelik Fabrikaları Müessese Müdürlüğü ilk çalışmalarına başladı. Fabrikalar kuran fabrika, 1955 yılında kamu iktisadi teşebbüs durumuna geldi. Ardından Divriği Demir Madenlerini bünyesine aldı. Erdemir ve İsdemir’in kurulmasına ise öncülük etti. Karabük Üniversitesi’ne Demir Çelik Enstitüsü ve Araştırma Geliştirme Merkezi yatırımları fabrikanın; bilim, teknoloji ve kültür alanında ne denli yenilikçi olduğunu gösteriyor. Günümüzde enerji santrali, sürekli döküm makinesi ve Filyos Limanı gibi yatırımları ile göz dolduran Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında bulunan fabrika, kuruluş yıllarında açılan tesislere gerekli yatırımları yapması büyük önem taşıyor.

Sosyal Bina Bir Zamanlar Ünlü İsimleri Ağırladı

Cumhuriyet kenti Karabük’ün kurulmasını bizzat talep eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile dönemin Başbakanı İsmet İnönü temellerini atmıştı.  Ünlü sanatçılardan Kayahan, Nilüfer konserlerinin ardından burada konaklamıştı. Millî Görüş ideolojisinin kurucusu, Yüksek Makine Mühendisi, Akademisyen, Siyasetçi Necmettin Erbakan da burada konaklayanlar arasında yer aldı.

Halkın KARDEMİR'den Beklentileri Var

KARDEMİR Karabük Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye ait sosyal bina, yıllardır atıl durumda kalması nedeniyle bölge halkı ve çalışanları tarafından büyük bir üzüntüyle izleniyor. 1995 yılında özelleştirme sürecine giren fabrika, bu tarihten sonra bünyesinde bulunan tesislere gerekli bakım ve onarımları göstermemeye başladı. Hal böyle olunca, tarihi ve kültürel değeri olan sosyal bina, sadece fiziksel olarak değil, toplumsal olarak da bir kayıp haline gelmeye başladı.

Sosyal bina, geçmişte ünlü sanatçılara ve önemli kişiliklere ev sahipliği yaparak, Karabük'ün kültürel yaşamında önemli bir rol üstlenmişti. Ancak günümüzde harabe haline gelmesi, bu mirası korumak adına, atılması gereken adımların ne denli acil olduğunu gözler önüne seriyor. Karabük halkı, KARDEMİR'in sosyal bina üzerinde yeniden çalışma başlatmasını ve burayı restore ederek, tarihi dokusunu koruyacak şekilde kullanılmasını talep ediyor.

Yerel sakinlerin beklentileri arasında, sosyal binanın yeniden yaşam bulması ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapabilmesi yer alıyor. Özellikle gençlerin sosyalleşebileceği, çeşitli etkinliklerin düzenlenebileceği bir mekan olarak hayata geçirilmesi, sadece Karabük için değil, Türkiye'nin sanayi ve kültür potansiyeli açısından da büyük bir değer taşıyor.

KARDEMİR’in geçmişte olduğu gibi bugünde, bilim, teknoloji ve kültür alanındaki yenilikçi yaklaşımlarını sürdürerek, sosyal sorumluluk projeleri kapsamına bu tarihi binayı yenilemesi, hem halkın beklentilerini karşılayacak hem de KARDEMİR markasının imajını güçlü kılacak. Karabük halkı, fabrikanın bu konuda duyarlı ve çözüm odaklı adımlar atmasını umut ediyor. Bu tesisin sadece bir bina değil, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan ve geleceğe aktarılacak önemli bir kültürel miras olduğu unutulmaması gerekiyor. KARDEMİR’in bu önemli sosyal binayı yeniden canlandırarak, hem çalışanlarına hem de bölge halkına katkıda bulunmasının zamanı geldi. Aksi takdirde, tarih boyunca önemli anlara ev sahipliği yapmış bu yapı, gün geçtikçe daha fazla zarar görecek. Böylece toplumun hafızasındaki yerini yitirecek. Bölgenin kültürel ve sosyal yaşamına değer katacak olan bu yapı, hem tarihsel mirasın yaşatılması hem de toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
10 Mayıs, 2025 01:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Çanakkale Savaşı döneminde mezun veremeyen Anadolu’nun ilk lisesi, 140’ıncı yılını kutluyor

Anadolu’nun birinci, Türkiye’nin ise üçüncü lisesi olma özelliğini taşıyan ve 1. Dünya, Balkan ve Kurtuluş Savaşlarında tüm öğrencileri cepheye gittiğinden dolayı mezun veremeyen Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, 140’ıncı kuruluş yılını kutluyor.
20 Nisan 1885’ten bu yana koca bir eğitim çınarı olarak Kastamonu’da hizmet vermeye devam eden Anadolu’nun birinci, Galatasaray ve İstanbul Lisesinden sonra Türkiye’nin üçüncü, yeniden Türkiye’nin birinci resmi lisesi olma özelliğini taşıyan Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesinde 140’ıncı kuruluş yılı heyecanı yaşanıyor. Kastamonu, 1. Dünya, Balkan ve Kurtuluş Savaşlarında en çok şehit veren vilayetlerin başında geliyor. Bu kapsamda 1. Dünya, Balkan ve Kurtuluş Savaşlarında 1914-1918 yılları ortasında Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi’nden 120 öğrenci kara tahtaya "Hocam, biz vatan için cepheye gidiyoruz; bizi yok yazmayınız" notunu düşerek cepheye savaşmaya gitmiştir. Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, savaş yıllarında lise kısmı şubelerinin birçoğunu açamadığı üzere mezun da veremedi. Lisenin cepheye giden öğrencilerinden büyük bir kısmı geri dönemeyerek şehit düşmüştür.
Yurdun dört bir tarafından Kastamonu’ya gelen okulun mezunları, devir arkadaşları ile bir yandan hasret giderirken, başka yandan da lise tarafından düzenlenen kutlama programına katıldı.

"Gençlerimizi, donanımlı ve gelecek yüzyılı kurgulayacak gençler yetiştirme çabası içerisindeyiz"
Abdurrahmanpaşa Lisesi Okul Müdürlüğü ile Abdurrahmanpaşa Lisesi Mezunları Derneği tarafından Halk Eğitim Merkezinde gerçekleştirilen kutlama programında konuşan Kastamonu Ulusal Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, "Abdurrahmanpaşa Lisesi’nden devlet için, millet için çok değerli bireyler yetişmiştir. Bu okulumuz, yeri gelmiş cephede bulunmuş, yeri gelmiş eline kalem almış, yeri gelmiş öteki mecralarda bu vatan için, bu millet için uğraş sarf etmiş. Bugün büyük ve güçlü bir Türkiye’nin oluşması için bundan sonraki süreçte de birebir azim ve kararlılıkla buradan mezun olacak, Kastamonu’dan mezun olacak tüm gençlerimizi en işi formda yetiştirme çabası içerisinde olacağız. Sizlerin de ben, vereceğiniz değerli takviyelerle inşallah çok daha büyük bir Türkiye inşa edecekler. Zira bizler inanıyoruz ki, bizim yetiştirdiğimiz gençlerimize şu anda dünyadaki tüm insanlık bu gençleri bekliyor. Bizler bunu biliyoruz ve bu inançla da gençlerimizi, donanımlı, gelecek yüzyılı kurgulayacak gençler yetiştirme uğraşı içerisindeyiz ki bu, Abdurrahmanpaşa Lisesi içerisinden çıkacak gençlerimizi de inşallah hem bu ülkenin hem de tüm dünya insanlığının faydasına olacak ve onlara yol aydınlığı olacaktır" dedi.

"Bu salonda her şiir, her alkış, her gözyaşı, geçmiş ile gelecek ortasında kurduğumuz köprünün bir parçasıdır"
Abdurrahmanpaşa Lisesi Okul Müdürü Hüseyin Mısırlıoğlu ise, "Bugün burada sadece bir yıldönümünü değil, bir tarihin, bir ruhun ve bir aidiyetin 140 yıllık hikayesini kutlamak için toplandık. 1885 yılında Osmanlı’nın mektebi olarak temelleri atılan, sonrasında Cumhuriyetin aydınlığıyla büyüyen ve bugün çağdaş Türkiye’nin eğitim emektarlarından biri haline gelen Abdurrahmanpaşa Lisesi, yalnızca bir okul değil, bir medeniyet tasarrufunun, bir karakter inşasının ismidir. Bir yol düşünün ki sadece bilgi öğretmiyor, tıpkı vakitte gençliğe istikamet, millete sadakat, vatana aşk, beşere umut öğretiyor. Bir okul düşününki yalnızca birey yetiştirmiyor, karakter dokuyor, vicdan şekillendiriyor, ruh inşaa ediyor. Bu okul, işte bu topraklarda hepimizin gönlünde yaşayan Abdurrahmanpaşa Lisesi’dir. Bugün burada yalnızca kurucumuz Abdurrahman Nurettin Paşa’nın vizyonunu değil, birebir vakitte onu izleyen yüzlerce idealist öğretmenin, binlerce vefalı öğrencinin ortak hafızasını selamlıyoruz. Bugün burada geçmişte yazılmış kıssanın kahramanlarını anıyor birebir vakitte bu öyküyü yazmaya devam edecek genç yürekleri alkışlıyoruz. Bugün, bu salonda her şiir, her alkış, her gözyaşı, geçmiş ile gelecek ortasında kurduğumuz köprünün bir modülüdür. Biz bu köprüden yürürken gerimizde emek veren birçok öğretmeni, önümüzde yolumuzu aydınlatacak birçok öğrenciyi taşıyoruz" diye konuştu.

Abdurrahmanpaşa Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Nurten Ciğerci de, "Koskoca geçen 140 yıl, neredeyse 1,5 asırlık koca bir çınar. Uygun ki yolumuz bu koca çınar liseden geçmiş. Bizi bu yolda yetiştiren tüm öğretmenlerimize, birlikte yürüdüğümüz tüm arkadaşlarımıza çok teşekkürler ediyorum. Kaybettiklerimizin de yerleri cennet olsun" tabirlerini kullandı.
Konuşmaların akabinde okulun mezunları tarafından mandolin konseri verildi. Okulun öbür mezunlarının da müzik söyleyerek eşlik ettiği şovun akabinde şiirler okundu ve zeybek oyunu sergilendi. Akabinde öğrencilerden oluşan okul korosu müziklerini seslendirdi. 70’li yıllara ilişkin pop müziklerinin de yer aldığı konser sonrası "Bizi Yok Yazmayın" bahisli kısa sinema izlendi. Okulun mezunlarının anılarının paylaşıldığı kutlama etkinliğinde öğrenciler tarafından hazırlanan "Ah Şu Gençler" bahisli tiyatro oyunu sahnelendi. Öğrencilerin, hem verdikleri konserde hem de oynadıkları tiyatro oyununda gösterdikleri performans davetliler tarafından büyük alkış aldı.
Okul marşının da daima bir ağızdan söylendiği kutlamalarda son olarak en yaşlı mezun olan Yavuz Ballık’a okulun plaketi takdim edildi. Kutlamalar, bugün içerisinde gerçekleştirilecek çelenk sunumu, stant açılışları ve söyleyişi ile devam edecek.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.