blank
Haber Merkezi tarafından
20 Aralık, 2024 14:41 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yavuz: “Dünya Temizleniyor, Biz Kirleniyoruz!”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz, “Dünyada yeşil mutabakat çağı yaşanırken, biz kendimizi zehirlemeye mi çalışıyoruz?” sorusunu gündeme getirdi.

Yavuz, konuşmasında: “Dünya, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir dönemeçten geçiyor. Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat (GreenDeal) ile karbon nötr hedeflerini belirlemiş, çevreye zarar veren tüm faaliyetleri azaltmak için radikal adımlar atıyor. Sanayi devleri, karbon salınımlarını sıfırlamak için milyarlarca Euro’luk yatırımlara yönelirken, çevre dostu üretim standartları artık yeni bir norm haline geldi. Peki, biz bu resmin neresindeyiz?

Dünyada Neler Oluyor?

Avrupa Birliği, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını %55 azaltmayı, 2050'ye kadar ise karbon nötr olmayı hedefliyor. Yeşil Mutabakat çerçevesinde, enerji ve sanayi dönüşümleri hız kazanırken, çevreyi kirleten şirketlere ağır yaptırımlar uygulanıyor. Artık doğaya zarar veren hiçbir ürün AB pazarında yer bulamıyor. Buna karşılık, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler de ihracat yapabilmek için üretim süreçlerini bu normlara uygun hale getirmek zorunda.

Biz Nerede Duruyoruz?

Bugün Gerede Çayı’ndaki kirlilik gibi olaylar, Karabük’teki demir-çelik tesislerinin denetimsizliğiyle birleştiğinde şu soruyu sormamız gerekiyor: Millet uzaya giderken biz neden hâlâ doğamızı ve geleceğimizi yok eden eski düzeni savunuyoruz? Avrupa karbon salınımını sıfıra indirme planları yaparken, biz hâlâ arıtılmamış atıkları doğrudan nehirlere, derelere salıyoruz. Bu nasıl bir vizyonsuzluk?

Yeşil Mutabakat ve Türkiye'nin Rolü

Türkiye, Yeşil Mutabakat’a uyum sağlamayı taahhüt etmiş olsa da, Gerede Çayı gibi örnekler, bu konuda ciddi eksikliklerimiz olduğunu gösteriyor. Karabük gibi sanayi şehirlerinde, çevre dostu üretim normlarına geçmek bir zorunluluk değil, varoluş meselesidir. Aksi takdirde hem halk sağlığımızı tehdit eden çevre felaketleriyle hem de uluslararası pazarlarda yaşanacak rekabet kaybıyla yüzleşmek zorunda kalacağız.

Karabük İçin Çağrı: Vakit Kaybetmeden Harekete Geçin!

Karabük gibi bir sanayi şehrinde Yeşil Mutabakat’ın gereklerini yerine getiremezsek, dünyadan koparız. Hem çevreye hem ekonomiye zarar veren bu vizyonsuzluk bizi geri bırakır. Demir-çelik tesislerinde karbon salınımı ve atık yönetimi sıkı şekilde denetlenmeli. Geri dönüşüm ve arıtma tesisleri hızla kurulmalı, teknolojik altyapı güçlendirilmeli. Halk sağlığını tehdit eden tüm unsurlar cezalandırılmalı ve kamuya şeffaf bir şekilde açıklanmalı.

Karabüklü bir vatandaş olarak şunu soruyorum: Dünya karbon nötr üretimle doğayı kurtarırken, biz neden hâlâ arıtma tesislerini tamamlamayı bile tartışıyoruz? Millet uzaya giderken, biz neden geleceğimizi geri dönüşü olmayan bir şekilde kirletiyoruz?

Şimdi Değilse Ne Zaman?

Yeşil Mutabakat, sadece sanayicinin değil, hepimizin sorumluluğudur. Eğer Karabük’te bu dönüşümü başlatmazsak, gelecekte dünya pazarlarında rekabet edemez hale geliriz. Daha önemlisi, kendi çocuklarımıza yaşanabilir bir çevre bırakamayız. Gerede Çayı’nın karanlık hikâyesinden ders çıkaralım ve Karabük’te çevre için somut adımlar atalım.Dünya hızla geleceğe koşarken, biz geride kalamayız. Karabük, sadece üretimin değil, çevre duyarlılığının da örnek şehri olmalıdır. Çünkü başka Karabük yok, başka dünya yok!” ifadelerinde bulundu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
10 Mayıs, 2025 01:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Çanakkale Savaşı döneminde mezun veremeyen Anadolu’nun ilk lisesi, 140’ıncı yılını kutluyor

Anadolu’nun birinci, Türkiye’nin ise üçüncü lisesi olma özelliğini taşıyan ve 1. Dünya, Balkan ve Kurtuluş Savaşlarında tüm öğrencileri cepheye gittiğinden dolayı mezun veremeyen Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, 140’ıncı kuruluş yılını kutluyor.
20 Nisan 1885’ten bu yana koca bir eğitim çınarı olarak Kastamonu’da hizmet vermeye devam eden Anadolu’nun birinci, Galatasaray ve İstanbul Lisesinden sonra Türkiye’nin üçüncü, yeniden Türkiye’nin birinci resmi lisesi olma özelliğini taşıyan Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesinde 140’ıncı kuruluş yılı heyecanı yaşanıyor. Kastamonu, 1. Dünya, Balkan ve Kurtuluş Savaşlarında en çok şehit veren vilayetlerin başında geliyor. Bu kapsamda 1. Dünya, Balkan ve Kurtuluş Savaşlarında 1914-1918 yılları ortasında Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi’nden 120 öğrenci kara tahtaya "Hocam, biz vatan için cepheye gidiyoruz; bizi yok yazmayınız" notunu düşerek cepheye savaşmaya gitmiştir. Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, savaş yıllarında lise kısmı şubelerinin birçoğunu açamadığı üzere mezun da veremedi. Lisenin cepheye giden öğrencilerinden büyük bir kısmı geri dönemeyerek şehit düşmüştür.
Yurdun dört bir tarafından Kastamonu’ya gelen okulun mezunları, devir arkadaşları ile bir yandan hasret giderirken, başka yandan da lise tarafından düzenlenen kutlama programına katıldı.

"Gençlerimizi, donanımlı ve gelecek yüzyılı kurgulayacak gençler yetiştirme çabası içerisindeyiz"
Abdurrahmanpaşa Lisesi Okul Müdürlüğü ile Abdurrahmanpaşa Lisesi Mezunları Derneği tarafından Halk Eğitim Merkezinde gerçekleştirilen kutlama programında konuşan Kastamonu Ulusal Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, "Abdurrahmanpaşa Lisesi’nden devlet için, millet için çok değerli bireyler yetişmiştir. Bu okulumuz, yeri gelmiş cephede bulunmuş, yeri gelmiş eline kalem almış, yeri gelmiş öteki mecralarda bu vatan için, bu millet için uğraş sarf etmiş. Bugün büyük ve güçlü bir Türkiye’nin oluşması için bundan sonraki süreçte de birebir azim ve kararlılıkla buradan mezun olacak, Kastamonu’dan mezun olacak tüm gençlerimizi en işi formda yetiştirme çabası içerisinde olacağız. Sizlerin de ben, vereceğiniz değerli takviyelerle inşallah çok daha büyük bir Türkiye inşa edecekler. Zira bizler inanıyoruz ki, bizim yetiştirdiğimiz gençlerimize şu anda dünyadaki tüm insanlık bu gençleri bekliyor. Bizler bunu biliyoruz ve bu inançla da gençlerimizi, donanımlı, gelecek yüzyılı kurgulayacak gençler yetiştirme uğraşı içerisindeyiz ki bu, Abdurrahmanpaşa Lisesi içerisinden çıkacak gençlerimizi de inşallah hem bu ülkenin hem de tüm dünya insanlığının faydasına olacak ve onlara yol aydınlığı olacaktır" dedi.

"Bu salonda her şiir, her alkış, her gözyaşı, geçmiş ile gelecek ortasında kurduğumuz köprünün bir parçasıdır"
Abdurrahmanpaşa Lisesi Okul Müdürü Hüseyin Mısırlıoğlu ise, "Bugün burada sadece bir yıldönümünü değil, bir tarihin, bir ruhun ve bir aidiyetin 140 yıllık hikayesini kutlamak için toplandık. 1885 yılında Osmanlı’nın mektebi olarak temelleri atılan, sonrasında Cumhuriyetin aydınlığıyla büyüyen ve bugün çağdaş Türkiye’nin eğitim emektarlarından biri haline gelen Abdurrahmanpaşa Lisesi, yalnızca bir okul değil, bir medeniyet tasarrufunun, bir karakter inşasının ismidir. Bir yol düşünün ki sadece bilgi öğretmiyor, tıpkı vakitte gençliğe istikamet, millete sadakat, vatana aşk, beşere umut öğretiyor. Bir okul düşününki yalnızca birey yetiştirmiyor, karakter dokuyor, vicdan şekillendiriyor, ruh inşaa ediyor. Bu okul, işte bu topraklarda hepimizin gönlünde yaşayan Abdurrahmanpaşa Lisesi’dir. Bugün burada yalnızca kurucumuz Abdurrahman Nurettin Paşa’nın vizyonunu değil, birebir vakitte onu izleyen yüzlerce idealist öğretmenin, binlerce vefalı öğrencinin ortak hafızasını selamlıyoruz. Bugün burada geçmişte yazılmış kıssanın kahramanlarını anıyor birebir vakitte bu öyküyü yazmaya devam edecek genç yürekleri alkışlıyoruz. Bugün, bu salonda her şiir, her alkış, her gözyaşı, geçmiş ile gelecek ortasında kurduğumuz köprünün bir modülüdür. Biz bu köprüden yürürken gerimizde emek veren birçok öğretmeni, önümüzde yolumuzu aydınlatacak birçok öğrenciyi taşıyoruz" diye konuştu.

Abdurrahmanpaşa Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Nurten Ciğerci de, "Koskoca geçen 140 yıl, neredeyse 1,5 asırlık koca bir çınar. Uygun ki yolumuz bu koca çınar liseden geçmiş. Bizi bu yolda yetiştiren tüm öğretmenlerimize, birlikte yürüdüğümüz tüm arkadaşlarımıza çok teşekkürler ediyorum. Kaybettiklerimizin de yerleri cennet olsun" tabirlerini kullandı.
Konuşmaların akabinde okulun mezunları tarafından mandolin konseri verildi. Okulun öbür mezunlarının da müzik söyleyerek eşlik ettiği şovun akabinde şiirler okundu ve zeybek oyunu sergilendi. Akabinde öğrencilerden oluşan okul korosu müziklerini seslendirdi. 70’li yıllara ilişkin pop müziklerinin de yer aldığı konser sonrası "Bizi Yok Yazmayın" bahisli kısa sinema izlendi. Okulun mezunlarının anılarının paylaşıldığı kutlama etkinliğinde öğrenciler tarafından hazırlanan "Ah Şu Gençler" bahisli tiyatro oyunu sahnelendi. Öğrencilerin, hem verdikleri konserde hem de oynadıkları tiyatro oyununda gösterdikleri performans davetliler tarafından büyük alkış aldı.
Okul marşının da daima bir ağızdan söylendiği kutlamalarda son olarak en yaşlı mezun olan Yavuz Ballık’a okulun plaketi takdim edildi. Kutlamalar, bugün içerisinde gerçekleştirilecek çelenk sunumu, stant açılışları ve söyleyişi ile devam edecek.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.