ŞİMDİ SORUYORUM…!

ŞİMDİ SORUYORUM…!

Yayın: 29.02.2016 08:31
Paylaş:
A+ A-

Saygı sözcüğünü genellikle birbirimize karşı tutum ve davranışlarda kullanırız…
Alışılmışın dışında bir tutumla karşılaştığımızda karşımızdakini “saygısızlık etme” diyerek uyarırız.
Saygı sözcüğü dar kapsamlı ilişkileri konu almaz.
Almamalı…
Neden mi?
Saygı tüm insanlığın “evrensel insanlaşma “ kültürüdür de ondan…
Saygının olmadığı yerde sevgi yeşermez.
Oysa o bizi yaşama bağlayan en önemli duygudur…
Onun yok olduğu ortamda yaşam anlamını yitirir.
Daha doğrusu…
Kabalaşır ve anlamını yitirir…
Saygı, sevgiye zemin oluşturur.
Sevgi ise biraz önce değindiğimiz gibi insanlaşma sürecini başlatır.
Bu süreç mutluluğa giden yolu tetikler.
İçinde yaşadığımız mekanda insani ilişkilerde herkesin en çok dikkat ettiği husus sevgi ve saygı değil midir?
O olmazsa her tarafı kalitesizlik kaplar.
Maganda kültürü egemenliğini ilan eder.
Kaba/saba davranışlar etrafa yön vermeye başlar.
İnsanlar insanlaşamamanın derin hüznünü yaşar.
Sözü buradan içinde yaşadığımız kente karşı saygı göstermeye taşıyorum.
İnsanların birbirlerine karşı saygı göstermeleri kadar içinde yaşadıkları kente karşı da aynı davranışı göstermeleri önemli bir husustur.
Neden önemli olmasın ki.?…
Bu kent…
Yani Karabük…
Bizimle doğdu ve bizimle büyüdü.
Her şeyi bizden öğrendi?
Sürekli olarak kazandırdı.
Mekanını bizle paylaştı.
Bize karşı hiçbir kabahat işlemedi.
O nedenle ona gereken ihtimamı göstermek zorundayız.
Kente saygı, insanın her şeyden önce kendisine göstereceği saygıyla doğru orantılıdır.
Saygıda kusur etmek sevgiyi yok eder.
Sevgisiz bir mekanda ise asla yaşanmaz…!
Kent ve insan…
Bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır.
O nedenle…
İnsan yaşadığı kente ihanet etmemelidir.
O’nu çocuğu gibi korumalı ve sevmelidir.
Her şeyden önce yaşanılır kılmalıdır.
Yüceltmeledir.
Her kent kendi yaşam kültürünü kendisi üretir.
Bu noktada farklılığını ortaya koyar.
O farklılıkla anılır ve tarih inşa eder.
Geleceği kucaklar.
Kente yapılacak katkıların en önemlisi insanların bu mekanda birbirini sevmesi ve saymasıdır.
Bu tutum kent kültürünün mayalanmasına vesile olacaktır.
Nasıl mayasız bir ekmek tat vermezse kendi kültürünü icra edememiş bir kent insanlara bir şey veremez.
Şimdi soruyorum…
Kente saygı neden önemli…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Komiser yardımcısı 1800 nüfuslu ilçede açtığı spor kursuyla gençlere umut oldu

Anadolu Ajansı
Yayın: 05.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

KASTAMONU (AA) – ÖZGÜR ALANTOR – Kastamonu'nun 1800 nüfuslu Şenpazar ilçesinde geçen yıl çalışmaya başlayan İlçe Emniyet Amir Vekili Komiser Yardımcısı Mehmet Salman, gençler için basketbol ve sınavlara hazırlık kursları açtı.

Geçen yıl ilçede göreve başladıktan sonra öğrencilerin hem keyif alabileceği bir sporla uğraşmalarını sağlamak hem de öğrencileri spor becerisi gerektiren sınavlara hazırlamak için kolları sıvayan komiser yardımcısı, ilk önce görüştüğü aileleri ikna etti.

Valilik, emniyet ve milli eğitimden gerekli izinleri aldıktan sonra kurs açan Salman, Şenpazar Spor Salonunda haftada 3 gün 21 öğrenciyle çalışmalara başladı.

Mehmet Salman, AA muhabirine, gençlerden gelen olumlu geri dönüşlerin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.

Hakkari'de görev yaptığı dönemde bir basketbol takımı kurduğunu anlatan Salman, “Takımımız Hakkari'de şampiyon olup bölge şampiyonasına gitmişti. Geçen yıl burada çalışmaya başladıktan sonra bundan ilham aldım. Burada da çocukların boş vakitlerini geçirebilecekleri alanların yetersiz olduğunu görerek, gerekli izinleri alıp basketbol kursu açtık. Aynı zamanda çocuklarımızı polislik, bekçilik, üniversitelerin beden eğitimi bölümlerine hazırlamak için bir parkur oluşturduk.” dedi.

Öncelikle gençlerin güzel vakit geçirmesini istediğini belirten Salman, “Buradaki temel amacımız çocuklarımızı spora teşvik etmek ve eğlenmek. Bunun yanında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi zeki, çevik ve ahlaklı sporcular yetiştirmeyi hedefliyoruz. Öğrencilerle başladık ve yoğun ilgi gördük. Hatta kız çocuklarının ilgisi daha fazlaydı. Biz emniyet olarak çocuklarımızın bize güvenmelerini, bir sıkıntı olduğunda bize gelmelerini istiyoruz. Bu kurs aslında bir nevi bu düşünceye araç oldu. Esnafımız malzeme konusunda destek verdi.” diye konuştu.

– “Çocukların sporla ilgili kariyer yapmalarını istiyoruz”

Hedeflerinin olduğunu dile getiren Salman, “Sportif anlamda basketbol bir takım sporu. Biz önce ilde derece yapmak istiyoruz ama büyük hedefimiz çocukların şahsıyla alakalı. Çocukların sporla ilgili kariyer yapmalarını istiyoruz. Bu olmasa bile ileride spora destek veren yöneticiler olmalarını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kursa katılan öğrencilerden Serpil Coşkun ise kendileri için kursun çok iyi olduğunu vurgulayarak, “Burada böyle aktiviteler çok olmuyor. Derslerden sonra yurda geçince sıkılıyorduk. Burada eğleniyoruz. Hem sportif anlamda iyi oldu hem de beden eğitimi öğretmeni olmak istediğim için bana altyapı oluşturuyor.” dedi.

– “Küçücük bir yerde böyle bir kursun olması çok güzel”

Muhammet Kerem Göktaş da kurstan önce okuldan eve gittiğini ve yapacak bir şeyinin olmadığını anlatarak, “Şimdi buraya geliyor, eğleniyorum. Küçücük bir yerde böyle bir kursun olması çok güzel.” diye konuştu.

Ayşenur Baş ise jandarma olmak istediğini dile getirerek, “Burada hem eğleniyor hem de seçeceğim mesleğin sınavları için altyapı oluşturuyorum.” ifadelerini kullandı.

Elif Nur Çınar da “Mehmet Hocam Şenpazar'a, okulumuza birçok konuda ümit oldu. Kursumuza gönüllü olarak katıldı. Mehmet Hocamız burada asker olmak, polis olmak, beden eğitimi öğretmeni olmak isteyen arkadaşlara örnek oldu. Burası biraz daha kırsal olduğu için bu konularda sıkıntı yaşayabiliyorduk. Bize canıgönülden destek olarak bütün öğrencilere ümit oldu.” dedi.