Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
11 Mart, 2016 10:14 tarihinde yayınlandı
A+ A-

TOBB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu KBÜ’ye Devredildi

Karabük Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Karabük Üniversitesi Rektörlük makamında gerçekleştirilen resmi imza töreni ile Üniversite’ye devredildi. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat ve Karabük Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özcan, Üniversite’de bir araya gelerek Organize Sanayi Bölgesi’ne yakın bir alanda inşaatı tamamlanmak üzere olan 16 derslikli TOBB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun Karabük Üniversitesi’ne devriyle ilgili protokole imza attı. Devir teslim töreninde konuşan Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat Polat, Karabük TSO ile geçtiğimiz aylarda Üniversite - sanayi İşbirliğini tüm alanlarda geliştirmek amacıyla imzalanan protokolün ilk icraatlarından birini gerçekleştirdikleri için büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Rektör Polat sözlerine şöyle devam etti: “İlimizin Üniversiteye olan katkılarının bir yenisini daha bugün resmileştirmiş bulunuyoruz. Üniversitemize bir bina daha kazandırıldı. Bunun gerçekleşmesinde Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Bey’in müthiş katkıları oldu, bunu belirtmek istiyorum. Başta kendisine ve emeği geçen herkese katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. Karabük olmadan, Karabük halkı olmadan zaten üniversitemiz bu noktalara ulaşamazdı. Eş değer üniversiteler arasında çok iyi bir yerdeyiz. Bunu da her gittiğimiz yerde duyuyoruz” dedi. Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özcan da konuşmasında Türkiye’de ilk defa Odalar ve Borsalar Birliği’nin bir yüksekokul binası yaparak bunu üniversiteye devretmiş olduğuna dikkat çekti. Tuncay Özcan konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Yeni Yüksekokulumuzun kazandırılmasında karşılıklı anlayış, uzlaşı ve mantık birliği olmasaydı buna sadece bizim çabamız yetmezdi. Taşın altına elini üniversite ile birlikte Ticaret ve Sanayi odası da koymuştur. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun da bu binanın yapılmasında katkısı büyüktür. Kendisine de teşekkürlerimizi bu hususta belirtmek istiyorum” Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özcan ülkemizin sanayileşme sürecine destek olması açısından bu tür işbirliklerinin önemli olduğuna da vurgu yaparak devamında şunları söyledi: “Bu işbirliğinin Türkiye’deki üniversitelere de örnek olacağını ümit ediyorum. Bu okulun altında eğitim inovasyon ve ARGE merkezi inşaatımız başlayacak. Proje ortaklarımızdan bir tanesi yine Üniversitemizdir"ifadelerine yer verdi.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.