Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
05 Kasım, 2021 21:40 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük’te Vatandaşlar Korona Virüs Tedbirlerini Unuttu

(İHA) - Karabük Sağlık Müdürü Ahmet Sarı, açıklanan 100 bin kişide görülen vaka oranı tablosunda birinci sıraya yükselen kentte sağlık hizmetlerinde bir aksama olması yönündeki ihtimalin kendilerini ve hastaları tedirgin ettiğini belirtti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın 16-22 Ekim tarihleri arasında açıkladığı haftalık vaka oranı tablosunda 552,92’lik oranla birinci sıraya yükselen Karabük’te günlük vaka sayısı 193’e ulaştı. Üniversitelerin açılmasıyla beraber sosyal hareketliliğin arttığı kentte haftalık vaka sayısı bin 351 oldu. Her geçen gün artan vaka sayısındaki artış tedirginliğe neden olurken, bazı vatandaşların buna rağmen kalabalık caddelerde maske kuralına uymadıkları görüldü. “Tedbir konusunda ciddi bir rehavet olduğunu gözlemliyoruz” İl Sağlık Müdürü Ahmet Sarı gazetecilere yaptığı açıklamada, kentteki hızlı vaka artışını biran evvel tekrar vatandaşlarla el birliği içerisinde düşürülmesi gerektiğini belirterek, “Biran evvel tekrar vaka sayılarının azaldığı ve geleceğe umutla baktığımız günlere dönmemiz lazım. Tekrar vaka sayılarının düşmesi için birinci yapmamız gereken temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet eder hale gelmemiz gerekiyor. Toplumda tedbir konusunda ciddi bir rehavet olduğunu gözlemliyoruz. Toplumun her kesiminde bu durum gözlemleniyor. Biraz tedbir yorgunluğu olduğunu düşünüyoruz ancak bununla beraber sanki pandemiden çıktığımız gibi bir yanlış kanıya sahip olduğumuzu düşünüyorum” dedi. Pandeminin devam ettiğini dile getiren Sarı, aşılanma oranlarının yavaşlamasına rağmen ciddi bir aşılama yaptıklarını ama bunun yetersiz olduğunu aktararak, maske, mesafe ve hijyen kurallarına da uymak gerektiğini söyledi. ‘İki doz BioNTech olanlara üçüncü dozu olabilecek’ İl genelinde yapılan aşılama çalışmaları hakkında bilgi veren Sarı, “Bugünden itibaren hastanelerimizde ve aşı merkezlerimizde iki doz BioNTech olmuş ve üzerinden 6 ay geçmiş 60 yaş üzerinde ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımızın aşılarına başladık. Ayrıca risk grubunda olan mesleklerde çalışan vatandaşlarımızın da e-nabızdan aşı durumlarını kontrol etmelerini ikinci doz BioNTech üzerinden 6 ay geçmişse üçüncü doz aşılarını olabileceklerini vurgulamak istiyorum” ifadelerine yer verdi. “Hamilelerin mutlaka aşılarını tamamlamalarını şiddetle tavsiye ediyoruz” Özellikle hamile vatandaşların aşılarını aksatmaması gerektiğine dikkat çeken Sarı, “Hem ülkemiz hem de dünya genelinde maalesef yeni varyantların ortaya çıkmasıyla hamilelerimiz arasında ciddi sorunlarla karşılaşan vatandaşlarımız oldu. Hamilelerin özellikle hamileliği öğrendikten itibaren hekim kontrolünde aşılarını yaptırmalarını tavsiye ediyoruz. İlimizde de maalesef erken doğum yapan 26 yaşında bir hamilemiz oldu. Kendisi önce entübe durumda idi. Yoğun bakımda uzun bir süre takip ettik. Bebeğimizi de takip ettik. Şuanda yoğun bakımdan normal servise aldık. Bu nedenle mutluyuz. Ne ilimizde, ne ülkemizde ne de dünyada bir anne ölümü yaşamak istemiyoruz. Anne adaylarının ve hamilelerin mutlaka aşılarını tamamlamalarını şiddetle tavsiye ediyoruz” dedi. Türkiye genelinde başlayan TURKOVAC aşısının faz-3 çalışmalarının Karabük’ün komşu ili olan Bolu’da da yapıldığını hatırlatan Sarı, “Bizde bu anlamda bize talep geldiğinde üçüncü faz çalışması için TURKOVAC aşısı olmak isteyen vatandaşlarımızı ücretsiz olarak Bolu iline götürüp aşılarını yaptırarak, takiplerini sağlayacağımızı taahhüt ettik. Bu konuda bilgilendirmeleri yaptık. 18-59 yaş arasında iki doz Sinovac olmuş, 90 ile 270 gün arasında bir zaman geçmiş ve daha önce Covid-19 olmamış vatandaşlarımızın faz-3 çalışmalarına katılabileceğini belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu. Vaka sayılarındaki artışın önemli nedenlerinden bir tanesinin özellikle üniversitenin açılması ile beraber kentte sosyal hareketliliğin önemli ölçüde artmış olmasından kaynaklandığını vurgulayan Sarı, “Hareketliliğin fazla olduğu mekanlarda özellikle temizlik, maske ve mesafe konusunda dikkat edilmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Vatandaşlarımızın kapalı alanlarda uzun süre kalmamalarını rica ediyorum. Kaldıkları müddetçe mutlaka maske takmalarını ve maskesiz dolaşmamalarını rica ediyorum. Çünkü bizler her ne kadar aşılı olsak bile bu hastalığı yine yakalanma ihtimaline sahibiz. Hastalığı semptomsuz geçiren hastalarımızda başka vatandaşlarımıza bu hastalığı yayabiliyorlar. Öğrenci kardeşlerimizin bu konuda dikkatli olmalarını istirham ediyorum” ifadelerini kullandı. “En büyük tedirginlik sağlık hizmetlerinde bir aksama olması yönünde” “Vatandaşlarımızın bir kez daha rehavete kapılmamalarını rica ediyorum” diyen Sarı, şunları söyledi: “Bu tedbir yorgunluğundan bir an evvel kurtulmalarını, ellerinden geldiğince tedbirlere riayet etmelerini istirham ediyorum. Karabük daha önce uzun süre vakaların görülmediği il oldu. Tekrar bu şekle dönüşmemiz lazım. Vaka sayılarının azalması ve düşmesi gerekiyor. Şunu da belirtmek isterim. Bizim için en büyük sıkıntı ve tedirginlik sağlık hizmetlerinde bir aksama olması yönünde. Vaka artışlarında yükselme gösterdiğinde hastanemiz de hasta yükü giderek artıyor ve bu durum diğer hastalarımız içinde bir tedirginlik unsuru haline geliyor. Bizim sağlık hizmetlerinin aksamadan, kesintiye uğramaması için vaka sayılarımızı bir an evvel düşürmemiz ve tekrar eski normal günlerimize dönebilmemiz gerekiyor.”

Bizi sosyal medyadan takip edin

2 Yorum

  1. halkgözü

    pandemı anlasılmayan cok nokta var.aşılama oranları turkıye genelı yuzde 80 lere dayandı karabuk genelı aynı sekılde.Ama hıc bırsey değişmesdi .gecen sene bu zamanlar asısız toplum olumler 250 lere yakın, busene asılı toplum ölumler yıne aynı nerde bu aşının etkısı.yoksa asının hıç bır faydası yok mu ? 2 aşı olupta coronaya yaklanan olen kişiler bıle var aşı olup corona olan var .kalp kırızınden ölumler arttı. Malesef halkın kafasında bir çok soru işareti var .artık halk pandemı ile ılgılı soylenenlerin çoğunu kafasında sorgular hale geldi…turkıye genelinde neden genel evler acık nasıl olurda pandemı oldugu halde buralar çalısıyor.hemde aşı olmayan gıremez yazıyor kapıda .madem aşı olanlar korunuyorsa neden sokakta hala maskeyle gezıyor ınsanlar…halk artık her soylenene ınanmıyor…

  2. *****

    Safranbolu-Karabük dolmuşlarına bir bakın tıklım tıkış gidip geliyor, virüs bulaşmasında ne yapsın.

Yeni yorumlara kapalı.

blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.