Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
29 Nisan, 2016 10:11 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şahin: “Siyasette Herkesi Memnun Etmek Zor”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, siyasette herkesi memnun etmenin zor olduğunu söyleyerek, “Bize söylenmesini arzu etmediğimizi başkasına söylememeliyiz. Şu anda Türk siyasetinin buna çok ihtiyacı var. Kendisine söylendiğinde son derece tepki göstereceği, üzüleceği sözleri başkalarına söyleyen siyasetçiler var" dedi. Karabük Üniversitesi Artı Kariyer Kulübü tarafından üniversitenin Bektaş Açıkgöz Konferans Salonu’nda 2 gün sürecek olacak olan 'Kariyer Zirvesi' başladı. Zirvenin açılışında konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, öğrencilik yıllarını ve siyasete nasıl başladığını örnekler vererek anlattı. Siyasette herkesi memnun etmenin zor olduğunu anlatan Şahin, "Herkesi memnun etmek mümkün değildir. Memnun etmek için çaba sarf edeceksiniz ama mutlaka gayri memnunlar da olacaktır. Bu da sizi umutsuzluğa sevk etmemelidir. Bu gereceği bilerek hareket etmelisiniz. Mutlaka toplumda, siyasette, okulda her yerde de olabilir. Mutlaka karşı çıkanlar, muhalifler olabilecektir. Hayatta siyasete atılırsınız, siyasette herkesi memnun edemezsiniz. Ben bunu gördüm ve Karabük’te siyaset yapıyorum. Siyasette bizi sevenler ve destekleyenler var ama memnun olmayanlar da vardır. Bunu doğal gerçek olarak kabul etmek mecburiyetindeyiz. Tabii onların da gönlünü kazanmak, memnun etmekte siyasette bizim hedeflerimizden bir tanesidir" dedi. Öğrencilere mutlaka yabancı bir dil öğrenmeleri konusunda tavsiyede bulunan Şahin, "Bir lisan son derece önemlidir. Ben doğrusu bu bakımdan eksiğim. Bir lisan öğrenemedim. Siyasi hayatımda bakanlık dönemimde, meclis başkanlığım dönemimde İngilizceyi bilmemenin ne kadar sıkıntıya yol açtığını bizzat yaşadım. 'Keşke bir yabancı dil öğrenseydim' diye hep demişimdir. Çocuklarımda onu tavsiye ettim. Çok şükür öğrendiler. Gençler mutlaka bir yabancı dil öğrenin. Hangi mesleği icra ederseniz edin ama en az bir yabancı dili çok iyi bilmeniz gerekir. Hele çağımızda hele gittikçe gelişen ve büyüyen, AB sürecinde ilerleyen Türkiye’de mutlaka önemli görevlere geleceksiniz. Yabancı dil öğrenmenin ne kadar zaruri olduğunu bizzat hayatımda yaşadığım için bunu sizlerle paylaşmak ihtiyacını duydum" diye kaydetti. TÜRK SİYASETİNİN BUNA ÇOK İHTİYACI VAR Şahin, sözlerini şöyle tamamladı: "Bize söylenmesini arzu etmediğimizi başkasına söylememeliyiz. Şu anda Türk siyasetinin buna çok ihtiyacı var. Kendisine söylendiğinde son derece tepki gösterecek, üzecek olan sözleri başkalarına söyleyen siyasetçiler var. Sonra bunlardan üzüntü duyduklarını fark ediyorum. Ama dokuz düşünüp bir konuşmak gerekir. O nedenle kendimize layık görmediğimizi başkalarına da layık görmemeliyiz. Hayatta bu ilkelere riayet etmenin bizim toplumdaki saygınlığımızı ve etkimizi daha da arttıracağını düşünüyorum" Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Abdurrahim Boynukalın ise ‘Yeni Türkiye Yolunda Gençlik İdeali’ konulu konferansında yaptığı konuşmada, “Batı ve Doğu’nun bu kadar fazla bunalımlı, karamsar ve sıkıntılı tabloların ortasında biz Yeni Anayasayı konuşabilecek kadar stabil bir ülkenin 2023-2071 hedeflerini koyacak kadar güçlü bir siyasi iradenin olduğu ülkede yaşıyoruz” dedi. Boynukalın, “Avrupa’da şu an itibari ile uyuşturucunun kullanım oranının inanılmaz yükseldiği ve başlama yaşının 11’e düştüğü, esrar kullanımın 9-10 yaşına indiği, cinsel sapkınlık ile her türlü sosyal adaletsizlik ve ahlaksızlığın dezenformasyonun alabildiğince ilerlediği bir dünya. Batı dünyası şuanda bu durumda. Batı dünyasında bunlar çok ciddi anlamda buhranlar ve Doğu tarafından genelleme yapmak doğru değil ama içerisindeki bütün ülkeler bu analizleri yaparak çok ciddi anlamda psikologlara danışarak bu süreci getirmeye çalışıyorlar. Batı genelleme yaparsak, ekonomik anlamda kendisini yürütebildiği ve var edildiği, güçlü olduğu ama ahlakı anlamda bir ölünün mezara indikten sonra kurtçukların kendisini kemirmesi gibi ahlaksızlığın ve dezenformasyonun kendisini kemirdiği bir süreci yaşıyor. Bu süreçlerin sonunda insanlar hep bir yere bağlanmak istiyorlar. Ortada ahlaksızlık ve ciddi anlamda buğran var. Bu ruhsal boşluğun ortasında bir şey bulmak istiyorlar. Avrupa şu an, aynı sanayi devriminin başladığı dönemde insanların dinden tamamen uzaklaştıktan sonra sosyolojik olarak cemaat cemiyet ayrımı olduktan sona bir şekilde faşist liderlerin kendilerine ekonomik vaat edebilirsiniz, size bir ideal sunuyoruz demesiyle arkalarına takıldı. Gençlerin hepsi şuan, Avrupa ülkelerin tamamında aşırı sağcıların destekçisi halinde. Avrupa’da aşırı sağ hareketleri bir yükseliş halinde. Bunun aynısı şu an Amerika’da var. Ülkedeki bütün Müslümanları tecrit etmeli, İsrail’in Gazze’ye ne uyguluyorsa aynısını uygulamamız gerekir diyen Trump, Cumhuriyetçilerin adayı olarak resmen bir rüzgarı arkasına almış gidiyor. Son araştırmalara göre kendisine destek verenlerin yüzde 62’si 30 yaşı altında. Bu inanılmaz bir rakam. Şu anda gençler Amerika’da 18-30 yaş arasında çok ciddi miktarda Cumhuriyetçilerin adayı olan ve tamamen bir dini unsuru ülkeden atmakla, göndermekle, mültecileri ülkeye almamak diyen bir adama destek veriyor. Doğu’da bizim coğrafyamızda ise kan, zulüm ve hak ettiğinden kötü şekilde yönetilen ülkelerin parçalanma süreçlerini görüyoruz” dedi. Boynukalın, Doğuda Afganistan, Rusya ve Amerika süreçlerinin hepsini yakın tarihte gördüklerini de anlatarak, “Irak paramparça olmuş bir ülke, Yemen’de, Libya’da yaşanan süreçleri biliyoruz. Bunların hepsinin sonucunda Batı ve Doğu’nun bu kadar fazla bunalımlı, karamsar ve sıkıntılı tabloların ortasında biz Yeni Anayasayı konuşabilecek kadar stabil bir ülkenin 2023-2071 hedeflerini koyacak kadar güçlü bir siyasi iradenin olduğu ülkede yaşıyoruz. Allah rızası için sahip olduğunuz nimetin farkında olun. İnanılmaz bir nimetin üzerindeyiz. Batı’da her türlü sıkıntının, ideolojik kamplaşmanın ve yol güzergahı belirleyememenin sıkıntısı yaşanırken, doğuda yaşamanın veya yaşamamanın hesabının yapıldığı, özgürlük güvenlik dengesinin tamamen altüst olduğu, insanların evlerine emniyetle ulaşamadığı ve yarınlarından emin olamadıkları ülkelerin ortasında siz bu kan ve zulüm coğrafyasının tam ortasında tek umut vadeden ülkenin tek umut vaat eden gençlerisiniz” ifadesine yer verdi. Karabük Valisi Orhan Alimoğlu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, KBÜ Rektörü Prof. Dr. Refik Polat ve diğer protokol üyelerinin hazır bulunduğu zirve, oturumlarla devam etti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.